Esra, yedi yaşında ilkokul birinci sınıfta, dikkat eksikliÄŸi yaÅŸayan hafif düzeyde zihinsel engelli bir kız çocuÄŸuydu. Esra’nın kendinden bir yaÅŸ küçük anaokuluna giden erkek kardeÅŸi vardı. Esra’nın öğretmeni aileyi, bir hastaneye tedavi için gitmeleri konusunda yönlendirmiÅŸti. Esra sınıfta ders dinlerken kendini derse veremiyordu. Okuma-yazma öğrenme konusunda istekli deÄŸildi. Öğretmenin verdiÄŸi ödevleri tahtadan yazamıyordu.
Ayrıca Esra’nın okuması çok yavaÅŸtı, okurken çoÄŸu kelimeyi yanlış ve eksik okuyordu. Kendine okunan bir hikayeden sorular sorulduÄŸunda bunları yanıtlayamıyordu. Özellikle matematikte çok zorlanıyordu. Toplama yapacağı zaman yanlışlıkla çıkarma yapıyordu. Matematikle ilgili sembolleri karıştırıyordu. Ödevlerini tek olarak yapamıyordu, sürekli annesinden destek istiyordu. Hele bakmadan yazı yazmaktan, yani dikte çalışmasından nefret ediyordu.
Yazı yazmak onun için adeta bir iÅŸkenceydi. Yazı yazarken devamlı silmekten defteri aşınmış bir vaziyetteydi. Esra, kendini arkadaÅŸlarından geri planda hissettiÄŸi için samimi arkadaÅŸ da edinemiyordu. ArkadaÅŸlarının onu derslerinden dolayı dışladığını düşünüyordu. Esra benim seanslarıma yazıldığında onunla eÄŸitim sürecimiz baÅŸlamış oldu. Esra ya öncelikle Wisc-r zeka testi uyguladım. Esra’nın genel bilgi, aritmetik, sözcük daÄŸarcığı alt test puanları genel geliÅŸim seviyesinin altında çıktı. Yani Esra’nın uzun süreli hafızası ve dili kullanma becerileri, kelime bilgisi, dil geliÅŸimi sözel probleme konsantre olma becerisi, iÅŸitsel dikkati, sayı bilgisi ve dört iÅŸlem becerisi zayıf yetersiz olduÄŸu alanlardı. Performans bölümünde ise; Resim tamamlama, parça birleÅŸtirme, ÅŸifre alt test puanları da genel geliÅŸim seviyesinin altında çıktı. Yani Esra’nın çalışma hızı, kısa süreli hafızası, görsel dikkati, görsel belleÄŸi, parçalar arasında iliÅŸki kurma becerileri de yetersiz olduÄŸu alanlardı.
Esra’nın anne -babasıyla test sonuçlarının aktarıldığı bir bilgilendirme seansı yapıldı. Bu seansın ardından Esra ile eÄŸitim seanslarına baÅŸladık. Bu eÄŸitimlerde, iÅŸitsel hafızasını, çalışma hızını, görsel dikkatini, uzun süreli belleÄŸini, dikkatini geliÅŸtirecek alıştırmalar yaptık. Aileye evde uygulaması için ek ödevler verildi. Esra’nın okul öğretmeniyle de sıkı bir iletiÅŸim kuruldu ve bilgi alışveriÅŸi saÄŸlandı. Esra dört aylık bir eÄŸitim sürecinin sonucunda, okuma-yazmayı öğrendi, okuduÄŸunu anlamaya baÅŸladı, bakmadan yazma konusunda epeyi bir ilerleme kaydetti. Dikkat eksikliÄŸi için bir hastaneye yönlendirildi. Kendine dikkatini toparlaması için, okul saatlerinde kullanmak üzere , düşük dozda ilaç tedavisine baÅŸlandı. Esra’nın arkadaÅŸ iliÅŸkilerini geliÅŸtirmek için öğretmeniyle devamlı baÄŸlantı halinde olundu. Esra’nın ÅŸu sıralar ders dışında oynadığı, konuÅŸtuÄŸu iki arkadaşı var. Bu geliÅŸme, Esra’nın okulunu daha çok sevmesini saÄŸladı. DeÄŸerli okuyucular ve meslektaÅŸlarım, “eÄŸitilebilir” yani “hafif düzeyde zihinsel engelli” demek; zeka bölümleri 45-75 arasında olan çocuklar bu gruba giriyor demektir. GeliÅŸimleri, normal zeka bölümüne sahip çocuklardan pek farklılık göstermez ve tanılanmaları, okula baÅŸladıklarında akademik çalışmalardaki güçlükleri sonucunda yapılmaktadır. Zaten “eÄŸitilebilir” demek; bu gruba giren çocukların okuma-yazma, matematik gibi temel akademik beceriler yanısıra özbakım becerilerini öğrenebilmesi, ileride yetiÅŸkinlik yaÅŸamlarında geçimlerini saÄŸlayabilecek iÅŸ becerisi edinebilmeleri demektir. Erken tanı, psikolojik destek, özel eÄŸitim programları, anne-baba yardımı ile çoÄŸunluÄŸu, sosyal yönden uyum saÄŸlayabilirler. Tek önemli fark; bu çocuklar öğrenme yönünden daha fazla himaye ve desteÄŸe ihtiyaç duyarlar. DeÄŸerli arkadaÅŸlar, rehabilitasyon merkezlerinde, eÄŸitilebilir zihinsel engelli öğrencilere sosyal beceriler geliÅŸtirmeleri öğretilmelidir. Bu çocuklar, sosyal geliÅŸimlerini artırıcı eÄŸitim programlarından da yararlanmalıdırlar.
Bu amaçla çeşitli konular ile ilgili geziler düzenlenmeli, bu çocuklar sinema veya tiyatroya götürülmeli, takım sporları yapmaları sağlanmalı ve yaşıtları ile kaynaştırma almaları sağlanmalıdır. Biz, merkezimizde sadece öğrenciyi değil, anne-babayı da eğitiyoruz sıloganı ile yola çıkılmalıdır. Çünkü engelli bir çocuğa sahip olmak, anne-babaya pek çok sorumluluk almayı da gerektirir. Anne-baba yaşamlarındaki her şeyi çocuklarına göre planlamak zorunda kalırlar. Bu durumda anne-baba da; stres, anksiyete, beklenmedik krizler, dış dünyanın tutumuyla yüz yüze gelmekten kaçınmak, hayal kırıklığı, suçluluk duyguları, kendine güven ve saygıda azalma oluşur. Anne-babanın bu yüzden psikolojik açıdan desteklenmesi rahatlatılması çok önemlidir.
Verilen bu psikolojik danışma hizmeti aÅŸağıda sıraladığım alanları kapsıyor; Anne-baba seminerleri-Anne babanın çocukla olan iletiÅŸimi-EÅŸler arası iletiÅŸim bozuklukları-KiÅŸilerarası iliÅŸki problemleri-Aile terapisi… Bu psikoterapiler sayesinde; annelerin ifade etmekten kaçındıkları öfke, suçluluk, inkar gibi duyguların özgürce ifade edilip katarsisi saÄŸlanıyor. KiÅŸinin kendine güveni ve saygısı artıyor. Grup sayesinde çeÅŸitli problem sahalarına çözüm yolları, farklı bakış açıları kazanmış oluyorlar. Her ÅŸeyden önemlisi, stresle baÅŸa çıkmayı ve rahatlama yollarını öğreniyorlar.
Eshat Çiftseven
Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmeni, Üstün Yetenekliler Eğitimcisi
http://www.rehabilitasyon.com
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.