hd porno porno hd porno porno

Gecikmiş konuşma nedir neler yapılmalıdır.

5.612 okundu

Anne ve babaların, çocuklarının gelişimine ilişkin olarak öncelikle bekledikleri aşamalardan biri konuşmaya başlamasıdır. Anne-baba olmanın zevkini doyurucu bir tarzda yaşamaları için çocuklarının “dillenmesi” gerekir. Bu mucizevi olay birçok çocukta gerçekleşir ve herhangi bir özel çaba olmadan çocuklar anadillerini kendiliklerinden öğrenmiş olurlar. Ama bu iş sanıldığı gibi zahmetsiz değildir ve bir anda gerçekleşmez. Öncelikle bir çocuğun iletişimi, konuşmaya başlamasından önce, daha doğumdan itibaren başlar. Çocuğun ilk sözcükleri ve cümle kurması sonra gelişse de konuşmanın bazı bileşenleri doğumla birlikte gelişmeye başlar. Çocuğun ağlamaya başlaması ve ağlamayı iletişim için kullanması bile bir çeşit dil becerisidir. Çocuklar, kısa zamanda ağlama seslerinden farklı sesler çıkarır ve işittikleri belli sesleri algılamaya ve yorumlamaya başlarlar. Pek çok çocuk, bir yaş civarı ilk anlamlı sözcüklerini çıkarıp en geç 2-3 yaş gibi düzgün bir şekilde konuşmaya başlar. Ancak bu durum bazen böyle olmayabilir ve çocuklar zamanında konuşmaya başlayamayabilirler. Bu durum gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Çocuğun konuşması yaşından beklenenden çok geri ya da konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa, o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır.

Gecikmiş Konuşmanın Belirtileri Neler Olabilir?
Gecikmiş konuşma hem derece, hem tür olarak çok değişiklik gösteren bir dil ve konuşma güçlüğüdür. Tanılamada siz anne babaların gözlemleri önemli bir yer tutmaktadır. Çocuğunuzu gözlemlerken, aşağıdaki belirtilerin onda olup olmadığına dikkat etmeniz yapılacak tanılamayı kolaylaştıracaktır.Gecikmiş konuşması olan çocukların :
Kısıtlı sözcük dağarcıkları vardır. Ya hiç konuşmazlar ya da zor anlaşılan birkaç sözcük kullanabilirler.
Yutma, çiğneme, salya akıtma sorunları olabilir.
Düşünce ve isteklerini anlatmada zorlanabilirler.
Jest, mimik, işaret kullanmaya yönelebilirler.
İletişim kurmaya karşı isteksiz davranabilirler.
Çevrelerindeki seslere, konuşmalara ilgisiz davranabilir, dinlemez görünebilirler.
Anlaşılmaz sesler çıkarabilirler.
Çevreleriyle ve girdikleri yeni ortamlarda uyum güçlükleri gözlenebilir.
Yalnız kalmayı tercih edebilirler.
İsteklerini, düşüncelerini dile getirirken hoş olmayan (vurma, çarpma, ağlama, bağırma gibi) tepkilerde bulunabilirler.
Dikkat süreleri kısa ve dağınık olabilir.
Kavramları geç ve uzun zamanda öğrenebilirler.
Bellekleri zayıf olabilir.
Öğrendikleri bilgileri transfer edemeyebilirler.Burada dikkat etmemiz gereken, belirtilerin sıklığı ve devamlılığıdır. Çocuğunuz bu tarz belirtiler gösteriyorsa bir dil ve konuşma terapistine başvurmanız faydalı olacaktır.

Gecikmiş Konuşmaya Ne Yol Açar?
Çocuğun konuşmasının gecikmesinde birçok faktör rol oynayabilir. Zihinsel yetersizlik temel becerilerin gelişimini geciktirebilir, hatta engelleyebilir. Yarık damak, dudak gibi konuşma organlarında oluşan bir problem doğrudan dil ve konuşma gelişimini geciktirebilir. Fiziksel yetersizlik, işitme kaybı ve görme özrü gibi bazı duyusal kayıplar, erken dil ve bilişsel gelişim için önemli olan deneyimleri engelleyebilir, bu durumda da çocuk çevrenin ve duyuların zengin kaynağından ve sonuç olarak bilgiden yoksun kalabilir.Uzun süreli hastalıklar ve çocuğun sık sık hastalanması da dil ve konuşma gelişimini geciktirebilir. Eğer çocuğun çevresinde ilgisini çeken, dil ve konuşma gelişimini destekleyen bir ortam yoksa, konuşma gelişimi daha yavaş olabilir. Bu konudaki uyarıcıların yetersizliği, uyarım eksikliği konuşmada gecikmeye yol açabilir. İki dil konuşulan ev ortamı, baskıcı aile tutumları, düşük sosyoekonomik düzey gibi çevresel faktörler de dil ve konuşma gelişimini geciktirebilir.Dil ve konuşmanın gecikmesi erken doğum, kromozom anomalileri, motor gelişim geriliği, işitme kayıpları, genetik bozukluklar, ailede gecikmiş dil öyküsü, zeka geriliği, yarık dudak/damak, otizm, yaygın gelişimsel bozukluk, çevresel koşullar, uyaranların az olması, anne-babanın tutum hataları gibi birçok nedene bağlı olabileceği gibi bazen tüm bu nedenlerden bağımsız olarak da görülebilmektedir. Bir kısım çocuk muhtemelen kalıtsal nedenlerle zamanında konuşmaya başlayamaz. Bu çocukların bir kısmı tam öğrenmeden konuşmaya başlamak istemeyen çocuklardır. Ama belirli bir yaşa geldiklerinde (sıklıkla 3 yaş civarı), birden ve düzgün bir şekilde doğrudan cümle kurarak konuşmaya başlarlar. Bunların bir kısmında ise dil ve konuşma ile ilgili beyin bölgeleri daha geç olgunlaşmakta ama daha sonra hızlı ve sıçramalı bir gelişim göstererek yaşıtlarına ulaşmaktadır. Ancak bu çocukların zeka ve diğer gelişim aşamaları normaldir. Sözel-olmayan iletişimleri iyidir. Sözcük anlamaları iyidir. Var olan konuşmaları, özellikle dilbilgisi özellikleri açısından bozuk ya da anormal değildir.

Çocuğum Hala Konuşmadı, Ona Nasıl Yaklaşmalıyım?
Sabırlı olun, baskı kurmayın, ve zorlamayın çocuğunuzun konuşmasına destek olun.
Evde çocuğunuz için bol konuşulan bir ortam hazırlamaya özen gösterin.
Ona yaptıklarınız üşenmeden anlatın. (Yedirme, giydirme, altını değiştirme vb. günlük aktivitelerde, o anda yapmakta olunan aktivite hakkında konuşmak çocuğun sözcük dağarcığını artırmak için kullanılabilecek en doğal yöntemdir).
Çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin. Oyun oynarken dikkatinizi oynadığınız oyuna verin başka şeylerle ilgilenmeyin.
Eğer yanlış üretim yaparsa ona doğrusunu söyletmeye çalışmayın; sadece siz doğrusunu söyleyerek model olun.
Çocuğunuzla bebeksi bir şekilde konuşmayın, bu çocukların yanlış söylediği sözcükleri düzeltmesini engellemektedir.
Size soru sorarsa başınızdan savmayın, ayrıntılı yanıt verin.

Çocuklarda Dil ve Konuşma Gelişimi İçin Evde Neler Yapmak Gerekir?
Çocuğun sosyal çevresi, ona sağlanan sözel uyaranların niteliği ve miktarı, özellikle de annenin çocukla olan iletişimi, dil edinim sürecini önemli ölçüde etkiler. Çocukların dil ve konuşma gelişimini desteklemek için:
Evde çocuğunuz için bol konuşulan bir ortam hazırlamaya özen gösterin.
Çocuğunuza yaptıklarınızı üşenmeden anlatın. (Yedirme, giydirme, altını değiştirme vb. günlük aktivitelerde, o anda yapmakta olunan aktivite hakkında konuşmak çocuğun sözcük dağarcığını artırmak için kullanılabilecek en doğal yöntemdir).
Çocuğunuz işaret kullandığı zaman konuşarak anladığınızı ifade edin.
Eğer yanlış üretim yaparsa ona doğrusunu söyletmeye çalışmayın; sadece siz doğrusunu söyleyerek model olun.
Çocuğunuzla bebeksi bir şekilde konuşmayın, bu çocukların yanlış söylediği sözcükleri düzeltmesini engellemektedir.
Size soru sorarsa başınızdan savmayın, ayrıntılı yanıt verin.
Uzun cümleler yerine kısa cümleler kurmayı tercih edin.
Çocuğunuzu yaşıtlarıyla kıyaslamayın.
Konuşmasına destek olun, motive edin
Tüm bunların yanında konuşma gelişimi ile ilgili süreç uzarsa bir dil ve konuşma terapisti ile görüşmek faydalı olacaktır.

Televizyon Dil ve Konuşma Gelişimini Nasıl Etkiler?

Uzun süre televizyon izlemek okul öncesi dönemde (özellikle 3 yaş öncesinde) çocuğun dil, konuşma ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Televizyon ile tek yönlü iletişim içinde olan çocuğun bu yüzden etrafı ile karşılıklı ve çok yönlü etkileşiminin engellenmesi, dili kullanma gereksiniminin ve göz kontağı kurma süresinin azalması, sonuç olarak konuşma gelişiminin olumsuz etkilenme olasılığı vardır.
Televizyonun otizme neden olduğuna ilişkin görüşler bulunmaktadır. Bu, yanlıştır. Uzun süre televizyon seyretme belki otizmi taklit eden bazı belirtiler oluşturabilir veya otizmi olan bir çocuğun belirtilerini ağırlaştırabilir. Ama tersine birçok durumda uygun programlar uygun sürelerle izlendiğinde çocuğun dil ve diğer alanlardaki gelişimini destekleyebilir. Televizyonun dil ve konuşma üzerinde yarattığı olumsuz etkilerinin yanında sözcük dağarcını arttırma, yeni bilgiler edinmeye yönelik merak uyandırma, eğlendirici ve öğretici olma gibi olumlu etkileri de bulunmaktadır. Aileler programlar konusunda seçici olarak ve süre konusunda belirli sınırları koruyarak olumsuz etkileri en aza indirebilirler.
0-3 yaş döneminde günde 1-2 saatten uzun süre televizyon karşısında zaman geçirmek çocuklarda bazı önemli sorunlara yol açabilmektedir. Çocuğun bakımını üstlenen kişinin çocukla verimli zaman geçirmesi ile çocuğun sözel ve toplumsal becerileri gelişme gösterecektir. Ancak kimi zaman aile içinde yaşanan bazı sorunlar, çocuğun bakımının yanı sıra ev işlerinin varlığı, annenin çalışmak zorunda olması ve bakıcının bebeğe yeterli ilgi ve sevgi gösterememesi, bebeğin istenmeyen bir hamilelik sonrası dünyaya gelmesi, yeni kardeşin dünyaya gelmesi, anne ve babaların yaşadıkları bazı psikolojik ve psikiyatrik sorunlar, evde bakıma muhtaç başka bir bireyin varlığı, çocuğun bedensel bir rahatsızlığının olması ve diğer farklı nedenlerle anne ve babalar çocuklarına yeterince zaman ayıramayabilmektedir. Bu gibi durumlarda çocuğun ihtiyacı olan ilgi ve sevginin yerini televizyon almaktadır. Ancak bu durum son derece sakıncalıdır. Bu çocuklarda zaman içinde toplumsal ve sözel becerilerinde gecikme, konuşmama, cümle kurmama, çevreye, insanlara ve yaşıtlarına karşı ilgisiz davranma, duygusal iletişime geçememe, başkaları ile iletişim kurmaya çalışmama, göz kontağı kurmama, seslenildiğinde ismine tepki göstermeme gibi sorunlar görülebilir.
4-7 yaş döneminde çocuğun çevresi ile etkileşimi, dil ve motor becerileri önemli oranda gelişmiştir. Ancak çocuğun gelişimi halen hızla devam etmektedir. Bu dönemde televizyonun aşırı izlenmesi çocuğun dil ve sosyal gelişiminde sıkıntılara yol açabilmektedir. Bu dönemde dikkat edilmesi gereken diğer bir konu çocuğun soyut düşünce becerisinin henüz gelişmemiş olmasıdır. Çocuk her gördüğünü somut şekilde yani gördüğü şekli ile algılar. Bu dönemde televizyonda gördüğü bir sahneyi aynen uygulamak ve yapmak isteyebilir. Ayrıca gene bu dönemde izlenen korku, gerilim, şiddet sahneleri çocuklarda uyku sorunlarına, yalnız kalmak istememeye, bazı şeylere karşı korku geliştirme gibi durumlara yol açabilir. Bu yüzden şiddet, tehlike ve korku içeren çizgi film ve diğer programlar konusunda anne ve babaların dikkatli davranması gerekmektedir.

dil ve konuşma terapi seti

%d blogcu bunu beğendi: