hd porno porno hd porno porno

Özel gereksinimli çocuklarda antibiyotiğe dikkat

3.172 okundu

otizm antibiyotikDr. Akif Başaran, ‘Aşırı antibiyotik kullanımı; otizm, dikkat eksikliği, konuşma bozukluğu, depresyon ve şizofreniye yol açabilir.’
Çorlu Özel Reyap Hastanesi’nde görev yapan Dr. Akif Başaran, antibiyotik kullanırken dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Antibiyotiklerin sık kullanımının ciddi zararlara yol açabileceğini kaydeden Başaran, “Yapılan çalışmalarda sık antibiyotik kullanımının irritabl bağırsak sendromu, crohn hastalığı, astım ve alerjik rinitle alakalı olduğu kanıtlanmıştır” dedi.Dr. Başaran, günlük hayatta sıkça kullanılan antibiyotikler hakkında bilgi verdi.

Antibiyotiklerin Alexander Fleming’in 1927 yılında penisilini bulmasıyla hayata girdiğini dile getiren Başaran, “Antibiyotik kelimesi iki bölümden oluşmakta; anti ve bio yani canlı öldüren veya yaşam düşmanı olarak ifade edilebilir. Yıllar içinde çeşitleri ve kullanım alanları gittikçe arttı. Tüm dünyada ve ülkemizde reçetelerin çoğunda yer almaya başladı. Öyle ki Türkiye’de 2012 yılında yaklaşık 188 milyon kutu antibiyotik reçete edildi; yani kişi başı 2,3 kutu. Ülkemizde 2012 yılında en çok satılan ilaç grubu ise mide ve bağırsak hastalıklarında kullanılan ilaçlardır.

Bu ilaçların; artan stres, kötü beslenme ve antibiyotiklerin mide bağırsak sisteminde yaptığı tahribatın tedavisinde kullanıldığından hiç şüphem yok” dedi.Antibiyotiklerin yer aldığı reçetelere göz atıldığında antibiyotiklerin genellikle soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, kulak ağrısı, nezle ve grip gibi viral enfeksiyonların tedavisi için düzenlendiğinin görüldüğünü belirten Başaran, “Tam bu noktada saptama yapmak gerekirse; kendi polikliniğime başvuran ateşli hastaların yapılan laboratuar ve boğaz kültürü sonuçlarına göre on hastadan sadece birinde antibiyotiğe ihtiyaç duyulmaktadır.

Eğer antibiyotik kullanımı ile ilgili ciddi kriterlerimiz olsa ulusal antibiyotik tüketiminin çok büyük oranda azalacağından hiç kuşkum yok” diye konuştu.Hastalık yapan etkenlerin viral, bakteriyel ve mantar hastalıkları olmak üzere 3 gruba ayrıldığını aktaran Dr. Başaran, antibiyotiklerin virüslere ve mantarlara karşı hiçbir etkinliklerinin olmadığını söyledi.Dr. Başaran, “Burada halk arasında söylenen harika bir deyişi hatırlatmak isterim; ‘grip ilaçla bir haftada ilaçsız 7 günde iyileşen bir hastalıktır.’ Doğrusunu isterseniz yıl boyunca geçirdiğimiz hastalıkların neredeyse tamamı viral etkenlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Antibiyotik kullanımındaki artış ve sonrasında gelişen direnç birçok ülkede küresel bir sorun gibi algılanmakta ve telafisi imkansız problemlere yol açması beklenmektedir” şeklinde konuştu.
“ZARARLI BAKTERİLER ANTİBİYOTİKLE DİRENÇLENİYOR”

Antibiyotiklerin ayırt etmeksizin zararlı-faydalı vücuttaki tüm bakterileri öldürdüğünü ifade eden Dr. Başaran, zararlı bakterilerin antibiyotik etkisiyle kolayca mutasyona uğrayıp dirençli hale gelebileceğinin altını çizdi.
Dirençli tek bir bakterinin bir gün içinde milyonlarca bakterinin üremesini ve direncin onlara aktarılmasını sağlayabileceğini dile getiren Başaran, “Eğer antibiyotik kullanımı bu hızla giderse ve son 25 yılda olduğu gibi yeni bir antibiyotik çeşidi piyasaya çıkmazsa, neredeyse tüm antibiyotiklere direnç geliştirmiş bakteriler on binlerce insanın ölümüne sebep olacaktır. Dirençle karşımıza çıkan en belalı bakteriler MRSA (metisiline dirençli Staf. Aureus), CRE (carbapeneme rezistan enterekok), E. Coli ve Klebsiella’dır. Her yıl binlerce insan tedavisi zor bu bakteriyel enfeksiyonlar yüzünden ölmektedir” dedi.
Antibiyotiklerin faydalı bakterileri ortadan kaldırıp zararlı bakteriler ile bağırsaktaki maya ve mantar hücrelerinin artmasına sebep olduğunu kaydeden Dr. Başaran, şöyle devam etti:
“Bunun sonucunda bağırsakta artan maya ve mantarlar cıva ve diğer ağır metalleri besin olarak kullanır ve bunların bağırsakta birikimine neden olur. Artan cıva tutulumunun otizm hastalığına sebep olduğu bilinmektedir. Yapılan araştırmalarda otistik çocukların kanında 2,1 kat fazla cıva tespit edilmiştir.

Yararlı bakteri yokluğunda bağırsak geçirgenliği artar. Normal şartlarda bağırsakta sindirilip atılması gereken gıda parçacıkları ve toksik maddeler kana karışmaya başlar. Yapılan çalışmalarda sık antibiyotik kullanımının irritabl bağırsak sendromu (İBS), crohn hastalığı ,astım ve alerjik rinitle alakalı olduğu kanıtlanmıştır.

Dr. Natasha Campbell- Mcbride, bağırsağı ikinci bir beyin olarak kabul eden bir bilim adamı. GAPS, yani bağırsak ve psikoloji adlı çalışmasında düzgün çalışan bir bağırsak yapısı olmadığı sürece otizm, dikkat eksikliği, konuşma bozukluğu, depresyon ve şizofreni gibi hastalıklarla sıkça karşılaşacağımızı ifade etmektedir. Son sözüm tüm hastalar ile anne ve babalara; lütfen antibiyotik yazılması için ısrarcı olmayın ve soğuk algınlığı için antibiyotik yazan doktorunuz varsa değiştirmeyi ihmal etmeyin.”
İHA

%d blogcu bunu beğendi: