Dr. Natasha Campbell-McBride, otizmli olan kendi oÄŸlunu ve 10 binden fazla otizmli çocuÄŸu, uyguladığı doÄŸal GAPS diyetiyle iyileÅŸtirdi. Åžizofreni, depresyon, MS gibi psikiyatrik hastalığı olan yüzlerce hastayı da aynı yöntemle tedavi eden nörolog sadece SABAH Pazar’a konuÅŸtu: Tıp bilimi hastalıkları kalıplara koyuyor ve sorunu çözmüyorlar. Hastalıkların ana kaynağı bağırsaktır. İnsanı doktorlar deÄŸil sadece doÄŸa iyileÅŸtirir.
Kendisinden, Türkçe’ye Adalin Yayıncılık tarafından çevrilen “GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu İçin DoÄŸal Tedavi Yöntemi” isimli bir kitapla haberdar oldum. Kitabı inceledikçe nöroloji ve beslenme alanında uzmanlaÅŸan Dr. Natasha Campbell-McBride’in yöntemine ilgim arttı. Kitap kendi kendinizi tedavi edebileceÄŸiniz reçeteler barındırıyordu zira. Bir konferans için geldiÄŸi İstanbul’da buluÅŸtuÄŸumuz Dr. Natasha, otizm teÅŸhisi konulan oÄŸlunu kendi doÄŸal yöntemiyle tedavi ederek binlerce otizmli hastanın ışığı olmuÅŸ. Otizm yanında ÅŸizofreni, dispraksi, disleksi, depresyon, dikkat eksikliÄŸi ve hiperaktivite bozukluÄŸu, epilepsi, MS gibi bütün hastalıkların bozuk bağırsak florası nedeniyle beynin toksinleÅŸmesi sonucunda ortaya çıktığını kaydeden Dr. Natasha, “Tıp bilimi hastalıkları kutucuklara koyar, beyin ve bağırsak arasındaki iliÅŸkiye bakmaz. Antibiyotiklerle bu denge daha da bozulur. Acil ve hayati durumlarda elbette tıbba ve doktorlara ihtiyaç var. Ama doÄŸru ÅŸeyleri yersek birçok kronik hastalıklar iyileÅŸir” diyor. Çok çarpıcı açıklamaları olan McBride’in önemli uyarıları var: Süpermarketlerden yiyecek almayın, tahıl kullanmayın, diyetinizi deÄŸiÅŸtirin, doÄŸal otları kullanın, kimyasalları bırakın, güneÅŸe çıkın. İnsanı doktorlar deÄŸil sadece doÄŸa iyileÅŸtirir.
– GAPS adını verdiÄŸiniz bağırsak ve psikoloji sendromu fikri nasıl ortaya çıktı?
– Ben nöroloji doktoruyum. Nörolojik hastalarla ilgilenen büyük bir hastanede çalışıyordum. Ve hepsinin çok ciddi sindirim problemleri olduÄŸunu keÅŸfettim. Ama bizim bildiÄŸimiz klasik tıpta nörologlar sindirim sistemine hiç bakmazlar. Beyin ve bağırsak arasında bir iliÅŸki kurmazlar. Ancak bir baÄŸlantı olması gerektiÄŸine inandım. Çünkü bağırsak florası diye bir kavram var. Ve hücresel olarak genetik yapılanmamız yüzde 90 bağırsak florasından etkileniyor.
– Bağırsak, beyinden daha önemli yani?
– Öyle. YaÅŸadığımız mikro sistemde vücudumuz bir kabuk aslında. Ve yaÅŸadığımız her ÅŸey bağırsak florasından kaynaklanıyor. Orası çok iyi organize olmuÅŸ mikro dünyadır. Bakteri, mikrop, mantar, solucanlar var. Hem de trilyonlarca! Ve bilim bunu yeni araÅŸtırmaya baÅŸladı. Mikroplar birbirini yiyor, birbirini kontrol ediyor. SaÄŸlıklı insanda yararlı bakteriler daha hakim ve zararlı trilyonlarca mikrobu kontrol ederler.
– Denge nerede bozuluyor?
– Antibiyotiklerin II. Dünya Savaşı’ndan sonra keÅŸfiyle baÅŸladı her ÅŸey. Özellikle ampisilin gibi antibiyotikler kötü bakteriler gibi iyi bakteriyi de öldürüyor. Bağırsak florasının tekrar dengeye gelmesi haftaları, ayları alıyor. Ama bu sırada kötü bakteriler hücum edip bağırsağı kaplıyorlar. Kötü bakteriler yayılırken iyi bakterilerin yayılmasını da engelliyorlar. Art arda antibiyotik kullanımında da bu kötüye gidiÅŸ artıyor.
GENLERİMİZ KADERİMİZ DEĞİLDİR
– Tek sorumluluÄŸu antibiyotiklere yüklemek yanlış olur herhalde?
– Elbette tek sorumlu antibiyotikler deÄŸil. BaÅŸka faktörler de var. DiÅŸ hekimlerinin aÄŸzımızda uyguladığı tedavilerdeki iÅŸlemlerde civa ve çeÅŸitli toksinler bağırsağımızı etkiliyor. Civa içeri girer biz yutarız ve onlar kötü mikropların artmasına neden olur. Annelerin bebeklerini emzirmek yerine mama ile beslemesi bu hastalıkları artırır. Annenin mahsur kaldığı bütün kimyasal yüklenmeler, kullandığı makyaj malzemeleri de dokuz aylık hamilelik sürecinde bebeÄŸe gidiyor. Bebek toksin bir yüklenmeyle doÄŸar.
– Bu hastalıklar antibiyotikler keÅŸfedilmeden önce yok muydu?
– Antibiyotikler hayat kurtarır ama çok ciddi hastalıklarda kullanmak gerekir. Bu hastalıkların salgınlığı hep antibiyotiklerin keÅŸfinden sonra geliÅŸti. Mesela otizm 25 yıl önce on binde bir çocukta vardı. Bugün 40 çocuktan birine otizm teÅŸhisi konuyor. Bilim adamları 2020’de iki çocuktan birinin otizmli olacağını öngörüyor. Bizim genlerimiz kaderimiz deÄŸildir. DoÄŸarken o kadar çok genetik seçeneÄŸimiz var ki… YediÄŸimiz yiyecekler ve çevredeki toksik yük hangi hücrelerin baskın kalacağını ve hangi kanser hücrelerinin uyanacağını belirliyor. Kanser, MS gibi rahatsızlıklar böyle oluÅŸuyor.
– ÇocuÄŸunuzun otizm olduÄŸunu anladıktan sonra mı bağırsak florasına yöneldiniz?
– Benim çocuÄŸuma otizm tanısı konulduÄŸunda bu benim kiÅŸisel bir meselem oldu. Ve o anda profesyonel mesleÄŸimin otizm konusunda bir ÅŸey yapamayacağını öğrendim. Bunu asla kabul edemezdim ve araÅŸtırmalarıma hız verdim. O zaman farkettim ki otizmli çocukların hepsinin bağırsak florasında problem var. Ve anladım ki bu florayı iyileÅŸtirirsem otizm de yok olacak. Åžimdi otizm teÅŸhisi konan çocuÄŸum 21 yaşında, üniversiteye gidiyor ve çok saÄŸlıklı. Ancak ÅŸu an dünyanın her yerinde binlerce otizmli çocuÄŸu hayata döndürmek için uÄŸraşıyorum.
OTİSTİKLER SAĞLIKLI BEYİNLE DOĞAR
– Bağırsak florası normal olmayınca ne oluyor otizmli ya da hastalıklı kiÅŸide?
– Çocuk yediÄŸini sindiremiyor ve yiyecekler kötü fotojenlere dönüşüyor. Bu fotojenler emilip kana karışıyor, beyin bu toksinlerle zehirleniyor. Otistik doÄŸan çocukların yüzde yüzü saÄŸlıklı bir beyinle doÄŸar. Ancak bağırsak florası üzerinden zehirlenirler.
– Yani mesele beyin deÄŸil besin!
– Kesinlikle. Bebekler nasıl öğrenir? Duyu organlarını kullanırlar ve bu iletileri beyin iÅŸler. Çocuk “Bu anne, bu baba bunlara güvenebilirim, bu oyuncak bununla oynayabilirim, bu kaşıkla yemek yerim” diye düşünür. Ama bu toksinler yüzünden beyin bu aradaki bağı iÅŸleyemez hale gelir ve o gürültüden dolayı bir ÅŸey öğrenemez. Annesiyle babasını bile ayırt edemez. Yolda baÅŸka birine anne-baba diye takılabilir. Bağırsaktan beyine giden toksinler durdurulduÄŸunda beyin de birden temizlenir, her ÅŸey normale döner. Ne kadar erken bu toksinlerden temizlenirse öğrenmesi o kadar hızlı olur. 5 yaşına kadar olan çocukların otizmden tamamen iyileÅŸme ÅŸansı vardır. İki yaşındaki bir çocuk GAPS diyetimle 6 ayda iyileÅŸir.
– ÇocuÄŸunuzu ne kadar sürede iyileÅŸtirdiniz?
– Üç yaşında iken diyete baÅŸlattım. Altı ayda sindirim sistemi iyileÅŸir iyileÅŸmez düzeldi.
– Madem bu kadar basit ise neden tıp bilimi bunu uygulamaktan kaçınıyor?
– Çünkü kimse bu baÄŸlantıyı yapmak istemiyor. Tıpta yeni bir fikrin gelmesi ve kabul edilmesi zordur, 50 yılı bulur. Åžu an eÄŸitim verdiÄŸim çok doktor var, onlar bu yöntemi kullanıyorlar. yöntemimi inceleyen yerler var ama onların yayınlanması beÅŸ-altı yılı bulacak. Fakat çocuklar o kadar bekleyemez. Bu yüzden bu bilgiyi hızlıca yaymamız lazım.
İLAÇ ENDÜSTRİSİNİN BASKISI FAZLA
– Tıp biliminin iÅŸi ağırdan almasının nedeni ilaç lobisinin baskısı mı?
– Evet. Çünkü batıda ilaç endüstrisi var ve çok kârlı. Politikacılar da bu ilaç sektörüyle iletiÅŸim halindeler. Ben sistemin dışında olduÄŸum için bunu rahatlıkla yapabiliyorum.
– Diyetinizden daha çok para kazanacakken neden bunu bir kitap fiyatına dağıtıyorsunuz?
– Bir ÅŸey keÅŸfettiÄŸinizde bütün dünyanın bunu bilmesini istersiniz. Bu yüzden bildiÄŸim her ÅŸeyi bu kitabın içerisine koydum. Dünyanın her yerinden insanlar bana bile danışmadan bu kitapla kendilerini iyileÅŸtirebildiler. GAPS diyeti seyahat gibi ve herkesin yolu farklı. Dünyada olabildiÄŸince çok kiÅŸiye yardım etmek istiyorum. Ücretsiz danışmanlık hizmeti veriyorum. Bu diyeti keÅŸfettiÄŸimde biliyordum ki meslektaÅŸlarım bu bilgiyi öldürmeye çalışacaklardı. Ben de ebeveynlere bunu yayayarak geliÅŸtirdim. Doktorları ikna etmeye zaman harcamak istemedim. Anne-babalar doktorlara bu bilgiyle gidiyorlar, doktorlar da dünyanın her yerinden bana geliyor. Åžu an GAPS protokolünü öğretiyorum, 800 tane GAPS uygulayıcı pratisyen doktor var.
VÜCUTTA İYİLEŞTİRME PROGRAMLARI VAR
– Çıkış noktanız otizm. Bu diyet ÅŸizofreni, depresyon gibi hastalıkları nasıl tedavi ediyor?
– Bir ev yapmadan önce temelini yaparsınız. Evin kalitesi bu temelin ne kadar saÄŸlam olduÄŸuna dayanır. GAPS programı bir temeldir. İnsanların yüzde 60-80’i GAPS diyetiyle iyileÅŸiyor. MS, romatoid artrit, diyabeti olanlar baÅŸka ÅŸeyler de eklemeliler. Tıp bilimi ÅŸizofreni, depresyon gibi tüm hastalıkları kalıplara koydu. Her insan eÅŸsizdir ve toksinler beyne gittiÄŸinde gösterdiÄŸi tepkiler de eÅŸsiz olur. Hastalarıma “teÅŸhis etiketlerine yapışıp kalmayın” diyorum.
– Ne yiyorsak oyuz yani?
– Kesinlikle. İnsan saÄŸlığında en etkin ÅŸey yediklerimizdir. Yediklerimizden yapılıyoruz.
– Modern tıp biliminin reçetesi yetersiz midir?
– Evet yeterli deÄŸil. Tıp semptomları bastırıyor, temele gitmiyor. Her semptoma ilaç veriyorlar, sonra yan etkilerden yeni hastalık, onlara da ilaç… Ve bu iÅŸler böyle gider.
– İlaçları ve doktorları hayatımızdan çıkaralım mı?
– Hayır, tıbbın da bir yeri var. Acil ve hayati durumlarda klasik tıbba ihtiyaç var. Çok kronik uzun hastalıklarda klasik tıp gideceÄŸiniz son adrestir, anneanneniz size daha çok yardım eder. Diyetinizi deÄŸiÅŸtirin, doÄŸal otları kullanın, kimyasalları bırakın. GüneÅŸe çıkın. Sadece doÄŸa iyileÅŸtirir. İnsanın vücudu çok güzel bir yaratımdır ve bütün iyileÅŸtirme programları vücutta zaten vardır. Doktor deÄŸil kendi vücudunuz iyileÅŸtirir. Vücudunuz bütün iÅŸi yaparken doktorlar sizi sadece eÄŸlendirirler. Dünyada mucizevi bir hap yok.
PSİKİYATRİK HASTALIKLARIN ANA SEBEBİ VEJETARYENLİK
– Vejetaryen balonuna karşı mısınız?
– Dünya besinsel propaganda ile karşı karşıya. Bir ÅŸirket var ve vejetaryanlık fikrini onlar yayıyor. Çünkü o ÅŸirket böceklerle mücadele için bitki ilacı satıyor ve çok satması için de sebzelerin çok yenmesi iÅŸlerine geliyor. 20 milyar insana yetecek fazla tahıl 2013 yılında yetiÅŸtirildi. O yüzden bu tahıl stokunu eritmek istiyorlar. Vejetaryenlik saÄŸlıklı deÄŸildir. Psikiyatrik hastalıkların ana sebebi gençlikte yapılan vejetaryen beslenmedir. Klinikteki hastaların yüzde 80’i bunlardan oluÅŸuyor.
– Ne kadar sattı bu kitabınız?
– 500 binden fazla kitap satışı oldu. 10 dile çevrildi. İlginç olan çeviriler hep hastalarım tarafından yapıldı. Türkiye’de de bir hasta vasıtasıyla çevrildi bu kitap.
– Kaç kiÅŸiyi tedavi ettiniz?
– Ben 10 bin hasta ile çalıştım, hepsini de iyileÅŸtirdim. Diyete ne kadar baÄŸlıysanız o kadar baÅŸarı ÅŸansınız vardır. Kitabı alıp da kendi kendine iyileÅŸen de çok kiÅŸi vardır.
İŞLENMİŞ GIDALAR HIRSIZ
– İyi güzel de doÄŸal yiyeceÄŸi nerede bulacağız? Artık gıdalar bile kimyasal iÅŸlemlerle üretiliyor mu?
– Çok klasik ve geleneksel tarım yöntemine dönmemiz gerekiyor. Bunları yapanları bulmaya çalışın. Hayvanların da doÄŸal yiyeceklerle beslenmesi gerekir. Yiyeceklerinizi süpermarketlerden almayın. Åžehrin dışına çıkın, çiftçileri, tarlaları bulun. Gidip kuzu alın, onu kestirip tüketin. Süt pastorize olmamalı. Kesinlikle iÅŸlenmiÅŸ gıdalardan uzak durun.
– Siz ne kadar koruyabiliyorsunuz kendinizi?
– Biz evde sadece organik ve GAPS yiyeceÄŸi yeriz. Hiç tahıl kullanmayız. Yaşımız ilerledikçe karbonhidratları daha az tüketmek gerekir. YaÅŸlılıkta ÅŸekeri yeterince iÅŸleyemeyen vücut alzhamier, kalp hastalıkları, diyabet, obezite, kanser olur. Bütün hastalıkların temeli ÅŸekerdir.
– Türkiye’de diyetisyenler ekmek de ÅŸeker de iyidir diyor?
– Bu dünyanın her yerinde böyle, bunları herkes seviyor. Çünkü tahılların içerisinde bulunan ÅŸeker, uyuÅŸturucu gibi bağımlılık yapan maddedir. 1800’lü yıllara kadar ÅŸeker gelmeden önce tatlıları, ÅŸekerleri nasıl yapıyorduk? Meyvelerden elde ediyorduk. GAPS diyetinde izin verdiÄŸimiz tek ÅŸey doÄŸal bal, muz ve ÅŸekerleÅŸtirilmemiÅŸ kuru meyvelerdir. Åžeker pancarında bütün iyi besinler vardır. Ama onu fabrikaya götürüp bütün yararlı taraflarını atıyoruz.
– Bütün iÅŸlenmiÅŸ gıdalar birer hırsız mı?
– Evet hepsi toksin, zehirli ve hırsızdır.
BU YİYECEKLERE İZİN YOK
Arpa, beyaz peynir, salamura balık, bamya, sirke, buÄŸday ve bulgur, çavdar, çikolata, dondurma, enerji içecekleri, gazlı içecekler, irmik, jöle, keçiboynuzu, krema, iÅŸlenmiÅŸ et ürünleri, konserve sebze ve meyveler, makarnalar, mısır, nohut, niÅŸasta, margarinler, pirinç, patates, reçeller, sakız, un, yulaf, süt, ÅŸeker vs…
Kaynak:http://www.sabah.com.tr/
Otizm ve Aile Koçluğu
Ayrıntılı Bilgi İçin:
0532 516 36 58
Türkiye’nin İlk ve Tek Yaşam Köyü
http://www.kozakoy.com.tr
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.