Büyüme, hücre sayısı ve büyüklüğünün artışıyla vücut hacmi ve kitlesinin artışıdır. Gelişme ise hücre ve dokuların yapı ve içeriğinin değişimiyle bedensel olgunlaşmayı ifade eder.
Çocukluk çağı, erkek ve dişi üreme hücrelerinin birleşmesi ile başlar ve ergenliğin tamamlanmasına kadar devam eder. Çoğunlukla bu iki kavram bir arada değerlendirilir. Çocukluk dönemini diğer dönemlerden ayıran en önemli özellik, gebeliğin başlangıcından ergenliğin tamamlanmasına kadar devam eden bir büyüme ve gelişme süreci oluşudur. Büyüme ve gelişme bu evrede zaman zaman daha hızlı seyreder. Doğadaki diğer canlıların yaşam süreçleriyle karşılaştırıldığında çocukluk çağı insanda çok daha uzundur.
Çocuklar sürekli büyüyen ve geliÅŸen organizmalar olmaları sebebiyle, saÄŸlık durumlarını bozan her türlü etken, büyüme ve geliÅŸme süreçlerini yavaÅŸlatabilir, hatta durdurabilir. 0 – 1 yaÅŸ ya da süt çocukluÄŸu dönemi olarak ifade edilen devrede, büyüme hızının belirgin olarak yüksek oluÅŸu nedeniyle, maruz kalınan etkenler büyüme ve geliÅŸme sürecinde daha ağır ve kalıcı deÄŸiÅŸiklikler yaratır.
Normal büyümenin tarifi oldukça güçtür. Ancak kabaca, hastalık belirtisi göstermeyen, yaşına uygun bedensel büyüme ve olgunlaşma, ruh ve zeka gelişimi sergileyen bir çocukta büyüme ve gelişmenin normal olduğunu söyleyebiliriz. Yaşa uygunluk, toplumda daha önce sağlıklı çocuklarda yapılmış geniş çaplı araştırmalarla ortaya konmuş olan normal büyüme eğrilerine göre değerlendirilir. Büyüme ve gelişme durumunun yaşa göre normal, geri ya da ileri olduğunun belirlenmesi, çocuklarda klinik muayenenin en önemli bölümünü oluşturur.
ÇOCUKLUK DÖNEMLERİ
Çocuklar büyüme süreci içinde değişik dönemlerden geçerler. Her birinde farklı sorunların görülebildiği bu dönemler, doğum öncesi ve doğum sonrası olmak üzere önce iki gruba ayrılır, daha sonra kendi içinde alt gruplar halinde tasnif edilir (Tablo 1).
Tablo I
————————————————————————————————-
I… DoÄŸum Öncesi ( Anne karnında geçirilen ) Dönem
A) Embriyonal Dönem ( 0 – 10 hafta )
B) Fetal Dönem ( 10 haftalıktan doğuma kadar )
II.. Doğum Sonrası Dönem
A) YenidoÄŸan Dönemi ( 0 – 4 hafta )
B) Süt ÇocukluÄŸu Dönemi ( 1 ay – 12 ay )
C) Oyun ÇocukluÄŸu Dönemi ( 1 – 3 yaÅŸ )
D) Okul Öncesi Dönemi ( 4 – 5 yaÅŸ )
E) Okul Çocukluğu Dönemi ( kızlarda 6-10 yaş, erkeklerde 6-12 yaş )
F) Ergenlik Dönemi ( kızlarda 10-18 yaş, erkelerde 12-20 yaş )
————————————————————————————————-
Sevgili anne ve babalar, Tablo 1’de gördüğünüz, gebeliÄŸin baÅŸlangıcından ergenliÄŸin sonuna kadar olan evrelere, ilgili bölümlerde ayrıntılı olarak deÄŸinilecektir. Kendine özgü karakteristikleri nedeniyle her dönemde fizyolojik ve patolojik bulguların sınırları birbirinden farklı olduÄŸundan, dönemlerin her biri kendi özellikleri çerçevesinde deÄŸerlendirilecektir.
İntrauterin Dönem
Günümüzde yaşamın döllenmeyle başladığı kabul edilmektedir. İntrauterin dönem dediğimiz gebelik süresi, bebeğin doğumdan sonraki yaşam standardını belirleyen en önemli evredir.
Büyüme ve geliÅŸme, en hızlı seyrini anne karnındaki dönemde gösterir. Özellikle gebeliÄŸin ikinci yarısında boy ve tartı artışı daha da belirgindir. 10. haftada bütün organ taslakları tamamlanmıştır. Grafik 1’de, gebelik haftasına göre bebeklerin büyüme eÄŸrilerinde görüldüğü gibi anne karnındaki 12 haftalık bir bebeÄŸin ağırlığı 18 gram, boyu 6,5 cm kadardır. 16. haftada ağırlık 135 gram, boy 16 cm olur. Bundan sonra sırasıyla haftalara göre tartı / boy deÄŸerleri: 20. haftada 340 gr / 25 cm, 24. haftada 570 gr / 33 cm, 28. haftada 900-1000 gr / 37 cm, 32. haftada 1600 gr / 40,5 cm, 36. haftada 2500 gr / 46 cm, 40. haftada 3400 gr / 51 cm kadardır.
Sevgili anne ve babalar, çocuğunuzun büyüme ve gelişmesinin çeşitli faktörlerden etkilenebileceğini unutmamalısınız. Bebeğinizin büyüme ve gelişmesinde yavaşlama saptandığında daha sık ve yakın takibe girmeniz gerekmektedir. Günümüzde bebeğin gebelik evresi bir muamma olmaktan çıkmıştır. Yeni metodlarla bebeğinizin durumu belirlenebilmektedir.
İntrauterin dönemin başlangıcı olan embriyonal dönemde (0-10 hafta) bebek, dış etkilere karşı son derece hassastır. Çoğu doğumsal anormallikler bu dönemde maruz kalınan etkenler sonucu meydana gelmektedir. Bu nedenle gebeliğin ilk haftalarında, diğer dönemlerden çok daha dikkatli olunmalıdır.
Fetal dönem 11. haftada başlar ve doğuma kadar devam eder. Bu dönemde doku ve organların olgunlaşma süreci ile hızlı büyüme gerçekleşmektedir. Fetal büyümenin değerlendirilmesinde rahim büyüklüğü, ultrason, son adet tarihi ve bebeğe ait ölçümler gibi parametreler kullanılmaktadır.
Fetal dönemde, özellikle gebeliğin ikinci yarısında bebeğin büyüme ve gelişmesi belirgin olarak hızlanmaktadır. Aşağıdaki tabloda sunulduğu gibi *bebeğe, *anneye, *plasentaya ve *çevreye bağlı nedenler bebeğin gelişimini çok çeşitli yönlerden etkileyebilirler. Bu faktörlerin önemli bir bölümü, girişimde bulunulduğunda bebeğin gelişimini iyi yönde etkileyebilecek özelliklerdir.
Sevgili anneler, hayatınızın en önemli evresi olan gebelik döneminde sağlığınıza özen gösteriniz. Yeterli ve dengeli besleniniz. Düzenli olarak gebelik kontrollerinizi yaptırınız ve zararlı çevresel faktörlerden kaçınınız.
Böylece bebeğiniz kendi genetik potansiyeli doğrultusunda en uygun şekilde büyüme ve gelişme gösterecektir.
Tablo II
————————————————————————————————-
Fetal Büyümeyi Etkileyen Faktörler
I. BebeÄŸe Ait Nedenler:
* Irk
* Cinsiyet
* Genetik
* Kromozom anomalileri
* Fetal infeksiyonlar
* DoÄŸumsal anomaliler
* Çoğul gebelik (ikiz, üçüz, vb.)
II. Anneye Ait Nedenler:
A) İnfeksiyonlar
B) İnfeksiyon Dışı Nedenler
* Boy
* YaÅŸ ( <18, >35 )
* Azalmış besin alımı
* Gebelikte yetersiz tartı alımı
* Doğum öncesi düşük kilo
* Yetersiz bakım
* İlaç bağımlılığı, sigara ve alkol
* Kronik hastalık (kalp, böbrek, şeker hast., astım..)
* Yüksek tansiyon
* Sık doğumlar
III. Plasentaya Ait Nedenler
Plasenta, anneyle bebek arasında oksijen ve besin alışveriÅŸini saÄŸlayan, “eÅŸ” olarak da adlandırılan bölümdür.
* İnfeksiyon
* Plasenta tartısı
* Plasentada iletim bozukluÄŸu
* Plasenta tümörleri
* Plasentanın kısmen ayrılması
* İkizden ikize kan geçişi
IV. Çevresel Nedenler
* Çevre Hijyeni
* Radyasyon
* Yüksek irtifa
Sevgili anne ve babalar, gördüğünüz gibi bebeğin anne karnında büyümesini etkileyen birçok faktör mevcuttur (Tablo II: I-IV. Maddeler). Bunlardan herhangi biri bebeğinizin büyümesini yavaşlatabilir. Hamilelik esnasında hekim denetiminde yapılacak düzenli takiplerle, büyümeyi etkileyen faktörler geç kalınmadan kontrol altına alındığında, anne karnındaki dönemde büyüme normal olacak, sağlıklı bir bebek dünyaya gelecektir.
Yenidoğan Dönemi
Doğumdan sonraki ilk 4 hafta yenidoğan dönemidir. Dünyaya yeni gelmiş olan bebek, dış ortama hızla uyum sağlamak durumundadır. Anne karnındaki ideal dönem artık sona ermiştir. Kendi vücut ısısını kendisi düzenlemek, solunum, kan dolaşımı ve sindirim faaliyetleri gibi işlevlerini kendisi yerine getirmek zorundadır. Bu devrede uygun oda sıcaklığının sağlanması ve anne sütüyle beslenme son derece önemlidir.
Her annenin sütü kendi bebeği için özeldir. Erken doğum yapan annenin sütü hızlı büyüyen ve yaşıtlarını yakalamaya çalışan prematüre bebeğin beslenmesi için yeterli miktarda protein, yağ ve kalori içermektedir.
Sevgili anneler, bebeğinizin en iyi şekilde beslenmesini, büyüme ve gelişmesini sağlayan anne sütünü ondan esirgemeyiniz. Bebeğinizi doğar doğmaz ilk yarım saat içinde mutlaka emziriniz!..
Anne sütü ilk 4-6 ay sağlıklı büyüme ve gelişme süreci için tek başına yeterlidir!..
Sevgili anne ve babalr, yenidoğan bebeğinizin diğer dönemlerden farklı olarak hastalık belirtisi olmayan bazı fizyolojik özellikleri vardır ki bu özel durumları bilmenizin son derece yaralı olacağı kanısındayım.
Sağlıklı bir yenidoğanın cilt rengi gül kurusu pembesidir. Doğumu izleyen ilk saatlerde daha koyu olabilir, ancak birkaç saat içinde normale döner. Koyu kırmızı renk devam ediyorsa kan hücrelerinin fazlalığı söz konusu olabilir. Solukluk ise kansızlığı düşündürür. Her iki durumda da gerekli kan tahlilleri yapılarak nedene yönelik tedavi ugulanmalıdır.
Normal yenidoÄŸanlarda göz kapaklarında el, kol ve bacaklarda hafif ödem saptanabilir. DoÄŸumu izleyen birkaç gün içinde kendiliÄŸinden düzelir. Ciltte küçük damar geniÅŸlemeleri görülebilir, çok belirginse doktorunuza danışınız. Kalça ve sırtta kurÅŸuni mavi renkte doÄŸum lekesi olabilir, herhangi bir hastalığa delalet etmez, 1 yaşına kadar kaybolur. Prematüre bebeklerde ciltte bol miktarda tüy bulunabilir, kısa sürede dökülür.YenidoÄŸanların yaklaşık %40’ında yüzde inci beyazı renkte, toplu iÄŸne başı büyüklüğünde kabarıklıklar görülebilir, tedavi gerektirmez. Bazen anneden geçen hormonların etkisiyle bebeÄŸin yüz ve boynunda sivilceler oluÅŸabilir, kız çocuklarda vaginal akıntı olabilir, tedavi etmeye gerek yoktur, kendiliÄŸinden geçer. Yine aynı nedenle yenidoÄŸan bebeÄŸin memeleri ÅŸiÅŸ olabilir. Kesinlikle sıkılmamalı, düzelme zamana bırakılmalıdır.
Süt Çocukluğu, Oyun Çocukluğu ve Okul Öncesi Dönemi
Süt çocukluÄŸu dönemi 1 – 12 ay, oyun çocukluÄŸu 1 – 3 yaÅŸ, okul öncesi çocukluk dönemi 4 – 6 yaÅŸ arasındaki evredir. Bu evreler birbirleriyle olan yakın iliÅŸkileri nedeniyle bir arada ele alınmışlardır.
Süt çocukluğu dönemi, yenidoğan döneminden sonra insan yaşamındaki en önemli evrelerden biridir. Bebeğin doğum sonrasında en hızlı büyüdüğü dönemdir. Bir yaşın sonunda çocuk, doğum ağırlığının 3 misline, boyu 1.5 misline ulaşır. Tablo III)
Tablo III
———————————————————————————————–
YaÅŸ (aylar)…………….Tartı *(gr/ay)…………………….Boy* (cm/3 ay)
0 – 3 Ay…………………600 – 1000…………………………….8
4 – 6 Ay…………………600 – 800……………………………..8
7 – 9 Ay…………………400 – 600……………………………..4
10 – 12 Ay………………400 – 600…………………………….4
———————————————————————————————–
* 0 – 12 ay çocukların üçer aylık dönemlerde tartı artışı aylık, boy artışı 3 aylık artış olarak belirtilmiÅŸtir.
Süt çocuğunda önceleri en hızlı büyüyen bölüm baştır. 6. aydan sonra göğüs çevresi genişler, 9. aydan sonra kol ve bacakların büyümesi öne geçer. Beyin, sinir ve kasların gelişimi baştan ayağa doğru olan bir rota izler. Bu nedenle çocuk önce başını tutar, sonra oturur, daha sonra yürüyebilir. Çocuğun istemli hareketler yapma, anlama, etrafla ilgilenme, istediklerini belirtme yetenekleri gelişir.
Sevgili anne ve babalar, çocuğunuzu tabloda sunduğumuz rakamsal değerlerle kıyaslamayınız. Ancak büyüme-gelişme eğrisinde kendisine ait yerini bularak takibini yapabilirsiniz. Eğride normalden sapma (özellikle düşüş) gördüğünüzde doktorunuzla temasa geçerek altta yatan bir sorun olup olmadığının araştırılmasını sağlayınız. (Beslenmeyle ilgili sorunlar, infeksiyon hastalıkları vb..).
Vücut Ağırlığı
Ortalama doÄŸum ağırlığı 3000-3500 gram kadardır. İkinci ve üçüncü çocukların doÄŸum kilosu birinciden, erkeklerinki kızlardan fazladır. Zamanında doÄŸan bebekler normal olarak ağırlıklarının % 5-10’unu, erken doÄŸanlar tartılarının % 10-15’ini ilk bir iki hafta içinde kaybederler. Buna fizyolojik kayıp adı verilir.
Çocuklar ilk 6 ay içinde ayda 600-1000 gram, sonraki 6 ay içinde ayda 400-600 gram ağırlık kazanırlar. Bir bebek 5. ayda doğum ağırlığının 2 katına, bir yaşın sonunda 3 katına, üç yaş sonunda 4 katına çıkar. 7. yaşın sonunda 7 katına ulaşır. 2 yaşından büyük çocuklarda normal vücut ağırlığını kabaca hesaplamak için Yaş X 2 + 8 formülü kullanılabilir. Bulunan rakam ortalama değerdir.
Sevgili anne ve babalar, her çocuk kendi büyüme eğrisinde izlenmeli, ne kendi kardeşleriyle, ne de diğer ailelerin çocuklarıyla karşılaştırılmalıdır.
Boy UzunluÄŸu
Doğumda boy uzunluğu 48 ile 52 santimetre arasında değişmekle birlikte ortalama 50 cm kadardır. Sonraki 3 ay içinde 8 cm, ikinci 3 ay içinde 8 cm, üçüncü 3 ayda 4 cm, dördüncü 3 ayda yine 4 cm boy uzaması olur. Çocuklar ilk yaş sonunda doğum boylarının yarım katı olan 75 santimetreye, dört yaşında iki katına, 13 yaşında 3 katına erişirler. İki yaşından büyüklerde yaklaşık boy uzunluğunu bulmada Yaş X 5 + 80 formülü kullanılabilir. Elde edilen rakam ortalama boy uzunluğudur. Normal değerler ise çok geniş bir yelpazeye dağılır.
Sevgili anne ve babalar, ağırlıkta olduğu gibi her çocuğun boy gelişimi yine kendi eğrisi üzerinde izlenmeli, başka çocuklarla hatta kendi kardeşleriyle bile kıyaslanmamalıdır.
Baş Çevresi
Baş çevresi doğumda ortalama 35 cm kadardır. 3. ayda 40,5 cm, 6. ayda 43 cm, 1 yaşın sonunda 46 cm olur. Yenidoğanda baş ve göğüs çevreleri eşittir. Birinci yaştan sonra göğüs çevresi baş çevresinden büyük olur.
Süt çocuklarında baÅŸ çevresinin her ay ölçülmesi çok önemlidir. BaÅŸ çevresi eÄŸrileri üzerinde deÄŸerlendirilen normalden sapmalar derhal ele alınmalı, nedenleri ciddiyetle araÅŸtırılmalıdır. Bu sayede örneÄŸin kısaca beyin içinde su birikmesi olarak tarif edebileceÄŸimiz “hidrosefali”nin erkenden tanınması ve hasar meydana gelmeden tedavi edilmesi mümkün olabilir. Benzer ÅŸekilde mikrosefali ( küçük kafa ) de tespit edildiÄŸinde gecikmeden nedenleri araÅŸtırılmalı, sebebe yönelik tedavi yapılmalıdır.
DiÅŸ GeliÅŸimi
Diş gelişimi çocuklarda büyüme ve gelişme süreciyle doğrudan ilişkili bir parametre olmamakla birlikte çocuğunuzun beslenmesi yönünden önem arzettiğinden diş gelişimine de kısaca değineceğim.
İlk diÅŸ çıkarma zamanı daha çok ırsi eÄŸilimlere baÄŸlıdır. İlk diÅŸ ortalama 4 – 9. aylar arasında çıkar. Ancak 15 aya kadar gecikmesi de normal kabul edilir. DiÅŸ çıkarma sırasında hafif ateÅŸ, ishal, huzursuzluk görülebilir.
Yerel içme suyunda flor yeterli değilse, diş çürüklerinden korunmak için kalıcı dişler çıkana dek günde 0,25 mg florun ağızdan verilmesi uygun olur. Sevgili ebeveynler, sağlıklı bir diş gelişimi için çocuğunuza diş fırçalama alışkanlığını mutlaka kazandırmalı, çocuk diş hekimlerince düzenli takibini sağlamalısınız.
Kemik GeliÅŸimi
Kafada 6 adet bıngıldak bulunur. Bunların önde yeralan büyüğü ve arkadaki küçük olan elle kolayca farkedilir. Ön bıngıldak dışındakiler bir kaç ay içinde kapanırlar. Öndekinin kapanması ise 3 ile 18 aylar arasında gerçekleşir. Kapanmadaki gecikmeler doğumsal tiroid bezi yetersizliği, D vitamini eksikliği gibi hastalıkları öncelikle akla getirir. Araştırma sonuçlarına göre nedene yönelik tedavi yapılır.
Kemiklerin gelişimi esnasında baş büyüklüğünün vücuda oranı, kulaç mesafeleri gibi bedensel oranlarda önemli değişiklikler olur. Çocuklarda oturma yüksekliği gelişmeyi değerlendirmede çok yaralı bir göstergededir. Boy uzunluğundan oturma yüksekliğinin çıkarılmasıyla bacak mesafesi elde edilir. Heriki değer için de normali yansıtan eğriler mevcuttur. Grafikler üzerinde yapılan değerlendirmeler, büyüme bozukluklarının erken tanısını olanaklı kılar. Kemik gelişimiyle igili bir sorun olduğunda bu konuda yetişmiş uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Okul Çocukluğu Dönemi
6 yaşından cinsel olgunlaşma belirtilerinin başladığı ergenlik dönemine kadar çocuğun gelişmesindeki başlıca özellikler, gittikçe anne babaya olan yakın ilginin azalması; öğrenme, yarışma, ödev, sorumluluk ve başarma duygularının yerleşmesidir.
İlkokula yeni başlayan çocuklarda kısa veya uzun süreli uyum sorunları çok yaygındır. Sınıfa annesiyle birlikte girmek, sınıfta durmamak, sıraya oturmamak, altını ıslatmak, altını kirletmek, ağlamak, derste gezinmek, birşeyler yemek gibi belirtilerle kendini gösteren uyum güçlükleri birkaç gün ya da birkaç haftayı bulabilir. Bazı çocuklarda okul fobisi görülebilir. Bu aşırı okul korkusu aslında okuldan korkma değil, anneye aşırı bağımlı olan çocuğun, okula gitmekle annesinden ayrılması sırasında ortaya çıkan anneden ayrılma korkusudur.
Okula uyum sorunlarının çözümü için okula yeni başlayan çocukta okuma yazma öğrenmekten önce evdeki olumlu ilişkinin okulda da sürdürülmesi, bir tür anne baba modeli olan öğretmenin çocuğa duygusal doyumu sağlayacak şekilde davranması ve bizzat kendi davranışlarıyla da çocuk için iyi bir örnek oluşturması gereklidir.
Sevgili anne ve babalar, aynı yaştaki çocukların tartı ve boy değerleri tıpatıp aynı olamayacağı gibi, aynı nörolojik ve ruhsal gelişim özelliklerini sergilemezler. Bu nedenle yaşa uygun beceriler değerlendirilirken, her bir çocuğun istenen tüm hareketleri yapması beklenmez. Ancak normalden sapmalar varsa, doktorunuza başvurarak nörolojik ve psikolojik durumunun değerlendirilmesini sağlamanız çok yararlı olur.
Ergenlik Dönemi
Ergenlik, çocukluktan erişkinliğe geçiş sürecidir. Bu süreç iç salgı bezlerinden salgılanan hormonlar tarafından başlatılır ve sürdürülür. Testis ve yumurtalık gibi cinsiyet organlarının ve cinse özgü dış görünüm özelliklerinin gelişmesi, büyüme ve kemik olgunlaşmasında belirgin hızlanma, vücut oranlarında ve bedensel yapıda değişiklik, ergenlik sürecinin özelliklerini oluşturur.
Vücutta ergenliğe yol açan hormonal değişikliklerin başlamasından sonra dış görünümdeki ilk değişiklikler kız çocuklarında 10 (8-13), erkeklerde 12 (9,5-15) yaşında ortaya çıkar. Değişikliklerin tamamlanması genellikle 3-5 yıl sürer. Ergenlik döneminin sonunda -kızlarda otalama 16, erkek çocuklarda 18 yaşında- bireyin büyüme ve gelişmesi büyük ölçüde tamamlanmıştır.
Adolesans, kimi zaman ergenlikle eş anlamda kullanılmakla birlikte aslında, hayatın bu devresinde vücutta oluşan biyolojik değişikliklere eşlik eden ruhsal gelişme ve psikososyal değişiklikleri de kapsayan bir terimdir.
Ergenlikte Büyüme ve Gelişme
Boy Büyümesi
İlk 4 yaştan sonra büyüme hızı erkek ve kız çocuklarında benzer şekilde yılda 5-7 cm gibi oldukça durağan bir gidiş gösterir. Ergenlik belirtilerinin başlamasıyla beraber cinsiyet hormonlarının vücut kitlesini arttırıcı etkisiyle boy uzamasında belirgin bir hızlanma görülür.
Kız çocuklarında ergenlik erkeklere kıyasla 2 yıl daha erken baÅŸlar. Bu nedenle büyüme hızlanması da kızlarda daha erken olur. 10-12 yaÅŸlar arasında kız çocukları erkeklerden daha iri olurlar. Ergenlikte büyümenin en hızlı olduÄŸu “büyüme hızı doruÄŸu” kızlarda ortalama yılda 9 cm, erkeklerde ortalama yılda 10,5 cm’dir. Ergenlik sürecinin daha geç baÅŸlaması erkek çocuklara büyümede aÅŸağı yukarı 2 yıl kadar bir süre kazandırır. Kalıtım faktörlerinin etkisine baÄŸlı olarak ergenliÄŸe eriÅŸme yaşı çok deÄŸiÅŸken olduÄŸundan büyüme hızı doruÄŸunun görüldüğü yaÅŸ da bir çocuktan diÄŸerine farklılık gösterir. Bu nedenle aynı yaÅŸtaki iki çocuÄŸun ergenlik belirtilerinin baÅŸlayıp baÅŸlamamış olmasına göre boy ve vücut yapılarında büyük farklılıklar olması doÄŸaldır.
Boy uzaması ergenliğin son evrelerinde giderek yavaşlar, kızlarda 16-18, erkeklerde 18-20 yaşlarında hemen hemen durur. Ancak 30 yaşa dek omurga büyümesinin bir miktar daha devam etmesi sebebiyle 3-4 milimetrelik bir artış gözlenebilir.
Kilo Artışı
Okul öncesi döneminden ergenliğin başlangıcına kadar olan evrede, boy büyümesine koşut olarak yıllık tartı artışı, 2-3 kilogram arasındadır. Ergenlikte vücut ağırlığı kızlarda yaklaşık 16 kg, erkeklerde 20 kg artar. Erkek çocuklarda kas gelişmesi ve iskelet kitlesinin artması vücut ağırlığının artmasında önemli pay alırken, kızlarda tartı artışı büyük ölçüde yağ depolanması sonucudur.
Kemik Büyümesi ve Olgunlaşması
İlk önce el ve ayakların büyümesi hızlanır. Bunu ön kol ve bacaklar, daha sonra üst kol ve uylukların uzaması izler. Ardından enine büyüme hızlanır. Kalçalar, göğüs ve omuzlar genişler. Kızlarda kalçaların, erkeklerde omuzların genişlemesi belirgindir.
Yüz kemikleri hızla büyür, yüz görünümü değişir. Çene uzar ve kalınlaşır, burun büyür, profil değişir.
Ergenlik öncesi kemik olgunlaşması kızlarda 2 yıl daha ileridir. Bu nedenle kız çocuklarda epifizler daha erken kapanır. Boy artışı erkeklerde 17-18 yaşlarına kadar sürerken, kızlarda büyüme 15-16 yaşlarında durur.
Ergenlik Dönemiyle İlgili Sorunlar
Vücuttaki yapısal değişikliklere ve çevreye uyum gerektiren bu dönem son derece duyarlı olunması gereken bir devredir. Çocukluktan çıkıp erişkinliğe ilk adımını atan insanın bedeninde ve biyolojik işlevlerinde meydana gelen değişikliklere alışması ve kabullenmesi, ayrıca fiziksel değişiklikleri nedeniyle çevresindekilerin kendisine karşı davranışlarına alışması gerekmektedir. Yine bu dönem okulda kendisinden beklenen sorumlulukların arttığı, içgüdülerini kontrol ederek davranışlarında ölçülü olmasının beklendiği bir dönemdir. Geleceği için meslek seçimi ve yaşam biçimi gibi konularda karar vermesi gerekmektedir.
Sevgili ebeveynler, çocuğunuzun hem bedensel hem de ruhsal değişimlerin yarattığı karmaşanın içinde boğuştuğu erişkinliğe geçiş sürecinde, anne ve babasının mutlak desteğine gereksinimi vardır. Ona bir erişkin gibi yaklaşmanız, sevgi ve ilginizi hissettirmeniz, sorunlarını anlamaya çalışmanız kuşkusuz çok yararlı olacaktır.
BÜYÜME VE GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Kalıtım ve Ailesel Faktörler
Toplumun genelinde büyümeyi etkileyen en önemli etken kalıtımdır. Kalıtım ( ırsiyet ), öncelikle boyla ilişkilidir, ancak şişmanlık ve zayıflık gibi fiziksel özellikler de etkilenir. Büyüme geriliğinden kuşkulanılan bir çocukta bu durumun kalıtımla ilgili olabileceğine karar vermede, anne babanın ve varsa kardeşlerin özelliklerini değerlendirmek büyük önem taşır. Kısa boylu ailelerin çocukları kısa, sarışın olanların çocukları açık renkli olmaya eğilimlidir.
Cinsiyet
Büyüme gelişme süreci kız ve erkek çocuklarda farklıdır. Doğumda kızların tartısı daha düşüktür. Doğum tartıları aynı olan erkek ve kız çocuklar karşılaştırıldığında kızlar daha ileri bir gelişme düzeyi gösterirler. Ergenlik dönemine erken giren kızlar hızlı büyür, ancak çabuk dururlar. Erkeklerde kas dokusu daha fazla gelişir, boy daha uzun olur.
Beslenme
Beslenme, büyüme ve gelişmeyi etkileyen en önemli çevresel faktördür.
Çocuğun iyi büyüyebilmesi için yeterli ve dengeli beslenmesi, bu besinleri sindirmeye yeterli bir barsak etkinliği bulunması gerekir. Süt çocukluğu döneminde yetersiz beslenmeden boydan çok tartının öncelikle etkilendiği bilinmektedir.
Çoğu kez beslenme kökenli bir kansızlık geliştiğinde, iştah azalmasına yol açarak problemin artmasına neden olur. Bu durumda kansızlığın düzeltilmesi, asıl sorunun çözülmesi için uygulanan tedavilerin başarısını arttırır.
Sevgili ebeveynler, büyüme yetersizliği düşünülen bir çocukta alınan günlük besinlerin yeterli olup olmadığı mutlaka bir hekim tarafından hesaplanmalı, eksiklik söz konusu ise uygun beslenme şemalarıyla tartı alımı, olması gereken sürece oturtulmalıdır.
Hormonal Durum
Normal büyüme için bir çok hormona ihtiyaç vardır. SaÄŸlıklı çocuklarda hormonlar uygun miktarlarda salgılanır. Hipofiz bezinin salgıladığı “büyüme hormonu” boyca büyümeyi, tiroid bezinin salgıladığı “tiroid hormonu” geliÅŸme ve olgunlaÅŸmayı saÄŸlar. Ergenlikte böbrek üstü bezi, testis ve yumurtalıklardan salınan hormonlar da büyümeyi etkiler.
Büyüme hormonu yetersizliği durumunda boy kısa kalırken, konjenital hipotiroidi dediğimiz doğumsal tiroid bezi yetersizliğinde zeka da etkilenir.
Sevgili anne ve babalar, erken tanı konulursa her iki hastalığında tedavisi oldukça başarılıdır. Ayrıca, hormon bozukluklarına bağlı büyüme gelişme bozuklukları son derece nadirdir. Ancak diğer nedenler tam teşekküllü bir merkezde yapılacak tetkiklerle bertaraf edildikten sonra düşünülebilir.
Gebeliğe İlişkin Faktörler
Bebeğinizin sağlıklı doğması yanında normal tartı ve boya sahip olabilmesi için gereken koşulların kendine özgü karakteristikleri nedeniyle gebelik dönemi, yaşamın diğer evrelerine göre son derece önem arzetmektedir.
Gebeliğin ilk üç ayında annenin geçirdiği virus infeksiyonları çocuk için zararlıdır. Anne hamileyken kızamıkçık geçirdiği taktirde çocukta kalpte bozukluk, katarakt, sağırlık, küçük kafa ve zeka geriliği ortaya çıkabilir.
Gebelik süresince ve özellikle ilk haftalarda annenin aldığı ilaçlar dikkatle seçilmelidir. Bu dönemde alınan ilaçlar ve sigara içimi gibi etkenler bebeği etkiler, doğuştan bozukluklara yol açabilir.
Hamilelikte röntgen, radyum gibi ışınlar çocukta küçük kafa, bel bölgesinde yarık ya da kese, zeka geriliği ve uzuvlarda bozukluklara yol açabilir.
Hamilelikte hormon bozuklukları bebeğe zarar verebilir. Örneğin şeker hastalığı olan annelerin çocukları iri doğarlar. Tosuncuk diyebileceğimiz bu çocuklarda kalp, akciğer ve metabolizma bozuklukları görülebilir.
Sevgili anneler, doğacak bebeğinizin sağlığı için gebeliğiniz esnasında mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanının kontrolü altında olun, sigara, ve alkolden uzak durun, rastgele ilaç kesinlikle kullanmayın.
Kronik Hastalıklar
Sağlıklı olarak dünyaya gelen bir bebekte kalıtımsal olarak gelen ya da sonradan edinilen kimi hastalıklar müzminleşerek büyüme ve gelişme sürecini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu hastalıklar arasında kronik karaciğer hastalığı, kronik böbrek yetersizliği, romatizmal hastalıklar sayılabilir.
Büyüme geriliği, astım ve diğer allerjik hastalıklarda da ortaya çıkar. Bunların tümünde sebep kullanılan ilaçlar değildir. Hastalığın kendisi de gerilikte başlıbaşına önemli bir faktördür. Ağır akciğer infeksiyonları ve morarmayla seyreden kalp hastalıklarında da büyüme olumsuz yönde etkilenir.
Çocukların sonraki dönemlerde yaşıtlarını ne ölçüde yakalayacakları, hastalığın seyri ve süresi, başlangıç yaşı, iyileşme sonrası geride kalan büyüme süresi ve iyileşmenin tam olup olmaması gibi bir çok faktöre bağlıdır.
SONUÇ
Sevgili anne ve babalar,
Çocuklarda normal büyüme ve gelişmenin izlenmesi, normalden sapmaların belirlenmesini, böylece hastalıkların erken tanısını ve önlenmesini olanaklı kılar. Sağlam çocuk takibinde tam bir fiziksel muayene yanında boy, ağırlık ve baş çevresi ölçümleri yapılır. Düzenli ve birbirlerini izleyen ölçümler tek ölçümlerden çok daha yararlıdır. Çünkü belirli bir çocukta saptanan değerler normal sınırlar içinde olsa bile, çocuğun kendine özgü büyüme grafiğinden sapmalar belirlenebilir.
Bu nedenle, çocuğunuzun büyüme ve gelişmesini siz de izleyiniz. Elde ettiğiniz değerleri, bölüm sonunda verdiğim eğrilere işleyip, normalden sapmalar mevcutsa doktorunuza başvurarak yardım isteyiniz. Böylece sorun kısa sürede çözülecek, çocuğunuzun sağlığına yeniden kavuşması sizi mutlu edecektir.
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.