Yatak Yarası ve Tedavisi 1
{loadposition header}
1- Yatak yarası oluşması sonucu doktora müracaat eden hastalara nasıl bir tedavi uygulanıyor? Yani hangi aşamada ilaç hangi aşamada ameliyat tedavisi uygulanıyor?
Cevap: Yatak yaralarının tedavisi; genelde pansuman, gerekirse ameliyattır ve yaranın yeri, derinliği, genişliği vb. ve hastanın yaşı, şuur ve genel durumu göz önüne alınarak karar verilir. Ameliyat edilebilecek hastalarda (şuuru açık, anestezi alabilecek durumda olan ve yüzüstü yatabilen ..), yara kendiliğinden kapanmayacaksa ameliyat gereklidir. diğer durumlarda hasta pansumanlarla takip edilir. Yatak yaralarında en doğru yol oluşmasını engellemektir.Bu nedenle hastanın sık sık pozisyonunu değiştirmek, altının kuru olması, çarşaf ve giyeceklerinin altında kırışmaması, yatakta yarı yatar pozisyonda iken aşağı doğru kaydırılmaması, altında havalı yatak olması vb. gibi önlemler alınmalıdır.
2- Bir defa yara oluşmuş yerde (tedavi sonrası) tekrar yara oluşma riski, yara oluşmamış bölgeye oranla daha fazladır denilebilir mi? Bu durumda bir defa yara oluşmuş ve tedavisini de tamamlamış olan hastalar için ekstra hassasiyet ve koruyucu yöntemler uygulanmalı mıdır? Yöntemler nelerdir?
Cevap: Tabi ki önceden hasarlanan bölgeler daha hassas olur. Yaralar en sık hastanın kazanın şokunu atlatamadığı erken dönemlerde olur. Bu dönemde bakımı yapan kişiler daimi baskıya uğrayan bölgeleri sık sık gözlemelidir. En sık yaralar; kalçanın arkası (sakral bölge ), her iki yanda uyluk kemiğinin başlarının olduğu bölgeler (trokanterik bölgeler) ve oturma pozisyonunda üzerinde durulan kemik yapıların olduğu bölgeler (iskial bölgeler) de olur.
3- Yatak yaralarında genellikle başvurulan yöntem olan ameliyat konusunda biraz bilgi verir misiniz? Tercih sebebi, ameliyat süresi, iyileşme süresi, başarı oranı, aynı yere ikinci bir defa ameliyat yapılabiliyor mu?
Cevap: Yapılacak ameliyatlarda bu bölgelerdeki kemik yapıların üzerini örtecek kas ve deri flebi denen doku kaydırmaları ile sağlanır. Hangi kas deri flebinin kullanılacağı yara bölgesine ve bu bölgelerdeki öncelik sırasına göre değişir. Aynı bölgeye birkaç kez ameliyat yapılabilir. Ama kullanılacak seçeneklerin dikkatli seçimi seçeneklerin çabuk tüketilmemesini sağlar.
Kaynak:
Dr. Soner Tatlıdede
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Yatak Yarası ve Tedavisi 2
Yatak yarası kemik çıkıntısı bulunan bölgelerde, risk grubu taşıyan kişilerde gözlenen deri ve derialtı dokusu hasarıdır.
Risk grubunu hareket kısıtlığı, duyu kusuru olanlar, akut hastalığı ve şuur kaybı olan kişiler, damar rahatsızlığı ve kronik hastalığı bulunan kişiler oluşturmaktadır. Yaş da aynı zamanda bir risk faktörü teşkil etmektedir. 65 yaş üzeri ve 5 yaş altındaki kişiler de risk taşır.
Yaranın gelişmesi bir basamak zinciri takip eder. Önce kemik çıkıntısı olan bölgelerde basınç artışı olur. Basınç artışı kılcal damarlarda tıkaç oluşumuna sebep verir. Basıncın yoğunluğu ve süresi yatak yarası için anahtar yol oynar. İşlemi sonucunda doku beslenemez ve yaralar oluşur.
Sürtünme yatak yarası oluşumu kolaylaştıran diğer bir etmendir. Sürtünmeyle beslenemeyen yüzeysel deri birbirinden ayrılır. İrriton etki yaratan maddelerde yatak yarasının ilerlemesi sebep verir. “İdrar, ter, dışkı” irriton özelliğe sahip salgılardır.
Yatak yarası önlenmesinde birincil kural deri gözlemidir. Deri gözlemi hastalara öğretilmeli, düzenli ve sık olarak yapılmalıdır.
Tekerlekli sandalye kullanan kişiler ya ayna yardımıyla ya da başkalarına muayeneyi yaptırmalıdırlar.
Hastaların pozisyonu sık sık değiştirilmelidir. Sürekli aynı pozisyonda bulunulması yatak yarasından sorumlu en önemli etmendir. Sürekli oturan kişilerin yatarak yarasına yakalanma riski fazladır. Oturma koltukları, cihazlar yaraların gelişimini önleyecek tarzda olmalıdır.
Fizyoterapistlerden yardım alınmalıdır. Bir bölgede yatak yarası oluşmuşsa, o bölgede ikinci defa yara oluşma riski daha yüksektir.
Yatak yarası oluşumunda vitamin ve mineral eksikliği risk faktörüdür. Vitamin ve mineral takviyesi yapılmalıdır.
Cildin ıslak kalmamasına önem verilmelidir. İdrar ve dışkı yarayla temas etmemelidir. Cilt temizliği tahriş etmeyen malzemelerle yapılmalıdır. Cilt sıcak suyla yıkanmalıdır, sonra kurulanmalıdır.
Yatak yarası kendini; solmayan kızarıklık, ısı artışı, sertlik ve ödemle belli eder. Dokuda hasar başladığında ısı artışı soğukluğa kendini bırakır. İleri durumlarda mavi-mor renk farkı, su toplaması gözlenir.
Yara oluşmaya başladıktan sonra öncelikle nekrotik dokuların uzaklaştırılması gerekir. Nekrotik dokuyu ortadan kaldıracak preparatlar öncelikle kullanılmalıdır. İnfeksiyon gelişmişse antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Yara kurutmayan preparatlarla temizlenmelidir.
Yeni yara oluşumunu önlemek için sık pozisyon değişimi yapılmalıdır.
Risk grubu taşıyan kişiler( hareket kısıtlığı, duyu kusuru, akut hastalığı, şuur kaybı, damar hastalığı, kronik rahatsızlık) kalça, kuyruk sokumu gibi kemik çıkıntısı bulunan olanlarda renk değişikliği, bulantı, ısı artışı, sertlik hissettikleri zaman hemen hekime başvurmalıdırlar.
Hastalara önceden bilgi verilmeli, şüpheli lezyonlarda hemen başvurmaları söylenmelidir. Yatak yarası multi disipliner bir yaklaşımla tedavi edilmelidir.
Dermatologlar, plastik cerrahlar, fizyoterapist, hemşireler bu takımı oluşturmaktadır.Harici uygulamadan cevap alınamayan, derin yatak yaralarında cerrahi tedavi uygulanmaktadır.
Sürekli oturan, hareket etmeyen kişilerde yatak yaraları dışında, tahriş ekzemaları, mantar ingeksiyonlar sık gözlenir.
Kaynak:
Acıbadem Hastanesi Bakırköy
Dermatoloji
Dr. Gökhan Okan
engelliler.biz
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.