hd porno porno hd porno porno

Category: Engelliler Sağlık

Çocuklarda Diş Gıcırtdatması Ne Zaman Geçer

Ailelerin oldukça sık olarak şikâyette bulunduğu konulardan birisi de çocuklarının uyku sırasında dişlerini gıcırdatmasıdır. Hatta bazen gün içersinde de çocuklarının dişlerini gıcırdattığını söyleyen aileler de bulunmaktadır. Aslında her çocuk süt dişlenme döneminde, karışık dişlenme ve daimi dişlenme döneminde bir miktar dişlerini gıcırdatır. Devamını Oku

Çocuğunuzu, gelişimine uygun sporlara yönlendirin

Eğitim döneminin sona ermesine az bir zaman kala aileler, çocuklarına uygun yaz spor okulu bulma telaşına düştü.

Çocuğun spor yapmasının sadece beden sağlığını değil mental ve duygusal sağlığını da destekleyeceğini ifade eden uzmanlar, velilerin çocuklarını yaş ve gelişim düzeylerine uygun branşlara yönlendirmesini öneriyor. Sakarya Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevda Çiftçi, “Spor yapmaları problemlerini çözebilme, rehberlik yapabilme, lider olma, paylaşma, kendini kabul etme ve gösterme, sosyalleşme gibi daha sayılabilecek birçok katkı sağlar.” dedi. Devamını Oku

Bipolar Bozukluk nedir

Bipolar bozukluk veya manik depresif hastalık (daha da eski ismiyle manik depresyon), bütün dünyada her 50 kişiden birini etkileyen (yâni %2), dolayısıyla da nisbeten sık görülen bir bozukluktur. Bipolar bozukluğu olan kişi, sıklıkla duygudurumunda aşırı yükselmelerden (duygudurum yükselmesi veya mani) çöküşlere (depresyon) ve yine yükselmelere dönüşen ve çoğu zaman aralarda normâl duygudurum dönemleri bulunan dalgalanmalar yaşar. Burada anlatılan tipik bir tablo olmakla birlikte, farklı kişilerde belirtiler büyük farklılıklar gösterebilmektedir. Devamını Oku

Yüz Felci

Yüzde seğirme, güçsüzlük veya hareketsizlik yüz sinirini ilgilendiren bir hastalığın bulgularıdır. Yüzde anormal hareketler veya felç bir enfeksiyon, yaralanma veya tümör nedeniyle oluşabilir ve nedeni mutlaka araştırılmalıdır. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı yüz siniri hastalıkları ve tedavisi üzerine eğitim görmüştür. Devamını Oku

Yutma bozukluğu hakkında

Yutma güçlüğüne (Disfaji) özellikle yaşlılarda olmak üzere tüm yaş gruplarında yaygın olarak rastlanır. Disfaji terimi yemeklerin ve sıvıların ağızdan mideye geçmesi sırasında zorluk hissetmeyi ifade eder. Bu duruma çoğu tehlikeli olmayan ve geçici olan birçok faktör neden olabilir. Yutma güçlüğü nadiren tümör veya ilerleyici nörolojik hastalık gibi daha önemli patolojiye işaret eder. Kısa bir süre içerisinde yutma güçlüğü kendiliğinden iyileşmez ise kulak burun boğaz uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Devamını Oku

Vücuttan toksinleri atmanın yolları

Toksin zehir demektir. (Latince toxium). Toksin mikropların vücutta salgıladığı bazı zehirlerdir. Toksin vücudunuzu aşırı duyarlı kılan, zararlı etkileri olan, sağlığınızı bozan herhangi bir madde olabilir. Toksinler hem vücudumuzda üretilir hem de dışarıdan alınır. Dışarıdan soluyarak, yiyerek, fiziksel temasla alırız. İçeride ise metabolizma sonucu açığa çıkarlar. Devamını Oku

Gazlı ve şekerli içeceklerin çocukları saldırgan hale getirebileceği belirlendi

gazli-ve-sekerli-icecekler-cocuklari-saldirgan-hale-getirebilir

ABD’deki Columbia Üniversitesinden bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde 4 gazlı ve şekerli içecek tüketen çocukların kavga etme ve saldırgan davranışlar sergileme riskinin iki kat arttığını gösterdi.


“Journal of Pediatrics” dergisinde yayımlanan araştırmada, bu tür içeceklerin günlük tüketimi ne kadar artarsa davranış bozukluğunun da o kadar arttığı vurgulandı. Bilim adamları, çocukların tükettiği gazlı ve şekerli içecek miktarının azaltılması ya da bunların onlara hiç verilmemesi önerisinde bulundu. Bu tür içeceklerdeki şeker ve kafeinin çocukların davranışlarını etkilediği düşünülüyor. (AA)
5 yaşındaki 3 bin çocuğun annesi, 2 ay boyunca çocuklarının davranışına ve ne tür içecekler tükettiklerine ilişkin anket doldurdu. 1500 çocuğun günde en az bir gazlı ve şekerli içecek tükettiği belirlendi. 25 çocuktan birinin ise bu tür içeceklerden günde 4-5 adet içtiği görüldü.

Fiziksel engellilerde sağlık sorunları

1- İdrar boşaltımında sonda kullanmak zorunda olan kişilerin kaç değişik yöntemle sonda yapması mümkündür? (Daimi sonda, prezervatif sonda, Interminant katheterizasyon, Sistomi, Pace maker, ve bir de mesanenin tamamen devre dışı bırakılarak açılan bir delikle idrarın böbreklerden boşaltılması) Bu ve varsa diğer yöntemler konusunda kısaca bilgi verir misiniz? Bu yöntemlerin hangileri ülkemizde sorunsuz kullanılabiliyor? Bu yöntemlerde kadın-erkek ayırımı var mıdır? Ayrım varsa bunlar hangi yöntemlerdir?

Cevap: Daimi sonda idrarın çıkış noktasından idrar kesesine iletilen bir katater şeklindedir. Kataterin balon kısmı mesane içerisinde şişirilerek dışarı çıkması engellenmiş olur.
Prezervatif sonda yalnızca erkeklerde kullanılan ve penis üzerine geçirilerek hastanın istemli veya istemsiz idrarını toplamaya yarayan sonda çeşididir.
İntermittant kataterizasyon idrar yapım noktasında idrar kesesine iletilen ince bir katater vasıtasıyla kesenin boşaltılıp, çıkartılması ile uygulanan yöntemdir.
Sistostomi göbek altı mesane üzerinden mesane içine gönderilen ince bir kataterden oluşur.
Pace Maker ise mesanenin sinir mekanizmasını uyararak kasılması ve sonuç olarak idrar yapımını amaçlayan teknik bir cihazdır.
Bu yöntemlerden prezervatif sonda hariç hepsi her iki cinse de uygulanabilir ve ülkemizde de her tipi mevcuttur.

2- Sonda kullanımında en çok karşılaşılan sorun enfeksiyonlardır. Kişilerin enfeksiyondan korunabilmeleri için dikkat etmeleri gereken hususlar nelerdir? Enfeksiyondan korunmak için haricen kullanılan ilaçlar (purinol) var mıdır? Varsa bu ilaçların mutlak doktor kontrolü ardından her hasta için kullanılması mümkün müdür? (Burada amacım; özellikle Anadolu’da bulunan “doktorların tecrübesizleriyle karşılaşan” hastaların bilinçlendirilmesidir). Bu tür önleyici ilaçların kullanım şekli ve dozu nasıl olmalıdır? Tüm bu önleyici yöntemler yapıldıktan sonra hastada yılda kaç defa enfeksiyon olması normal karşılanabilir?

Cevap:Sonda dışardan insan vücuduna iletilen bir sistem olduğu için dışarıdaki enfekte ortamın içeriye geçişini sağlayan bir yol olabilir. Bu nedenle bu tip malzeme kullanan hastaların hijyene aşırı dikkat etmesi gerekir. Sondanın giriş noktasının temizleyici solüsyonlar ile bakımı, kullanım süresine dikkat edilerek gerektiğinde değiştirilmesi, belli aralıklarla idrar tahlil ve kültürle idrarın enfekte olup olmadığının kontrol edilmesi ve bunların doktor kontrolü altında yapılması önemlidir. İlaç kullanımı gerektiğinde doktor tarafından yönlendirilerek alınması uygundur. Ayrıca bu tip hastalarımız mobilizasyon sorunu nedeniyle üriner sistem taş hastalığı riski de göz önünde tutularak en az senede bir kez ultrasonografik kontrol şarttır.

3- Hasta idrar yollarında enfeksiyon oluştuğunu nasıl anlar? Belirtiler nelerdir? Bu belirtiler sonucunda “idrar kültürü” yapılarak alınan antibiyotik tedavisinde bu enfeksiyondan kesin kurtulabiliniyor mu?Tüm önlemlere rağmen yılda 3-4 defa tekrarlanan enfeksiyonlarda “idrar kültürü sonucuna göre” alınan antibiyotiklerin zamanla vücutta bağımlılık yaparak etkisini kaybetmesi söz konusu olabilir mi? Yani 5-6 sene sonra bu hastalara “antibiyotik etki etmez” denilebilir mi? Böyle bir durum söz konusu ise; bu tür “yılda 3-4 defa” antibiyotik kullanmak zorunda kalan hastalar bu konuda neler yapmalıdırlar?

Cevap: İdrar yolu enfeksiyonunun başlıca belirtisi sık ve ağrılı idrar yapma isteğidir. Bunu hissedemeyen hastalarda ise idrar kaçırma, idrarın renk, koku değişikliği ve içerisinde partiküler ihtiva etmesi belirti olabilir. Yukarda da bahsedildiği gibi felçli hastada üriner sistem, korunması gereken özelliğe sahiptir. Bu yüzden sık kontrol ve doktor kontrollü antibiyotik kullanımı ilaçlara olan tolerans ihtimalini azaltır.

4- Kadın ve erkek için 4-6 saat aralığında yapılan sonda da kaç “cc” idrar çıkması normaldir? Bu konuda bazı hastalar “Aman mesaneyi fazla zorlama” diyerek 500-600 cc alıyor bazı hastalarda hiçbir sınır tanımadan 1000-1400 cc ya kadar çıkabiliyor.bunlardan hangisi doğru yaklaşımdır? Yani mesanenin aşırı dolmasının sakıncası var mıdır?

Cevap: Mesanenin normal kapasitesi yaklaşık 350-400 cc. dir. Bu nedenle mesane boşaltımı 4-6 saatte bir düzenli yapılmalıdır.Kapasiteyi zorlayıcı davranışlar uygun değil, üstelik zararlıdır.

5- Mesane ogmantasyonu denilen mesanede daralmanın başlıca sebepleri nelerdir? Kişi kendinde mesane daralması olduğunu nasıl anlayabilir? Bu mesane daralması anlık bir gelişme midir? Yoksa bir süreç sonunda mı oluşur? Eğer bir süreç sonunda oluşuyorsa kişinin bu süreci başından kavrayabilmesi mümkün müdür? Yani kendinde neler hissediyorsa bu “mesanede daralma başladı” anlamına gelir? Bu daralmanın kişinin yaşam standardını düşürdüğü göz önüne alındığında mesane daralması olan kişinin bundan kurtulması için önünde ne gibi seçenekler vardır? Bu seçeneklerin hangileri ülkemizde başarıyla yapılıyor?

Cevap: Uzun süreli sonda kullanımı sonucunda felçli hastalarda gözlenen, “mesane hacminin küçülmesi” bu gün artık aralıklı mesane boşaltımına gidilerek ve hastanın belli aralıklarla Ultrasonografi ve hacim, fonksiyon değerlendirmeye yönelik ürodinami tetkiki yapılarak önlenebilmektedir. Bu problemin oluştuğu hastalarda ise “Mesane Augmentasyonu” denilen ve mesaneyi genişletme amacı güden operasyonlar yapılmaktadır.

6- Bazı doktorlar, mesanede kasılma yaşayan hastalara “Üropan” ve benzeri ilaçlar kullandırırken bazı doktorlar bu tür ilaçlardan mümkün olduğu kadar uzak durulmasını söylüyorlar. Bu ikilem biz hastalarda karmaşaya neden oluyor. Bu karmaşada da herkes kafasına göre bu ilaçları kullanmaya başlıyor. Bu konuda bir şeyler söyleyebilir misiniz?

Cevap: Doktor hastanın ürodinamik değerlendirmesine göre gerekli gördüğü zamanlarda –ki bu daha çok mesane kasının kontrolsüz kasılmalarıdır- “Üropan” ve benzeri ilaçlar kullanabilir.

7- Katater sondalar; Nelaton(erkek boyu), Female(kadın boyu) , Pediatrik(Çocuk boyu) olarak üç ana gruba ayrılıyor. Bu kataterlerin uzunluk ve çap ölçüleri aşağıdaki ölçüler arasında oluyor.
Erkek boyu:40*08 ile 40*24
Kadın boyu:15-20*08 ile 15-20*18
Çocuk boyu: 20-30*06 ile 20-30*10
Kimin hangi ölçüdeki katateri kullanacağına nasıl ve kim karar veriyor? Bu kullanımda maksat “sürtünmenin ve sonucunda da deformasyonun en aza indirgeneceği” katateri tercih etmek mi? Yoksa bunun başka ölçüt ve kuralları da var mı? Örneğin yetşkin bir erkek hiçbir “ölçüm” olmadan (40*20) katater kullanırsa bu sakınca doğurur mu? Evetise sakıncaları nelerdir?

Cevap: Hastaya kalıcı veya geçici sonda kullanımı sırasında genellikle üretranın çapı dikkate alınır. Bu nedenle çocuklarda 6-8 erişkin erkek veya kadında 12-14 16F sonda uygundur. Üretra kalibrasyonundan büyük sondalar genelde travmatize etki yaparlar.

8- Her ne koşulda olursa olsun her hastanın en az ne kadar zaman aralığında bir ürologa gözükmesi şarttır? Hastaları ikna etmek ve “savsaklamalarını” önlemek için bu kontrollerin öneminden bahseder misiniz?

Cevap: Yukarıdaki sorularda bu konu hakkında bir çok kez uyarıda bulunulmuştur. En az senede bir kez ürolojik değerlendirme şart olduğu gibi bu tip hastaların her zaman danışıp bilgi alabileceği bir üroloğun olması da şarttır.

9- Bir felçlinin olağan periyotlarda yaptırdığı kontrollerde “Ultrason, Ürodinami, IVP…” gibi cihazlarla muhatap oluyorlar. Bu cihazları hiç görmemiş ya da yeni görecek olan hastalara bu cihazlardan bahseder misiniz? Ne işe yararlar? Nasıl yapılır? Test süreleri ne kadardır?….

Cevap: Ultrasonografi; ses dalgaları ile vücut organlarının gözlendiği bir radyoloji tekniğidir. 20 Dk. Kadar sürer.
IVP; Damar yolu ile verilen ilacın böbreklerden süzülüşü sırasında X ışını ile film alınıp değerlendirildiği radyoloji yöntemidir. 1 saat kadar sürer.
Ürodinami; Mesane içi basınç, kapasite, çalışma düzeni hakkında ölçümler yapıp grafi elde edilen bir yöntemdir. 30 Dk. Kadar sürer
Kaynak:

ACIBADEM HASTANESİ BAKIRKÖY
ÜROLOJİ
Dr. Enis Rauf Coşkuner

%d blogcu bunu beğendi: