hd porno porno hd porno porno

Dil Terapisi Sesin Oluşumu

9.096 okundu

sesin oluşumuSesin Oluşumu
1- Ses nedir, nasıl oluşur ve çeşitleri nelerdir?

Teknik terim olarak ses; dilin parçalanması mümkün olmayan en küçük parçasıdır. En küçük dil birliği olup, insanların anlaşma araçlarından en önemlisi ve gelişmeye en elverişli olanıdır. Kimi zaman tek başlarına, kimi zaman da yan yana gelmek suretiyle tüm varlıkları, kavramları ve durumları karşılayan dil öğelerini oluştururlar.

İnsan sesi, akciğerlerden gelen havanın gırtlaktaki kirişleri titretmesiyle çıkar. Gırtlaktan ağzın ve burnun dışına kadar uzanan boruya ses yolu denir. Bu yolda bulunan ses kirişleri, küçük dil, büyük dil, çene ve dudaklar sesleri oluşturan devingen organlardır.1

Gırtlağın içinde ikisi sağda, ikisi solda bulunan dört ince ses kirişi vardır. Sesin çıkması sırasında akciğerlerden itilen hava, bu kirişlerde inceli, kalınlı veya tatlı, sert, yumuşak, acı, korkunç v.b. sesler çıkarır. Bu sesler kulağımıza geliş biçimlerine göre değişik adlar alır.

Ses aygıtının anatomi ve fizyolojisini kısaca öğrenmemizin nedeni, onu daha iyi koruyarak kullanmak olanağı sağlayabilmek içindir. Ses, yaşantımızda önemli bir rol oynar. Toplumla olan ilişkilerimizde eğitilmiş bir sesin etkisi büyüktür.2 Ses olmadan dilin varlığı düşünülemez. Ses organlarının, sesi çıkarmaya uygun şekilde yaratılışı da sesin yaratılış hikmetlerinin içerisindedir. Yani buradaki önemli vurgu, insana verilmiş olan organların sahipsiz ve hesapsız zannedilmemesi, kendisine özel bir kasıtla verildiği ve insanın da bu nimetleri ihtiyarıyla aldığı şeklindedir.

 

a. Ses mucizesi

Burada vücuda nefes alındığı zaman, alınan nefese bağlı olarak, vücudun işleyişi için zaruri olan bir çok işlerin meydana geldiği ifade edilmektedir. Bunların yanında iç işlevlerini tamamlayan havanın dışarıya verildiği vakit, seslerin oluşumu nazarlara(editlenecek) sunulmaktadır.

Ayrıca sesin kulağa taşınması, kulaktan algılama merkezine iletilmesi aşamasındaki, hava zerrelerinin yüklendikleri yükleri hiç zaaf göstermeyerek, geri kalmayarak, intizam ile taşıdığına ve binler ayrı ayrı kelimeleri, ayrı ayrı tarzda, değişik manalarda, o küçücük kulaklara taşımasına ve büyük bir düzen, uyum içerisinde gelip çıkıp, hiç karışmayarak, bozulmayarak; hatta bu gelip gitmeler esnasında havayı çarpıştırıcı dalgalar olan fırtınalar ve gök gürültüleri karşısında intizamını ve vazifelerini hiç bozmayarak ve şaşırmayarak, bir iş diğer bir işe mani olmadan yine yeni bir mucize gerçekleşmesini ifade etmektedir.

Ses oluşumu, kelimelerle hayat bulması ve küçücük kulaklara küçücük hava zerrelerinin maharetle, mesafe tanımadan taşımaları anlatıldığı şekliyle tamamen bir Kudret-i Rabbaniyedir.(editlenecek) Nitekim ses organlarının her canlıda ayrı ayrı niteliklerde yaratılmaları farklı farklı seslerin oluşumlarının temeli olmuştur. Onun için sesler bütün insan ve hayvanlarda birer kimlik gibi farklılıklar taşımaktadır.

b. Ses çeşitleri

Sesin çeşitleri hakkında tanımlayan kişilere göre değişik yorumlar bulunmaktadır. Ancak sesler temelde ikiye ayrılmaktadır. Birincisi, insan sesidir. Buna ‘seda’ ya da ‘selen’ denir. İkincisi ise insanın dışındaki seslerdir, buna da ‘ses’ ya da ‘gürültü’ denir. Yani İngilizcedeki vice ve sound arasındaki fark gibi. Ama, dilimizde böyle bir ayrım yapılmamakta, doğadan da gelse, insan sesi de olsa, hepsine ses denmektedir.8

İnsan sesleri, seslerin oluşumunu sağlayan organların her insanda farklı farklı olması nedeniyle insandan insana farklılık arzeder. Onun için, ne kadar insan varsa, o kadar ses tınısı vardır denebilir.
sesin oluşmasıAnlayarak anlamlar yüklediğimiz ses çeşidi haliyle insan sesidir. İnsanda bulunan ses aygıtının, fiziksel ve fizyolojik yönden, çok çeşitli tonlamalar, tınılar, ses bükümleri oluşturması nedeniyle gerçekten olağanüstü bir yapısı ve işlevi vardır. Onunla düşüncelerimizi, coşkularımızı ve en küçük duygularımızı anlatabiliriz. Ses aygıtının incelenmesi, bir çok müzik aletinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Hatta müziğin doğmasında en büyük pay insan sesinindir.

Ses, kelimelerin taşıyıcısıdır. Kelimeler mana depolarıdır. Manaların kendileri kadar, o manaları taşıyan sesin niteliği dinleyici kulakta dikkatleri çekecektir. “Düşünceniz istediği kadar parlak olsun, eğer onu cılız, tembel, yorgun, bezgin bir sesle söylemeye kalkarsanız, o düşünce bütün parlaklığını yitirip soluk bir hal alır, matlaşır. Bu nedenle, sesimizi elden geldiğince canlı ve enerjik kullanmamız gerekir.”12

İnsan sesinin oluşabilmesi için öncelikle akciğerlerimizden belirli yoğunluktaki havanın ses tellerimize çarpıp, bunları titretmesi gerekir. Ama bu, sesi duymamız için yeterli olmayacaktır. Bütün müzik aletlerinde bulunduğu gibi ‘tınlatıcılar’ gerekecektir. Mesela, kemanın kasa denilen ahşap kısmı yoksa, o teller dünyanın en iyi telleri de olsa, kapı gıcırtısı gibi bir ses duyulur. İşte her müzik aleti, tınlatıcılarının yapılmış olduğu madde ve boyut farklılığına göre değişik sesler verir.

Her insanın sesindeki farklılık, oluşumundaki organların farklılığının bir sonucudur diyebiliriz. İnsanda da iki tınlatıcı grup bulunmaktadır. Ana tınlatıcılar; gırtlak, ağız boşluğu ve burun boşluğudur. Yardımcı tınlatıcılar ise, göğüs boşluğu, sırt ve kafatasıdır. Hatta insan bedeninin tümünün bir tınlatıcı olduğunu savunan tiyatrocular bile bulunmaktadır.

Ses tonunun dengesinin sağlanabilmesi için, üç ana tınlatıcının yani gırtlak, ağız boşluğu ve burun boşluğunun uyumlu ve dengeli çalışması gerekmektedir. Aksi halde her birisindeki sorun ayrı ses problemlerini meydana getirecektir.

Ayrıca sesin yüksekliği, genişliği gibi ses özelliklerini de değerlendirebilmek mümkündür. Ses alıcısından dinlediğimiz sesimizin kendi tabii sesimizle aynı olmamasının sebebi, tabii sesimizi hem kulak yoluyla, hem de ağız yoluyla duyuyor olmamızdır. Gerçek sesimiz, ses alıcısından dinlediğimiz sestir.

Ses konusunun teknik boyutu daha detaylandırılabilecek bir çok özelliklerle doludur. Burada asıl üzerinde durulmak istenen noktalar ise, kulağa gelen seslere yüklenen manalarla ilgilidir.

%d blogcu bunu beğendi: