hd porno porno hd porno porno

Category: Dil Eğitimi

Etkili ve Pratik Dil ve Konuşma Terapi Seti Çıktı

SETİN İÇERİĞİ
Dil ve Konuşma Terapi Kartları 8 Aşama olarak tasarlanmıştır. Tüm etaplar bireye sırayla uygulanır.

1-) a-) Oral Motor Değerlendirme-Gelişim Takip Formları b-) Artikülasyon ve Fonolojik Değerlendirme-Gelişim Takip Formları
14 Adet  a4 boyutunda 350 gram kalın kağıt
Amacı: Bireyin dil, dudak, nefes, yanak, yüz, çene ve dil terapi öncesi hazırlık – ön koşul becerileri alanlarında çalışma planı ve takip formu olarak kullanılır.
Artikülasyon ve fonolojik problemlerin değerlendirilmesi, çalışma planı ve takip formları olarak kullanılır. Devamını Oku

Dil ve konuşma değerlendirmesi

Kaynaştırma Öğrencileri İçin:
Öncelikle bireyin performansının değerlendirilmesi gerekir bunun içinde uygun bir kaba değerlendirme formuna sahip olmanız gerekmektedir. Örneği 3. sınıfa devam eden öğrenci için 1-2-3. sınıf yıllık planlarındaki amaç ve hedefleri kolaydan zora doğru sıralayarak öğrenciye amaca uygun ölçülebilir sorular sorulur. Devamını Oku

Çocuğunuzun dil ve konuşma eğitimini desteklemek için (faydalı)

Konuşma ve dil gelişimini hızlandırmak için ailelere ne gibi görevler düşüyor?
Çocuklar ilk sözcüklerini genelde 12-18. aylarında söylemeye başlarlar. Genellikle yürümenin yoğun olduğu dönemlerde konuşma çabalarında yavaşlamalar görülür. Bu son derece normal bir durumdur. İşte, konuşma ve dil gelişimlerini hızlandırmak için ailelere düşen görevler: Devamını Oku

Dil Konuşma Egzesizleri

DİL VE KONUŞMA EGZERSİZLERİ
{loadposition header}

DİL HAREKETLERİ:

Ø Dili dışarı çıkarmak

Ø Dili dudakların sağına soluna değdirmek

Ø Dili dışarı içeri çekmek

Ø Dili buruna doğru sokmak

Ø Dili çeneye doğru çıkarmak

Ø Dilin ucunu alt-üst dişlerle ısırmak

Ø Dil ile dudakları yalama.(yuvarlayarak)

Ø Dili üst ön dişlere değdirme

Ø Dili şıklatma (dil ile üst damağa vurup alt damağa çekerek ses çıkarma)

Ø Dil ucunu üst dişlerden en aşağıdaki ve en soldakine değdirme Ø Dil ucunu alt dişlerden en sağdaki ve en soldaki üzerine değdirme

Ø Dili ağız içinde (u) biçiminde kıvırma (yanlarda)

Ø Dil ile dudakları ıslatma

DUDAK HAREKETLERİ
Ø Dudakları yanlara doğru(alt-üst)çekerek dişleri bitişik vaziyette gösterme

Ø Üst dişleri gösterme

Ø Alt dişleri gösterme

Ø Üst dudağı ısırma

Ø Alt dudağı ısırma

Ø İki dudağı da ağız içine almak

Ø Alt dudağı dışa döndürmek

Ø U sesi çıkarır gibi dudakları öne uzatmak

Ø Dudakları birbiriyle içe doğru sıkıştırmak

Ø Kalemi dudakları arasında tutmak

Ø Ruju dağıttığımız gibi iki dudağı birbirine sürtme değdirme

YANAK HAREKETLERİ
Ø İki yanağı aynı anda şişirme

Ø Sağ yanağı şişirme

Ø Sol yanağı şişirme

Ø Soldan sağa sağdan sola sürekli yanak şişirme

Ø İki yanağı dişler arasına çekme

Ø Dil ile sağ yanağı şişirme

Ø Dil ile sol yanağı şişirme

MİMİKLER
Ø Hayret Ø Gülmek Ø Kızmak Ø Ciddi Ø Korku Ø Üzüntü Ø Uyku Ø Ağlamak Ø Evet Ø Hayır

ÇENE HAREKETLERİ
Ø Ağzı (çeneler gergin)açmak-kapatmak

Ø Alt çeneyi (ağız açık) sağa sola hareket ettirmek

Ø Alt çeneyi (ağız kapalı) sağa sola hareket ettirmek

Ø Soldan sağa sağdan sola sürekli yanakları şişirme

Ø İki yanağını dişler arasına çekmek

Ø Dil ile sağ yanağı şişirme

Ø Dil ile sol yanağı şişirme

BURUN HAREKETLERİ
Ø Burunu buruşturarak yukarı çekmek

Ø Burun deliklerini açmak

DİL GELİŞİM ALANI VE EGZERSİZLERİ
NEFES ALMA
Ø Ağızda üfleme (dudaklar kapalı durumda)

Ø Burundan nefes alıp burundan verme

Ø Burundan nefes alıp ağızdan verme Ø Ağızdan nefes alıp burundan verme

Ø Kamış(pipet) ile hava çekme

Ø Burundan iki defa nefes alıp, iki defa verme

Ø Ağızdan iki defa nefes alıp iki defa ağızdan verme

Ø Kağıt,pamuk,pinpon topu vb. bol nefes ile nesneyi üfleme (yakın-uzak mesafe)

Ø Nefesli müzik aleti çalma Ø Balon şişirme

Ø Islık çalma Ø Burun çekmek Ø Öksürmek

Ø Horlama Ø Esnemek Ø İç çekmek

GIRTLAK HAREKETLERİ
Ø Tükürerek yutkunma Ø Su yutma

Ø Gargara yapma Ø Gırtlaktan öksürme (ses ayarlama)

DİL GELİŞİM EGZERSİZLERİNİN UYGULANMA YÖNTEMLERİ
A Konuşma Organlarının Çalıştırılması

1- Emmek: Kamış kullanarak değişik içeceklerin içirilmesi. Eğer kamışı çocuk ağzında tutamıyorsa kamışın etrafına lastik sararak yada farklı şeylerle destekleyerek kamışın ağız kısmı kalınlaştırılabilir.- Alıştırmaya başlangıç olarak 9 mm lik hortumlarda kullanılabilir(gerekli is

e)- Emmeyi öğretmek;Terapist kamışı meyve suyunun içine sokar emerek kamışa meyve suyunu çeker.Üst kısmından kamışı kapatarak kamışı bardaktan çıkarır.Kamışı düz olarak çocuğun ağzına sokar.Çocuk kamışın içindeki meyve suyunu bu şekilde emer.İkinci aşamada kamış biraz daha havaya kaldırılır ve kamış bu pozisyonda iken meyve suyunu emer.Not:Terapist çocuğa emme sonrası davranışları gösterir.Ağzını şapırdatır.”mmm çok güzel”gibi sözel uyarılar verir.

2- Üflemek: Öncelikle derin nefes alıp verme nefes alırken “f ve p”sesini çıkarmak gibi çalışmalar yapılmalıdır.

– Küçük bir mumu söndürmek

– Küçük renkli makyaj pamukları araç olarak kullanılabilir.Pamuk masaya konur çocuk üfleyerek pamuğu hareket ettirir.

– Bir kase deterjanlı su hazırlanır.Çocuk kamışla üfleyerek balonlar yapmaya çalışır.

– İçinde küçük bir top olan plastik düdük üflemeye çalışır.

– Küçük plastik bir borazan (flüt)ile üfleme çalışılır.

– Bir pinpon topu ile üfleyerek masada oyun oynanır.

3- Çiğneme: Çiğneme dil dudak ve yanak kaslarının ortaklaşa çalışmasıyla ortaya çıkan bir harekettir.Yanak:Dil çiğneme de aşağıdan yukarı ,yukarıdan aşağı doğru dairesel hareketler yapar.Isırmak:Çocuğa elma havuç gibi katı yiyecekler vererek ısırması istenir.

Sağ ve Sol yanakta çiğneme:Bir parça bisküvi çocuğun bir yanağının içine konulur.Çocuk dil yardımı ile bisküviyi yanaktan alır ve çiğner.Aynı çalışma diğer yanakta da yapılır.Ağız kapalı çiğnemek:Bu çalışma için çok zor bir harekettir.Sürekli alıştırma gerekir.(haşlanmış patates gibi yumuşak katı yiyeceklerle çalışılır)

– Çocuğa 30sn süre ile çiklet çiğnetilir. Dil:Çocuğun dilinin ucuna bir parça bisküvi konulur.Çocuk bisküviyi dil yardımı ile ağzının içine alır.Bir parça reçel ve çikolata (saralle gibi)çocuğun üst dişi ile dudağı arasına konur,çocuk dili yardımı ile bunu ağzına alır ve çiğner.

Dilin Yön Değiştirme Hareketleri:

– Bir parça reçel veya çikolata çocuğun yanağının içine konur.Çocuk dili ile ağzına iter ve çiğner.

– Bir parça lokum çocuğa verilir ve çiğnemesi istenir.

– Küçük bir parça bisküvi çocuğun yanak içlerine diş etlerinin üzerine konur.Çocuk dili ile bunu alıp çiğnemeye çalışır.(önce bir sonra diğer yanağa)

– Sağ ve sol yanak içine aynı anda birer parça bisküvi konur.Çocuk yanak içine konan bisküvilerin ikisini birden ağız içine alıp çiğnemeye çalışır

.- Küçük bir kaşık çocuğun ağzına sokulur ve kaşık dilin üzerine bastırılır.Çocuk bunu dilini kaldırarak karşı koymak isteyecektir.Çocuk bu tepkiyi verince diş fırçası ile çocuğun dilinin üzeri hafif hafif fırçalanır.

Dil Çıkarma Alıştırmaları:

– Çocuğun dudaklarına reçel sürülür,çocuk reçeli yalamaya çalışır.

– Bir lolipop alınıp,çocuğun bunu yalamaya çalışması sağlanır.

– Dudakların alt ve üst kısmına (bıyık yerine ve çene üstüne )reçel sürülür.Çocuk dilini üst ve alta mümkün olduğu kadar uzatmaya çalışarak reçelleri yalamaya çalışır.

Dili İçe Çekme Çalışmaları:- Çocuğun dilinin ucuna bir parça çikolata bisküvi konulur çocuk dilini içeri çekerek yiyeceği çiğnemeye çalışır.

– Biraz seloteyp veya bandı çocuğun dil ucuna sarılır.Bu bant hafifçe çekilerek dil dışarıya çıkarılmaya çalışılır.

Dudak Hareketleri:Hareketlerin Taklidi:Çocuğa üzerinde çeşitli yüz mimiklerinin bulunduğu kartlar verilir.(ağlama,gülme,kızma,üzülme vb.)ve çocuktan bunları taklit etmesi istenir.Duvara asılı bir ayna karşısında çocuk ile birlikte geçilir dudak çeşitli şekillere sokulur ve çocuktan yapması istenir.Terapist çocukla karşılıklı oturup, gülme, kızgınlık, somurtma, sırıtma, öpme, hapşurma vb. hareketlerini tekrarlar. Çocuk düğmeyi dişleri ile dudak arasına koyar,terapist lastiği hafifçe çeker ve hafifçe lastiğe vurur lastik hareket eder,çocuk bu hareketi dudaklarında hisseder.Aynı çalışma düğme ağız içinde dudakta yapılabilir. Kamışla meyve suyu ve başka içecekler içirilir.Bir kaşığa biraz yiyecek konulur,çocuğun ağzına doğru uzatılır.Çocuk üst dudağı yardımı ile yiyeceği kaşıktan almaya çalışır.Terapist kaşığı yavaşça çekerek çocuğa yardımcı olur.

Ağız Alıştırmaları:Terapist çeşitli dil dudak ve çene hareketleri yaparak çocuktan bu hareketleri taklit etmesini ister. Bir tabağa reçel yada süt konulur çocukla birlikte yalama çalışması yapılır. Çocuğa dondurma,şeker ve lolipop yalatılmaya çalışılır. Çocukla derin nefes alma,yanakları şişirme,üfleme çalışmaları yapılır.

TEMEL ALIŞTIRMALAR
– Dili diş ve dudaklar arasından çıkarma(ağız açık olarak)

– Dili içeri çekme

– Dili ağız dışında sağa sola hareket ettirmek- Dilin arka kısmını yukarı kaldırmak.

Çeşitli dudak hareketleri yaparak aşağıdaki gibi sesler çıkarır.a) “cık”sesib) b)Elini ağzına vurarak kızıl derili gibi “aaa” sesic)

c)Ağız şapırdatma sesid) d)Öpme sesi Çocuk terapistin ağzına elini değdirip ağız kapalı”mm”sesi çıkarılır sonra çocuğun ağzına eli değdirilir çocukta aynı şekilde “mm”sesi çıkarır.

Ağız Kapatma Alıştırmaları
Terapist küçük bir kağıt parçasını dudaklarının arasına koyar ve dudakların arasında 5-10 sn tutar. Daha sonra aynı hareketi çocuğunuzdan yapmasını isteyiniz. Bir oyuncağa ip takılır (tekerlekli araba gibi) ipin bir ucunda da bir düğme takılır. Çocuk düğmeyi dişleri ile dudakları arasında tutar ve dudaklarını sıkıca kapatır.Düğmeyi dudakları ile oyuncağı hareket ettirir Alıntıdır.

Dil ve Konuşma bozukluğu tedavisi

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARI TEDAVİ ÜNİTESİ
{loadposition header}

DİL EGZERSİZLERİ (Aşağıdaki egzersizleri beşer kez tekrarlayın )

1- Ağzınızı açın ve dilinizi dışarı çıkartın,yanlara kaydırmamaya dikkat edin.
Tutun bırakın.Dilinizi her defasında daha ileriye uzatarak tekrarlayın.

2- Dilinizi dışarı çıkartın,yavaş dudaklarınızın bir köşesinden bir diğerine hareket ettirin.
Her köşede biraz tutun ve bırakın.

3- Dilinizi çıkarın ve dil ucuyla çenenize değmeye çalışın.
Ulaşabildiği en uzak noktada tutun,bırakın.

4-Dilinizin ucuyla dudaklarınızı yalayın.
Dilinizle tam bir daire çizmeye dikkat edin.

5-Dilinizi çıkarın ve dil ucuyla burnunuza değmeye çalışın.
Bunu yaparken alt dudağınızı ya da elinizi kullanmayın.Ulaşabildiği en uzak noktada tutun,bırakın.

6-Dilinizi çıkarın dondurma yalar gibi dil ucunu aşağıdan yukarı doğru hareket ettirin.

7-Dilinizi çıkarın,dilinizin önünde tutulan bir kaşığı dilinizin ucuyla itmeye çalışın.

8-Parmağınızı yanağınıza koyun,ağzınızı açmadan ağzınızın içinden dilinizle parmağınızı bulun.

9- ” LA ” sesini beş kez arka arkaya çıkarın.

10-” KA ” sesini beş kez arka arkaya çıkarın.

DUDAK EGZERSİZLERİ ( Aşağıdaki egzersizleri beşer kez tekrarlıyın )

1- u ve i seslerini arka arkaya tekrarlayın.
2- Ağzınızı açın, ağzınızı kapatmadan dudaklarınızı yuvarlatın.
3- Dudaklarınızı kapatın” mmmm..” sesini çıkartın.
4- Mememe/mamama sesini mümkün olduğunca hızlı söyleyin.
5- Mememe/mamama sesini mümkün olduğunca yavaş söyleyin.
6- Dudaklarınızı sıkıca kapatın,birbirine bastırın,bırakın.
7- Dudaklarınızı kapatarak yanaklarınızı şişirin 5 sn. tutun sonra bırakın.
8- Yanaklarınızı havayla doldurun, havayı bir yanağınızdan diğerine aktarın.
9- Üfleyerk mumu söndürün.

DİL UCU KALDIRMA EGZERSİZİ
” T ”

BAŞTA ORTADA SONDA

TOP ÜTÜ SÜT
TAŞ OTO BOT
TÜY ÇATI YAT
TIR ATAÇ ÇİT
TAVA GİTAR SAAT
TIRNAK ATKI MONT
TOKA ÇATAL SİMİT
TEKERLEK USTURA SEPET
TABANCA SÜTLAÇ MİSKET
TENCERE HATA TAMİRAT

DİL UCU KALDIRMA EGZERSİZİ
” L ”

BAŞTA ORTADA SONDA

LİF İLK DİL
LAV ALT SAL
LOŞ ÇALI KOL
LEYLEK PALTO GÖL
LAMBA OLAY VİRGÜL
LİMON OLTA SANDAL
LOKUM ÇİLEK YEŞİL
LEBLEBİ DOLAP PETROL
LAVABO ÖNLÜK ÇATAL
LAHMACUN SALINCAK PORTAKAL

DUDAK EGZERSİZLERİ
” P ”

TEK HECELİ İKİ HECELİ ÜÇ HECELİ

PUL PAKET PEÇETE
PAS PALTO PALMİYE
PES PAPYON PATLICAN
PİS PARA PİYANO
PAY PAMUK PAPAĞAN
POP PARFÜM PARANTEZ
PUT PARMAK PARAŞÜT
PASPAS PAPATYA
PERDE PİJAMA
PEMBE PANTALON
POLİS PATATES
POSTAL PEHLİVAN
PENCERE
PIRLANTA
PORTAKAL
PUSULA

DUDAK EGZERSİZLERİ
” B ”

TEK HECELİ İKİ HECELİ ÜÇ HECELİ

BAL BABA BÜYÜTEÇ
BAŞ BACA BAĞIRSAK
BEL BALTA BAKLAVA
BEŞ BALON BİLEZİK
BOT BONCUK BİSKÜVİ
BUT BIÇAK BULMACA
BURUN BİSİKLET
BASTON BEZELYE
BAVUL
BİBER
BAYKUŞ
BEBEK
BİLYE
BEKÇİ
BİTKİ
BENZİN
BEYAZ

Artikülasyon bozkluğu Eğitimi ve Öneriler

ÖNERİLER:
{loadposition header}

Uzmana Öneriler

Artikülasyon bozukluklarını düzeltme çalışmaları dört aşamada gerçekleştirilebilir:

1.Nedenleri ortaya çıkarmak. Çocuğun probleminin giderilmesi için doğru bir tanılama gerekir. Tanılama ile birlikte nedenlerin ortaya çıkarılması da önemlidir. Eğer çocukta artikülasyon bozukluğunun nedeni yapısal bir bozukluksa, çoğu tıbbı tedavi ile düzeltilebilir, neden işitme engeline bağlı ise uygun tedavi ve işitme aracı kullanılır, zeka düzeyi düşük çocuklarda zeka seviyesine göre terapinin düzenlenmesi ve çocuğun mevcut kapasitesinden en iyi şekilde yararlanılması gerekir, aile atmosferi ve duygusal uyumsuzluk gibi engeller için psikolojik çalışmalar yapılmalıdır.

2.Çocuğun probleminin farkına vardırılması. Çocuğun probleminin farkına vardırmak ve terapiye istekli hale getirmektir. Çocuğun bozuk çıkardığı sesler çocuk ve eğitimcisi tarafından beraberce listelenir. Böylece çocuk hangi sesleri çıkaramadığını bilir ve bu seslerle çalışma yapacağının farkına varır.

3.Özürlü sesin düzeltilmesi. Artikülatör kaslar: çene-dudak-dil-ağız kasları gereği gibi işlemiyorsa; · Yeni sesin konuşmada kullanilir hale getirilmesi, · Terapinin sona erdirilmesi ve vaka incelemesi, · Üfleme çalışması :Kibrit ,mum, söndürme ,kağıt üfleme pervane döndürme, · Sakız çiğneme çalışması, · Yalama çalışması: Dudaklara reçel, bal gibi tatlılar sürülerek yalama çalışmaları ile dil, dudak ağız kaslarının gelişmesinin sağlanması, · Islık çalma çalışması, · Dil yuvarlama çalışması, · Dişleri birbirine vurma çalişmasi, · Dudakların enlemesine, uzunlamasına açılıp kapanma çalışması, Daha sonra sesin düzeltilmesi için; · Çocuk yanlış çıkardığı sesin doğrusunu çok dinlemeli ,duymalı sesin doğrusu işitme merkezinde yer etmelidir, · Sesin çalışması: Ele alınan yeni ses uyarı, taklit, fonatik değiştirme ve doğru sesli sözcükleri kullanarak öğretilebilir, · Ayna karşisinda dogru sesi çikarma çalişmasi, · Hece çalışması, · Kelime çalışması, · Atasözleri ,deyimler gibi karmaşik kelime çalişmalari.

4.Artikülasyon çalışmasının sonlandırılması. · Bu aşamalar izlenerek aile, ögretmen ve terapistin yardimi ile artikülasyon bozuklugu olduguna karar verilen çocuklar konuşmayi daha kolay ve kisa zamanda kazanabilir. Artikülasyonu olan her çocuk yardimla ve düzenli çalişma ile konuşmasini düzeltebilir.

Anne Babaya Öneriler: Sağlıklı bir çocuğa sahip olmak her anne babanın en önemli isteklerinden biridir. Anne babalar hamilelik döneminde çocukları için en güzel ve en bekledikleri özellikleri hayal eder, onların toplumun ve kendilerinin değer verdiği önemli gördüğü tüm özellikleri taşımasını dilerler. Herkes sağlıklı bir bebek isterken çocuğun farklı özelliklerinin olması aileyi değişik duygulara iter. Bu duyguların yerine çocuğumu nasıl tanıyabilir, onu eğitmek için ne yapabilirim sorularına aşağıdaki öneriler ve alıştırmalar ışık tutacaktır: · Aile önce çocukta yapısal bir bozukluk olup olmadığını bir tıbbi kuruluştan yararlanarak öğrenebilir. (Çocukta görülen yapısal bozukluğun tedavisi mümkünse, hastanelerin cerrahi ve K.B.B ünitelerinde tedavi edilebilir.) · Eğer çocuğun artikülasyon bozukluğunun nedeni aile ortamı, duygusal sorunlar ise çocuğun psikolojik yardım alması yararlı olur.

ARTİKÜLASYON BOZUKLUĞU EĞİTİMİ

Aile çocukta artikülasyon bozukluğu olduğunu düşünürse; Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine başvurarak artikülasyon testi yaptırmalı ve artikülasyon çeşidi, hatalı seslerin sayısı ve başta sonda ya da ortada mı olduğu hakkında bilgi almalıdır. · Anne-babalar bir uzmanla diyaloğa geçerek çocuğun konuşma terapisinden faydalanmasını sağlasalar da, bununla yetinmeyip evde çocuklarıyla bireysel olarak ilgilenmelidir.

· Yapısal bozukluk ve duygusal çatışmaya dayalı olmayan artikülasyon bozuklukları ailenin özverisiyle düzeltilebilir. Anne baba bu çalışma esnasında sevecen ve sabırlı olmalı hatalı seslerin birden düzeleceğini düşünmemelidir.

· İlk çalışma olarak aile çocuğun ağız, dudak, dil v.b artikülatör organlarındaki kasları çalıştırma alıştırması yaptırmalıdır. Bunun için çocuk sakız çiğneyebilir, dudak kaslarını çalıştırmak için üfleme çalışması, dudaklara bal sürerek dudak yalama çalışılması, a-o harfleriyle ağız yuvarlama hareketleri, diş takırdatma hareketleri yapabilir.

· Aile çocuğun hatalı çıkardığı sesleri tespit ederek içinde bu seslerin bulunduğu kelimelerden oluşan bir listeyi çocukla beraber hazırlayarak çocuğun listedeki kelimelerden haberdar olması sağlanabilir. Bu listeyi bazen yanlış bazen doğru telaffuz ederek okumalı ve her yanlış okunan telaffuzu bir işaretle belli etmesi istenir, daha sonra bütün kelime doğru telaffuz edilerek okunur ve çocuğun dikkati doğru sese çekilir. Çocukla beraber, hatalı çıkarılan seslerden ve kelimelerden oluşan bir hikaye hazırlanır, önce çocuk okur sonra aile doğrusunu okur, çocuk tekrar okuyarak kendi yanlışlarını işaretler. Burada amaç çocuğun doğru sese dikkatini çekmek ve doğru telaffuz etmesini sağlamaktır.

· Çocuk ve aile ayna karşisina geçerler, önce aile çocukla beraber hazirlanan kelime listesinin dogrusunu okur, sonra çocuktan okumasini ister, çocuk ebeveyninin agiz hareketlerine (agzinin hatali sesi çikarirken aldigi şekle dikkat ederek) bakarak dogrusunu çikarmaya çalişir, hem dogrusunu hem yanlişini telaffuz eder, çocuk hem dogru sesin hem yanliş sesin farkini görür. · Çocuk okula gidiyorsa Türkçe, Matematik, Fen, Sosyal Bilgiler gibi derslerden okuma çalışması yaptırılabilir. Aile, çocuğun yanlış çıkardığı seslere ilgisini çekerek, çocuktan yanlış okuduğu seslerin altını çizmesini isteyebilir. Bu ödevleri birde anne baba yanlış okuyarak, her yanlışta çocuğun parmağıyla masaya vurması isteyebilir, sonra doğru telaffuz etme çalışmasına geçilebilir. · Çocukla beraber oluşturduklari kelime listesiyle ilgili resimleri beraberce toplayarak bir dosya oluşturulur. Aile bu resimlerle dogru sesi çikarma çalişmasi yaptirabilir. Bu çalişmalar yapilirken çocuk dogru çikardigi sesler için ödüllendirilir. Çalişmanin son aşamalarinda ödül azaltilarak uygun bir biçimde kesilmelidir.

· Aile çocuğa evdeki rutin işlerde de görev vererek, bu işleri yaparken çocuğun hatalı çıkardığı sese dikkati çekilebilir.

· Alıştırmaya önce ses ile başlanır, çocuk sesi doğru telaffuz ettikten sonra basit hecelere geçilir, en son kelimeye geçilir. Cümle önce kısa basit sonra atasözleri bilmeceler, tekerlemelere geçilebilir. Alıştırmalar çocuğun anlayabileceği gibi tane tane ve normal ses düzeyinde olmalıdır

· Bu çalışmalar yapılırken çocuğu sıkmamak, onun hoşuna gidecek ortamlar yaratmak ve çocuğu ödüllendirmek çok önemlidir. Bu mesafe iyi ayarlanmazsa çocuk çalışmadan sıkılıp hiç konuşmama yolunu da seçebilir. Aile çocuğa sabırla yaklaşmalı, çalışmalarda aceleci olmamalı ve hemen sonuç bekleme gayretine girmemelidir. · Çocuktan aynı şeyi defalarca tekrarlamasını istemek çocuğu sıkar, konuşmaya ilgisini azaltır ve çocuk sorulan sorulara cevap vermez. Başarıya ulaşmak için her sözü tam değeri ile seslendirmeye ve acele etmemeye özen gösterilmelidir.

· Çocuk doğru sesi kelime içinde de çıkarmaya başladığında hemen alıştırmalar sona erdirilmemeli ve çocuk takip edilmelidir. Öğretmene Öneriler: · Artikülasyon bozukluğu olan çocuk okula gidiyorsa sınıf öğretmenini ve branş öğretmenlerini bir yana bırakan bir terapi veya konuşma geliştirme çalışması düşünmek mümkün değildir.

· Öğretmen çocuğun artikülasyon bozukluğu olup olmadığını ve hatalı çıkardığı sesleri anlaması için önce Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden yararlanarak artikülasyon testi yaptırmalı ve artikülasyon çeşidi, hatalı seslerin adedi ve hatalı sesin başta sonda ya da ortada mı olduğu hakkında bilgi almalıdır.

Çocuk terapiye devam ediyorsa: Çocuk yetkili bir kurumda veya bu konuda yetişmiş bir uzman tarafindan terapiye tabi tutuluyorsa , sinif ögretmeninin yardimi iki ayri yönde olabilir. · Birinci gruptaki yardım çocuğa ait gerekli bilgileri toplamak ve ilgiliye vermektir. Çocuğu, iyi bir şekilde gözleme fırsatına sahip olan öğretmen, inceleme veya tanıma fişleri diye adlandırılan fişlere yazacağı bilgilerde öğrencileri konuşma özellikleri yönünden de değerlendirmeye çalışmalıdır. · Sınıf öğretmeninin ikinci gruptaki yardımı, terapi süresince çocuğa verilen ödevlerin yerine getirilmesinde, sınıfta gereken kolaylığı sağlamaktır. Uzmanla işbirliği yaparak onun tavsiyelerini yerine getirmek ve uygulamaların sonucundan uzmanı haberdar etmek, sınıf öğretmeninin en çok yardım edeceği konulardan biridir.

Çocuk terapiye devam etmiyorsa: · Bugün için yurdumuzda konuşma özürünün düzeltilmesinde çalişabilecek yeterli sayida eleman yoktur. Ama artikülasyon bozuklugu olan çocuk vardir. Bunlardan okul çaginda olanlar çogunlukla siniflara bu özürleri ile devam etmektedir. Siniflarinda artikülasyon bozuklugu olan çocuklar tamamen sinif ögretmeninin anlayiş, yeterlilik ve çabasina kalmaktadir. Bu sinif ögretmeni artikülasyon bozukluklarini düzeltme çalişmasi yapsin mi demektir? Bazi belirli vakalar için evet. Fakat bu hiçbir zaman sinif ögretmeni konuşma uzmaninin yerini tutar demek degildir. Sinif ögretmeni terapistin yerini tutacak fonksiyona sahip olmadigi gibi terapiyi sürdürmek için yeterli zamana da sahip degildir.

· Öğretmen çocuğa karşı sevecen, sabırlı, ve özverili olmalıdır. Çocuğun hatalı çıkardığı sesi hemen doğru olarak kazanamayacağı için aceleci davranmamalıdır.

· Önce çocuğun artikülasyonunun çeşidini ve çıkardığı hatalı seslerin bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle çalışmaya hatalı sesin doğru olarak çıkarılması ile başlayıp, doğru çıkarmaya başladığı sesi kelime içinde kullanması sağlanabilir. · Öğretmen Türkçe dersinde artikülasyonu olan çocuklara daha fazla söz vermelidir. Parçanın okunuşunda her çıkardığı hatalı sese çocuğun dikkatini çekmeli ve öğretmen tarafından doğru telafuz edilerek çocuğun tekrarlaması istenmelidir. Aynı uygulama anlatım çalışmaları, matematik dersinde problemin okunması gibi durumlarda da tekrarlanabilir. · Öğretmen artikülasyon bozukluğu olan çocuklarda hatalı çıkardığı seslerden oluşan isteklerde bulunur. Örneğin ® harfinde artikülasyon bozukluğu olan bir çocuğa “Git ®asim Beyden tebeşir iste yoksa Tü®kan hanımdan iste gibi “çocuğun bu kelimeyi tekrar etmesi ve isteği yerine getirmesi istenebilir. · Çocuklara öğretmen arasıra şarkı, masal, öykü, kasetleri dinlettirilerek çocuğun çıkardığı hatalı sesin doğrusunu öğrenmesi, anlaması ve dikkatinin çekilmesi sağlanabilir.

· Sınıfta mani, tekerleme, şarkı söylenerek çocuğun hatalı çıkardığı sesler tekrar ettirilebilir. · Öğretmen bir parça okurken bilinçli hatalar yaparak çocuğun bunları kaydetmesini ve doğrularını kendisinin telaffuz etmesini sağlayabilir. · Öğretmen bir parçayı okur çocuk çıkarmakta güçlük çektiği sesi işaretler. · Sınıfta başka artikülasyonu olan çocuklar birbirlerini dinleyip yanlışları not edip, kendi aralarında doğru sesi telaffuz etmeye çalışabilir.

· Çocuğa sınıf içi rutin işlerde görevler verilerek çocuğun günlük konuşmalarına dikkat ederek yanlış çıkardığı sesler üzerine yoğunlaşmalıdır.Artikülasyon bozukluğu eğitiminde sık görülen sorunlardan bir tanesi de; öğrenciye destek olmak amacıyla sürece katılan öğretmenlerin ilk anda çok fazla çaba harcayarak bıkkınlığa uğramaları yada başarı seviyelerini yüksek tutmak istemeleri dolayısıyla istenen hızda ilerleme sağlayamamalarıdır. Bütün bunlar öğretmeni etkilediği kadar öğrenciyi de etkiler. Çünkü bu gibi durumlarda öğrenci kendini baskı altında hissedebilir. Panik, engellenmişlik ve öğrenilmiş çaresizlik yaşayarak, psikolojik açıdan sorununu çözebilecek hale bir türlü gelemeyebilir.

Nasıl dil öğretilir

DİL ÖĞRENME
Diğer insanlarla iletişim kurma ihtiyacı , insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Her anne-baba iletişimin çocuğu için ne kadar önemli olduğunu bilir. Özürlü çocuk için, ihtiyaçlarını ve isteklerini dile getirme becerisi kazanması yardım gerektirir ve birçok kapı açar. Bu beceri çocuğa, çevresini kontrol etme ve bu çevreden “öğrenmek” fırsatını verir.
Öneminin bilinmesine rağmen, eğitimcilerin iletişim becerilerini öğrenme yolları bulmaları diğer beceri alanlarına kıyasla daha yavaş oldu. Sebebi açık; çocuğun elinden tutarak ona kaşık tutmayı veya yuvarlak çizmeyi öğretebilirsiniz, fakat ona konuşması için fiziksel olarak yardım edemezsiniz. Bazı yapılandırılmış davranış teknikleri, çocuklara ders saatleri süresince kelime söyletebilmiş, fakat çocuklara günlük yaşantılarında etkin olarak iletişim kurmayı öğretememiştir.
Son yıllarda çocuğun iletişime olan ihtiyacı için çevresindeki insan ve eşyalarla ilişkisini hesaba katan teknikler geliştirildi. Bugün biliyoruz ki, dil öğrenimi hayatın ilk haftalarından başlayarak günlük hayatın bir parçası olmalı. İletişimin ne olduğu konusunda bilinçli, çocuğun önündeki basamaklar için hazır olan anne ve babaların çocuğun dil kazanımında çok fazla önemi olduğunu biliyoruz. Eğitimciler bu anlayışa, bebekleriyle iletişim halinde olan anne babaları gözleyerek geldiler.

DİL ÖĞRENME VE ÖĞRETME NEYİ KAPSAR ?

Dil (veya iletişim) sadece konuşmaktan daha çok şey kapsar. Konuşamayan ama çok etkin bir iletişim sağlayan birçok insan vardır (Örneğin işaret diliyle). Aynı zamanda konuşabilen ama iletişim kuramayan insanlar da vardır.

Konuşmayla birlikte dil;
* Dinleme ve anlama.
* Diğer kişilerin dillerine cevap verme.
* İletişim içinde “sıra” ile konuşmayı da içerir.

Bu beceriler, konuşmak için daha zamanı olan bebekler için de geçerlidir. Dil geliştikçe çocuklar şunları kazanırlar :
* Türlü ihtiyaçların karşılanması (sosyal, duygusal ve maddi).
* Başta işaretler sonra sözcükler ve daha sonra sözcüklerin birleşmesiyle, değişik anlamlar ifade etme yeteneği.
* Dil bilgisi formlarını kullanmak yoluyla, daha detaylı anlamlar ifade etme becerisi, düzgün sözcük sırası (çoğullar, zamanlar gibi).
* Türlü sesler çıkarma becerisi.
* Bir konuşmayı başlatabilme ve izleyebilme becerisi.
Bu beceriler dinleme, anlama, cevap verme ve sıra alma gibi yukarıda adı geçen yetenekleri içerir.
Belki bütün bunlar biraz karmaşık gözüküyor. Aslında karmaşık da…Çocuklar çoğu dilin karmaşıklığını çözebiliyorlar; ama bu otomatik olarak halledilmiyor. Önemli olan “planlamaktır”. Amaçların seçimi ve hangi tekniklerin kullanılacağını planlamak vaktinizin çoğunu alacaktır.

ÇOCUKTAN CEVAP BEKLEYİN

Çocuk, yüzünüze bakmayı öğrenen bir bebek de olsa, cümle kuran okul öncesi bir çocuk da olsa, tavırlarınızla, her zaman onun cevap vereceğini umduğunuzu gösterin, ona zaman tanıyın. Eğer dikkati başka yerlerde değilse, cevap vermesini “bekleyin”.
Ona iletişimi başlatma fırsatı ve zamanı da verin. Eğer her zaman siz konuşuyor, insiyatifi her zaman siz alıyorsanız, çocuk iletişim sürecindeki rolünü keşfetme fırsatı bulamayacaktır.
Çocukla konuşmak çok önemlidir; fakat çocuk bakıp dinliyorsa bile iki yönlü bir iletişime katılırcasına konuşun. Cevapları sezmek anlamak için susun, bekleyin. Ona zaman tanıyın, size katılacağını umun; katılacaktır.

ÇOCUĞU İLGİLENDİREN ŞEYLER HAKKINDA KONUŞUN

Canlı bir bebekle aşağı yukarı herşey hakkında konuşabilirsiniz. Cevap vermeyen, sessiz bir bebekle konuşmayı zor bulan anne babalar vardır. “Sizin” ne yaptığınızla ilgili konuşmak iyi bir başlangıçtır; çünkü herşeye rağmen siz en önde gelen ilgi kaynağısınız.
Çocuk dikkatini objelere ve etrafında gelişen hareketlere vermeye başladığında, ipuçlarını onun oyuncak seçiminden ve neye gülümsediğinden alın. Daha aktif ve oyuncu olduğunda, seçebildiğiniz konular artacaktır. Tercihleri ne ile ilgili konuşmak istediğini gösterecektir. Konuşmuyorsa ona sevdiği şeylerin isimlerini öğretin. Sevdiği şeyler kelime öğrenmek için harika bir kaynak sağlar. Kendinizi isimler hakkında konuşma ile sınırlamayın. Hareketler, renkler ve sesler hakkında da konuşun.

AKTİF ÇOCUĞA DİKKATİNİ YOĞUNLAŞTIRMASINDA YARDIMCI OLMAK

Küçük çocuğun dikkati, bir şeyden başka bir şeye kolayca kayabilir. Sadece onun dikkat ettiği şeyleri izlerseniz, öğrenmesi gereken şeylerin anlamlarına dikkatini toplaması güç olur. Diğer yandan dil öğretimi için dikkatini çekmek istiyorsunuzdur. Bu problemi, çocukla oynamaya ayırdığınız zamanı, sınırlı sayıda oyuncak ve aktiviteleri bulunduğu, daha önceden hazırladığınız bir ortamda geçirmekle çözebilirsiniz. Onun sevdiğini bildiğiniz oyuncak ve aktiviteleri seçin ama dikkat dağıtıcı şeyleri uzak tutun. Aynı amaca çeşitli yollardan ulaşabilirsiniz. Diyelim ki “top” kelimesini öğrenmesini istiyorsunuz, bahçede çeşitli renkte topları koyduğunuz bir kutu ile oturabilirsiniz. Bu topları, yuvarlayarak, atarak, sakla bul oynayarak kullanabilirsiniz. Çocuk hangi topu seçeceğine ve bununla nasıl oynayacağına kendi karar verebilir; ama aynı zamanda siz, onun dikkatini, amacınıza yönelik tutmayı başarırsınız.

DOĞAL BİR CESARETLENDİRME DİLİ KULLANIN

“İyi çocuk” veya “iyi konuşma” gibi ifadelerden kaçının. Biz konuşurken kimse bize böyle şeyler söylemez. Bunun yerine çocuğa onu anladığınızı ve kabul ederek cevap verin. Eğer size, çok rastlanır bir iletişim yolu olarak, oyuncağını uzatırsa, alın ve onunla oynayın. Sizden bir şey istediğinde eğer bu verebileceğiniz bir şeyse, ona verin; ama veremeyeceğiniz bir şeyse, en azından anladığınızı gösterin.

KONUŞABİLEN ÇOCUK İÇİN

Yukarıda anlatılan alanlar, konuşmayı öğrenen çocuk için önemini sürdürür. Yeni kelimeler öğrenmede taklit çok önemli bir yoldur. Çocuk yavaş yavaş istek ve ihtiyaçlarını belirtmek için, kelimeleri kullanmayı öğrenir.
Bu aşamada ayrıca şu alanlar önem kazanır :

DEĞİŞİK TÜRDE ANLAMLARI İFADE ETMEK

Çocuk, geniş bir kelime bilgisinden daha çok şeye ihtiyaç duyar. Tabi ki birçok kelime öğrenmesini isteriz; fakat öğrendiklerinin ona değişik şeyler hakkında konuşma fırsatı vermesi gerekir. Örneğin, bir çocuk 50 kelime biliyor olabilir, ama bu kelimeler sadece obje isimleriyle (araba, top gibi), bu objelerin ne yaptıkları hakkında konuşamayacaktır, veya neye benzediklerini söyleyemeyecektir.

DİLBİLGİSİ KALIPLARINI KULLANMAK

Çocuk, bir noktaya kadar dilbigisi açısından doğru olmasada , kendini ifade edebilir. Yani, bir süre dilbilgisi hataları üzerinde durmanıza gerek yok; fakat ileride daha ince ayrıntılar üzerinde konuşacağı zaman, bu kuralları öğrenmek zorunda kalacaktır.

AĞIZ HAREKETLERİ VE SÖZCÜKLERİ TELAFFUZ ETMEK

Bu alan, diğer iletişim becerilerini öğrenmiş olsalar bile birçok özürlü çocuk için güçlük yaratır.

KONUŞMAYI BAŞLATMAK VE DEVAM ETTİRMEK

Olgunlaşmış bir konuşma becerisi, konuşma başlatma ve diğer kişilerin konuştuklarına cevap verme arasında bir denge içerir. Sıra alma becerileri iyi gelişmiş çocuklar, bu dengeyi özel bir eğitim almadan başarırlar; fakat bazen böyle bir denge doğal olarak gelişmez. Bazı çocuklar vardır, ilgilerini çeken konular hakkında uzun süre gevezelik edebilirler; ama diğer insanların söylediklerine dikkat etmezler, dinlemezler. Ayrıca sadece onlarla konuşulduğunda konuşan ve çok nadir olarak kendi başlarına konuşma başlatan çocuklar da vardır. İki uç da etkin bir iletişime izin vermez. Bu vakalarda bir denge bulmayı öğretmek önemli bir alandır.

DİL ÖĞRETMEK İÇİN TEMEL PRENSİPLER

* Çocuğa, cevap vermek için süre tanıyın, dinleyin, bekleyin,
* Çocukla onu ilgilendiren şeyler hakkında konuşun,
* Planlanmış aktiviteler eşliğinde, çocuğun dikkatini belli amaçlara yöneltin,
* Çocuğu doğal bir biçimde teşvik edin.

NASIL ÖĞRETMELİ ?

“Ne öğretmeli?” listesi size çok uzun geliyorsa, bu becerilerin aynı anda öğretebileceğini bilmek, tam olarak neyi amaçladığınızı aklınızdan çıkarmadığınız sürece sizi rahatlatacaktır. Dahası, dil öğretmenin büyük bir kısmı, günlük aktivitelerin bir parçasıdır ve öyle olmalıdır. Bu çocukla oynanan oyunların ve ona verilen bakımın doğal bir uzantısı olmalıdır. Çocuğun gelişiminin bazı dönemlerinde, belli amaçlara ve aktivitelere yönelip, bunlara ayrı bir önem vermek gerekir.

NE ÖĞRETİLECEK ?

HENÜZ KONUŞMAYAN ÇOCUK

* Dinleme ve oyun becerileri : Bebekler kelimeleri kullanabilmeden çok önce, konuşmalara katılabilirler. Bunu yapmak için, diğer kişilerin ne yaptığına dikkat etmeli ve oyundaki objelere dikkat etmeliler. Bebekler büyüdükçe çevrelerini tanımak için oyun becerilerini kullanır ve böylece iletişim kurmak istedikleri şeyleri keşfederler.

*Sıra almak : İletişim iki yönlü bir süreçtir ve konuşmayla birlikte, dinleme ve beklemeyi de içerir. Bebeklik çağı, sesler, hareketler veya basit oyunlar ile “sıra almayı” öğrenmek için ideal çağdır. Konuşamayan daha büyük çocuklar da “sıra alma” çalışmalarından yararlanabilirler.

* Taklit etmek : Taklit, yeni sesler öğrenmede büyük rol oynar (ileride kelime üretmede kullanılacak olan sesler). Bebeklerin pek çoğu taklit etmekten hoşlanırlar. Birkaç günlük bebeklerin bile, annelerinin yüz ifadelerini taklit ettikleri gözlemlenmiştir. Taklit sadece seslerle kısıtlanmamalıdır, hareketler de taklit edilebilir.

* Sesleri ve jestleri değişik amaçlarla kullanmak : Çocuklar, çıkardıkları seslerin ve yaptıkları hareketlerin, çevrelerindeki insanların hareketlerini etkilediğini ve bulundukları ortamı kontrol ettiğini öğrenmelidirler. Sesler ve jestler istenmeyen bir yiyeceği, oyuncağı reddetmek için yardım istemek için veya “merhaba” demek için kullanılabilir.

*Anlamak : Henüz konuşamayan çocuklar kişileri, objeleri, olayları betimleyen kelimeleri anlamayı öğrenebilirler.
Çocuğun özürü, iletişim becerilerini öğrenmesini engelliyorsa, anne-babanın ve eğitmenin, bu konuda daha duyarlı olması gerekir. Özellikle, çocuğun iletişimine yönlendirecek oyun çeşitlerinden ve bu tür durumlardan haberdar olmaları gerekir. Kendi konuşmalarının, dinleme ve cevap vermelerinin, çocuğun dil öğrenmesinde ne kadar önemli olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Akılda tutacak ve düşünecek çok şey var gibi gözüküyor ama Macquarie’de çalışan anne babalar, bütün bu düşünce tarzının doğal gelmeye başladığını söylüyorlar. Dil öğretme teknikleri, anne babaların çocuklarıyla iletişim kuruş şekilleri üzerine kuruludur. Bu konuda okuyacaklarınız aslında bize yabancı olmayan, sağduyuyla bulunabilecek şeyler.

BU ÇOCUK KONUŞMAYI ÖĞRENEBİLİR Mİ ?

Ağır derecede özürlü çocuklar dahil, çocukların birçoğu konuşmayı öğrenebilir. Öğrenilmediği nadir vakalarda , konuşmanın yerine işaret dili öğretilebilir.
Çocuk daha küçükse (bebekse) hareket veya işaret dilinde mi daha rahat olacağına karar vermek için çok zamanınız var demektir. 2. konuda sunulan erken dil öğrenimi yaklaşımı size yardımcı olacaktır.

Okul Öncesinde Dil gelişiminin Önemi

OKUL ÖNCESİ GELİŞİMDE DİL GELİŞİMİNİN ÖNEMİ Dil, insanların düşünce, duygu, istek v.b. yaşantılarını birbirlerine aktarabilmelerini dış dünyayı yorumlayarak kendi dünyalarına getirebilmelerini sağlar. Dil sayesinde geçmiş ve gelecek zamandan söz edebilir, bilinmeyeni keşfedebilir, düşüncelerimizi yorumlar, kendi kendimizi keşfedebiliriz. Ruhsal ve toplumsal kişiliğimizin oluşmasına katkıda bulunur, kültürümüzün devamını sağlayan dil ile başkalarını, çocuklarımızı, öğrencilerimizi etkiler, öğretir ya da onları yönlendirebiliriz. Dil dünyaya açılan penceremizin biricik anahtarıdır. Tüm insanlar dil öğrenme potansiyeli ile dünyaya gelirler. Bu bir örümceğin ağ örme yeteneğine, bir kuşun yuva kurma yeteneğine benzetilebilir. Ancak tüm insanlar doğdukları ortamda konuşulan dili kullanırlar. Sınırlı birimlere sonsuz ifade yaratılabilirler. Dilin yaratıcı özelliği insanların iletim ve anlatım gücünü yükseltir, değişik anlamlar kurulmasını sağlar. Dil potansiyeli ile dili kullanma becerisinin içerikleri farklıdır. Aynı toplum içinde bireylerin birbirinden farklı dil kullanımları vardır. Bireylerin yaşa, eğitimlerine, yaşadıkları bölgelere, ilgili alanlarına göre farklı dil kullanımları dilin bireysel yönünü oluşturur. Çocukların büyüme ver gelişmeleri doğum anından itibaren büyük bir ilgiyle izlenir. Büyümenin en hızlı olduğu yaşamın ilk yılı ve bunu izleyen altı yaşa kadar olan dönem olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde çocukların zihinsel, dil, sosyal ve fiziksel gelişim alanlarında yaşlarına uygun özellikler göstermeleri beklenmektedir. Yaşamın ilk yılında en hızlı gelişim fiziksel büyümede görülürken, ikinci yıl dilin en hızlı geliştiği dönem olarak kabul edilmektedir. Çocuğun dili kullanmayı öğrenmesi gelişimin en önemli göstergelerinden birdir. Çünkü dil,belirli kurallara dayalı semboller sistemidir. Konuşma ise, dili kullanarak sözlü iletişim kurma yöntemidir. Her dilin sözcük, ses ve gramer yapıları birbirinden farklıdır. Gelişimin doğum öncesinden başladığı görüşüne dayanılarak çocuğun dille ilgili becerileri de bu andan itibaren öğrendiği kabul edilmektedir. Çocuğun dil gelişimi doğumdan it itibaren izlendiğinde doğuştan getirdiği bir ses kapasitesinin olduğu görülmektedir. Doğumdan sonraki ilk aylarda bebek ağlama, gülme, hıçkırma, bağırma gibi kendiliğinden bir takım sesler çıkarırken, dışardan işittiği sesleri de taklit etmeye başlar. Ses taklitleri, hece tekrarları ve ilk sözcüğün söylenmesi gibi dil gelişimindeki belirgin aşamalar izlenerek çocuğun konuşulanları anlaması ve konuşmaya başlaması gerçekleşir. Çocuk olgunlaştıkça konuşma mekanizması üzerindeki denetimi artmaktadır. Çocuğun biyolojik kapasitesinin yanı sıra çevrenin ve eğitimin gelişim üzerindeki etkinliği de önem kazanmaktadır. Bu nedenle çocuğun ana dilini kazanırken geçirdiği aşamalarda eğitimin destekleyici rolünden yararlanmak gerekmektedir. Çocuğun ilk dönemlerde konuşması için desteklenmesine, uygun ortamlar yaratılmasına ve uyarıcılar sunulmasına gereksinimi vardır. Dil kullanabilmek doğuştan getirdiğimiz bir yetenektir ama fitili ateşlemek için uyarıcı çevreye ihtiyaç vardır. Darwin’nin de dediği gibi türünün tatlı melodisi anne dili çocuğun ilk donanımıdır. Çocukta dilin gelişmesi hem onu olgunlaşmasına hem de öğrenmesine dayanır. Bebeklikten sonraki yıllarda bütün normal çocuklar, hatta zeka düzeyi normalin altında olan büyük çocuklar çevrelerinde kullanılan dili öğrenirler. Çocuğun doğduktan bir yetişken oluncaya kadar ana dilini öğrenme sürecini (dil gelişimi denir) çocuk arzu, istek ve ihtiyaçlarını cümlelerle dile getirir. Dil gelişiminin normal olması için zeka ve duyu organlarını normal yapıda olması gerekir. Dil gelişimin niteliği çocuğun zihinsel gelişimini belirler. Dil zihin gelişiminin en sağlıklı göstergesidir. Dil yönünden kusurlu olan çocuklar kendilerini ifade etmekte güçlük çekerler. Bu durumda çocukta bir çok sorun ortaya çıkmasına neden olur. Dilin sağlıklı bir şekilde gelişmesi çocuğun diğer gelişimlerini de olumlu yönde etkiler. Bu yüzden dil gelişimine önem verip en etkin olduğu çağda yani okul öncesi dönemde bu alanda bol bol çalışmalar yapılmalıdır. Dilin çok önemli olduğu herkes tarafından bilinmekle birlikte buna çok fazla önem verilmemektedir. En önemli unsur bu dönemde çocukların dil gelişimini ilerletmek ve bunu yaparken farkı metotlar kullanarak dili daha da zenginleştirmektir. Çocuklara drama, oyun, tiyatro, şiir, tekerleme, parmak oyunları, hikaye anlatma, tekrarlama, yorumlama gibi çalışmalar yaptırtarak hem dili düzgün kullanmayı öğretebilir hem de bunu yaparken çocuğun zevk almasını sağlayabiliriz. Çocuk bundan zevk alırsa bu çalışmaları daha çok yapar bu sayada dil gelişim dönemini çok iyi bir şekilde geçirmiş olur. Yani daha iyi bir diksiyonu, daha bir kelime haznesi, daha etkili bir konuşması, bunlara bağlı olarak da daha iyi bir sosyal çevresi oluşur.

%d blogcu bunu beğendi: