hd porno porno hd porno porno

Category: Özel Eğitim Öğretim Yöntemleri

Uygun Olmayan Davranışların Azaltılması

UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞIN AZALTILMASI               

  Davranışları azaltma yöntemleri, birey üzerindeki etki ya da kontrol gücüne göre en ılımlıdan en az ılımlıya doğru sıralanabilmektedir. Uygun olmayan davranış uygun bir yöntemle azaltılabilecek veya ortadan kaldırılabilecekse, azaltma için öncelikle o yöntem seçilmelidir.

Ilımlılık sıralaması Davranış azaltma tekniği
En ılımlı       En az ılımlı Uygun olmayan davranışın ortaya çıkmasını önleme
Ayrımlı pekiştirme
Sönme
Tepkinin bedeli
Mola
Aşırı düzeltme
Bedensel ceza

UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARI ÖNLEME                Uygun olmayan davranışların oluşmasını önlemek uygun olmayan davranışı azaltmak için çabalamaktan çok daha etkilidir. Uygun olmayan davranışla ilgili çevresel koşulları belirlemek ve bu koşulları değiştirmek davranışları azaltır.                Davranışın hemen ardından gelen çevresel özellikler davranışın yapılma eğilimini ya da sıklığını artırıyorsa bunlar pekiştireç etkisi gösteriyordur. 

UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARI ÖNLEMENİN YOLLARI

Davranış Zincirini KırmaYakınlık Kontrolü: Sakin İletişim FırsatıŞakayla Karışık KontrolBeklenen Davranışa İlişkin Öğretimsel Kontrol Ve Yönergeler SağlamakProblem Çözme Fırsatı Yaratma (Olumlu Seçenekler ÖnermeUyaran Değişikliği : Nesnelerin Kaldırılması, Yerlerini Değiştirilmes

SINIFTA ORTAYA ÇIKABİLECEK UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARI ÖNLEM

EÖğrencileri beklentileri konusunda bilgilendirmeOlumlu öğrenme atmosferi oluşturma (esnek, eğlenceli)İlginç ve anlamlı öğrenme deneyimleri sağlamaTehditten kaçınmaTarafsız davranmaKendine güven sergileme ve öğrencilerde kendine güven yaratmaÖğrencilere olumlu atıfta bulunma.8.     .Sınıftaki fiziksel düzenlemelere dikkat etme ve zaman ayırma.

9.     .Olumlu modeller kullanama.10.   .Serbest zamanları sınırlandırma.11.   .Akran etkileşimi

AYRIMLI PEKİŞTİRME                 Uygun olmayan davranışların azaltılması için uygun davranışların artırılması ya da sürdürülmesi söz konusudur. İki temel pekiştirme ilkesine dayanır.

Birinci olarak, davranış uygun ayırt edici uyaranı izlediğinde pekiştirilir.                İkinci uygulamada, diğer davranışlar görmezden gelinirken belli bir hedef davranış pekiştirilir. Ayrımlı Pekiştirme Türleri.1.     .Diğer Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (DDAP).

2.     .Alternatif Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (ADAP).3.     .Karşıt Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (KDAP).

4.     .Seyrek Yapılan (Azalan) Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (SEDAP).5.     .Sık Yapılan (Artan) Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (SIDAP) .

1.        .Diğer Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (DDAP) a). Uygun olmayan davranışların arasından birini belirlemek ve diğer uygun olmayan davranışlar devam etse bile seçilen uygun olmayan davranış yapılmadığında pekiştirilir. b). Belirlenen bir zaman dilimi ya da gözlem süresi içinde uygun olmayan davranışların hiç olmaması durumunda, gözlem süresi sonunda bu durumun pekiştirilmesidir.  c). Gözlem süresi boyunca oluşan diğer davranışlar dikkate alınmaz.

Diğer Davranışların Pekiştirilmesinin Uygulama Biçimleri .-              .

Bütüncül Zaman Aralığına Dayalı Olarak Diğer Davranışların Ayrımlı Pekiştirilmesi: Belirlenen zaman aralığı içinde uygun olmayan davranışların pekiştirilmesi. Her 10 ya da her 30 dakikada bir. .-              .

Anlık Gözleme Dayalı Olarak Diğer Davranışların Ayrımlı Pekiştirilmesi: Belirlenen gözlem süresinin sonunda bakar ve öğrenci o anda davranışı yapmıyorsa, pekiştirir. Gözlem süresinin geri kalan kısmında oluşan davranışlar dikkate alınmaz.  .-              .

Yeniden Başlatılan Aralıkta Diğer Davranışların Ayrımlı Pekiştirmesi: Gözlem süresinin tamamında uygun olmayan davranış hiç sergilenmezse öğrenci pekiştirilir. Her uygun olmayan davranışın yapılmasından sonra gözlem aralığının yeniden başlatılır.  .-

.Artan Aralıklarla Diğer Davranışların Ayrımlı Pekiştirilmesi: Gözlem aralığı boyunca uygun olmayan davranış hiç yapılmazsa pekiştireç verilir. Öğrencilerin ilerlemesine bağlı olarak aralığın süresi dereceli olarak artırılır.

2.       Alternatif Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (ADAP)                Azaltılması hedeflenen uygun olmayan davranışın daha uygun biçiminin pekiştirilmesidir. Alternatif davranışların pekiştirilmesi uygulamasının aşağıda sıralanan avantajları vardır..·         .Uygun davranışlara odaklanır.

.·         .Uygulayıcıyı çocuğun repertuarında olan ya da olmaya uygun davranışları gözden geçirmeye yöneltir..·         .Çocuğun davranışları üzerinde iki yönlü etkisi vardır. Pekiştirilen uygun davranışların artması ve uygun olmayan davranışların azaltılması. Öte yandan uygun olmayan davranışların cezalandırılmasına yer verildiğinde sadece uygun olmayan davranış azalır, uygun olan davranışın artması eğilimi gözlenmez.

.·         .ADAP sürecinin öğretimi ve uygulanması kolaydır.

3.       Karşıt Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (KDAP)                fiziksel olarak uygun olmayan davranışla aynı anda yapılamayacak davranışların pekiştirilmesidir. Örneğin başkalarına vurma davranışını azaltmak için kollarını bağlama davranışını pekiştirmek gibi. Başkalarına ve kendine zarar verme davranışında etkili bir yöntemdir.

4.        Seyrek Yapılan (Azalan) Davranışları Ayrımlı Pekiştirme (SEDAP)                Bazı davranışlar normalde yapılması gerektiğinden daha fazla yapıldıklarında uygun olmayan davranış özelliği kazanır. Seyrek yapılan davranışların ayrımlı pekiştirilmesi, başlama düzeyi verileri ile karşılaştırıldığında hedef davranış oranındaki küçük azalmaların pekiştirilmesidir.                Seyrek davranışları ayrımlı pekiştirmenin iki biçimi vardır;

.1.     .Davranışın belirlenen zaman aralığı bittikten sonra yapılmasına dayalı olarak pekiştirilmesi. Örneğin, ders sonunda tuvalete gitme..

2.     .Belirlenen zaman aralığı içinde davranışın daha seyrek düzeyde yapılmasının pekiştirilmesi. Örneğin bir saatlik zaman aralığında 3 kez ya da daha az tuvalete gitmek istediğinde pekiştirilir.                 Seyrek davranışların ayrımlı pekiştirmesinde en önemli öğe başlama düzeyinde belirlenen aralık süresince davranışın yapılma sıklığının kesin olarak belirlenmesidir.  

UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARI AZALTMA TEKNİKLERİ HİYERARŞİSİ 

.1.     .Düzey: Ayrımlı Pekiştirme.2.     .Düzey: Sönme.3.     .Düzey: Hoşa Giden Uyaranı Çekme .(2.    .Düzey Ceza)Tepkinin BedeliMola.

4.     .Düzey: Hoşa Gitmeyen Uyaran Verme                (1. Düzey Ceza) 

BİLİNEN DAVRANIŞ AZALTMA TEKNİKLERİ          

SÖNME                 Sönme, daha önceden pekiştirilen bir davranışın pekiştirilmemeye başlanmasıyla hedef davranışın sıklığının süresinin ya da yoğunluğunun dereceli olarak azaltılması sürecidir.

Sönme uygulamasının başında hedef davranışta artış ve çeşitlenme meydana gelir; ancak, uygulama kararlı ve tutarlı biçimde sürdürülürse, davranış giderek azalır. Kendine ya da çevresine zarar verme gibi davranışlarda sönme kullanılmaz.                 Sönme uygulamasının etkililiği ile ilgili en önemli faktör tutarlılıktır. Sönmeni, kişinin kendi içinde, farklı zamanlarda, farklı kişiler arasında etkili olabilmesi için, davranış her yapıldığında görmezden gelinmesidir.

Pekiştirme kaynağının kontrol edilemediği durumlarda (parmak emme, kendini uyarma vb.) sönme etkili bir yöntem olmayabilir.

Sönme, çocukların dikkat elde ettikleri için yaptıkları uygun olmayan davranışların azaltılmasında etkili bir uygulamadır. Ancak, bazen çocuk istediği gerçekleşinceye kadar uygun olmayan davranışı yapar. Bu yönüyle uygulamacılar için uygulayıcılar için sönme kullanmak çok zordur.

Uygulayıcı daha önceden pekiştirdiği davranışı görmezden gelmeye başlayınca ne olur?

Çocuk uygulayıcının dikkatini elde etmek için davranışının sıklığını ve yoğunluğunu artırır. Bu sönme patlamasıdır. Sönme patlaması, sönme uygulamasının başlamasından sonra hedef davranışın yoğunluğunun veya sıklığının geçici olarak artmasıdır. Ne yazık ki uygulamacı sönme patlamasını bilmiyorsa, sönme programının etkisiz olduğu konusunda yanlış karar verir.                 Uygulayıcı sönme kullanmadan önce patlama aşamasında uygun olmayan davranışı görmezden gelip gelmeyeceğine karar vermelidir. Eğer sıklığı ya da yoğunluğu arttığında davranışı görmezden gelmek mümkün değilse sönme kullanılmamalıdır. Sönme patlaması sırasında azaltılmak istenen hedef davranışlarda geçici ir artış olması sönme tekniğinin poatsiyel yan etkisidir. Söne kullanılırken bir başka dikkat edilmesi gereken nokta pekiştirilmemesine rağmen sönme uygulaması sırasında hedef davranışın geçici olarak kendiliğinden geri gelmesidir. Bu durumda en önemli tehlike davranışın yeniden dikkat ya da başka bir pekiştireç elde ediyor olmasıdır.

Sönme Tekniğini Etkili Şekilde Kullanmak İçin İzlenecek Basamaklar.

  • .Hedef davranışı izleyen bütün pekiştireçleri belirle..·         .Hedef davranışı izleyen bütün pekiştireçleri geri çek..·         .Hedef davranış her yapıldığında görmezden gel, tutarlı ol..·         .Sönme programı süresince uygun davranışları belirle ve pekiştir..
  • .Kendiliğinden geri gelme ve sönme patlaması gerçekleştiğinde davranışı görmezden gelmeyi sürdür..·         .Uygulayıcı dikkatinin uygun olmayan davranışları değil de uygun davranışları izleyeceğini öğret ve göster

Sönmenin Avantajları.

  • .Sönme sözel ya da bedensel zorlama kullanmaksızın uygun olmayan davranışların azaltılmasında etkili olabilir. .·         .Sönme çocukla uygulayıcı arasında mücadeleye yol açmaz ve çocuğun benlik saygısını azaltmaz..·         .Sönme bir ceza uygulaması değildir. .·         .Sönmenin etkisi dereceli olabilirken etkililik süresi genellikle uzundur.

.·         .Uygun olmayan davranış görmezden gelinirken, uygun olan davranışların pekiştirilmesi sönme sürecinin en önemli öğesidir.

Sönme Ne Zaman Etkili Olmaz?.

  • .Hedef davranışı izleyen pekiştireçler belirlenemezse,.·         .Hedef davranışı izleyen pekiştireçlerin geri çekilmesi mümkün değilse,.
  • .Çocukla ilişkideki diğer kişiler sönme sürecini uygulayamayacaksa,.·         .Hedef davranışı izleyen arkadaş dikkati kontrol edilemiyorsa,.·         .Hedef davranışın yanlışlıkla pekiştirilme (pekiştirme kazaları) olasılığı yüksekse,.
  • .Sönme patlaması süresinde çocuğun davranışı görmezden gelinemiyorsa ya da çevredeki diğer etkenler kontrol edilemiyorsa,

.·         .Hedef davranışı görmezden gelmek tehlikeli ise ya da uygun değil ise.

TEPKİNİN BEDELİ                

Uygun olmayan davranışların hemen ardından, çocuğun sahip olduğu pekiştireçlerin ya da yıldız, gülen yüz, para gibi sembol pekiştireçlerin sistematik olarak geri alınmasıdır. Çocuğun daha önceden pekiştireç ya da sembol pekiştireç kazanmış olması gereklidir.                Tepkinin bedeli uygulamasına yer verildiğinde, çocuğa sözlü ve yazılı olarak bir liste ile her uygun olmayan davranışı için geri alınacak pekiştireç sayısı ve pekiştireç kaybetmesinin sonuçları açıklanmalıdır.

Tepkinin bedelinin farklı birkaç uygulama biçimi vardır.  .

  • .Birincisinde, tepkinin bedeli, sembol pekiştirme uygulaması ile birlikte kullanılmaktadır. Bu uygulamada, çocuk uygun davranışları için kazandığı sembolleri, uygun olmayan davranışları yüzünden kaybetmektedir. Bu yolla uygun olmayan davranışların azaltılması hedeflenir.

.·             .İkincisi uygulama biçiminde, öğrencilere belli bir zaman diliminde kullanacakları belli bir toplam puan peşinen verilir. Bu puanlar, uygun olmayan davranışların ardından geri alınır. Bu süre içerisinde öğrencinin hala puanı kalmışsa, bu puanı istediği bir etkinlik, oyuncak ya da yiyecekle değiş tokuş edebilir.

İkinci şekil aşağıda belirtilen nedenlerle önerilmemektedir:.-          .Tepkinin bedeli, hedef davranışın hedef davranışın hemen ardından uygulanmalıdır..-          .Tepkinin bedeli tutarlı şekilde uygulanmalıdır..-          .Çocuk uygun davranışları için, sıkça pekiştireç kazanıyor olmalıdır..-          .Pekiştireçlerin geri alınması cezalandırıcı olmamalıdır. Ve kişileştirilmemelidir.

Tepkinin Bedelinin Avantajları

.·             .Sembol pekiştirme ve diğer olumlu pekiştirme uygulamaları ile birlikte kullanılabilir..·             .Evde ve okulda kolayca uygulanabilir..

  • .Tepkinin bedeli uygulaması, davranışları azaltmada hızla etki gösterir; ayrıca, etkisi uzun sürelidir..·             .Uygulamacı, değişmesi gereken davranışları odaklanır.           

 MOLA                 Bireyin , uygun olmayan davranışlarının hemen ardından, belirli bir zaman dilimi için pekiştirme kaynaklarından uzaklaştırılması anlamına gelir. Mola iki şekilde uygulanabilir. .

1.     .Pekiştireçlerin çocuktan uzaklaştırılması.

2.     .Çocuğun pekiştirme kaynaklarından uzaklaştırılması.a). Çocuk uygun olmayan davranışı sürdürürken gruptan uzaklaştırılır.b). Çocuk pekiştireci çevre ya da etkinliği izleyemez, etkinlik alanının dışındadır ve yüzünü genellikle pekiştirici olmayan bir duvara dönüktür.c). Çocuk pekiştirici çevreden alınarak pekiştirici olmayan bir alana konulur.

Molanın Yararları: .·         .Mola ve olumlu pekiştirme sürecini bir arada kullanmak kolaydır.

.·         .Mola sürecinin etkisi oldukça hızlıdır ve bu etki uzun sürelidir..·         .Çocuğu eğitim ortamından uzaklaştırmadan da mola uygulamaları yapılabilir..

  • .Çok zorlayıcı davranışların (saldırganlık gibi) azaltılmasında mola önemli bir seçenektir.

Molanın Potansiyel Yan Etkileri Ve Olumsuzlukları: .

  • .Çocuğun sık ve uzun zaman aralıkları için pekiştireç bulunamayacağı bir alana gönderilmesi, uygulamacıya çocuktan kurtulma fırsatı sağladığı için olumsuz pekiştirme etkisi yaratabilir. Mola süresinin uzatılması, mola yönteminin suistimal edilmesi anlamına gelir..·         .Pek çok durumda molanın uygun olmayan davranışı azaltmada etkili olmadığına ilişkin veri elde edilmiştir..
  • .Çocuklar arasındaki bireysel farklılıklar dikkate alınmazsa, çocukların birinin diğerine karşı pekiştirlmesi ya da cezalandırılması olarak algılanabilir. Bu durumda çocuk başka uygun olmayan davranışlar sergileyebilir..·         .Çocuğun eğitim ortamından uzaklaştırlması, akademik performansını olumsuz etkileyebilir.

Molanın Uygun Kullanımı İçin Öneriler: .

  • .Mola kullanımı, olumlu pekiştirme uygulaması ile eşleştirilmelidir..
  • .Çocuk, bulunduğu ortam ve etkinliklerin mola alanındakilerden daha cazip olduğunu algılamalıdır..
  • .Uygulayıcı molanın etkili olup olmadığını izlemeli, etkili değilse sürdürmemelidir..
  • .Uygulayıcı, zor davranışlar sergileyen çocukları uzaklaştırma yöntemi olarak, mola uygulamasını suistimal etmemelidir..
  • .Mola süresi gereğinden fazla uzatılmamalı, davranış durdurktan sonra en fazla 1-3 dakika olmalıdır..
  • .Mola alanının pekiştirici olmamasına özen gösterilmelidir..
  • .Mola, saldırganlık ve zarar verme davranışları için etkili olsa bile, kendi başına olmayı yeğleyen çocuklar için kullanılmamalıdır.

AŞIRI DÜZELTME/ONARMA

 1.     ONARICI AŞIRI DÜZELTMEDüzeltme (onarma), çocuğun çevreyi uygun olmayan bir davranışı yapmadan önceki haline getirmesi olarak tanımlanabilir. Çok küçük çocukların bağımsız olarak çevreyi düzeltmesi mümkün olmayabilir. Bu durumda uygulayıcı yaş ve yeteneklere bağlı olarak işin bir bölümünü çocuktan isteyebilir. Bir bölümüne ise yardım edebilir. Buna ”yardımla düzeltme” adı verilir. Çocuğun uygun olmayan davranışı ile bağlantılı olarak çevrenin eski haline getirilmesine çevredeki başka şeylerin de düzeltilmesi eklenerek bir tür cezaya dönüştürülebilir. Yöntem bu şekilde kullanıldığında da ”onarıcı aşırı düzeltme” adını alır. Onarıcı aşırı düzeltme, bir kasıt olmaksızın gerçekleşen durumlarda kesinlikle kullanılmamalıdır.

Onarıcı aşırı düzeltme kullanırken hangi ilkeler dikkate alınmalıdır?.

  • .Çocuktan istenen tepki, onun uygun olmayan davranışı ile doğrudan ilişkili olmalıdır..
  • .Aşırı düzeltme uygulaması davranışın hemen ardından gelmelidir..·         .Çocuğa, eğer gerekliyse, bu süreçte dereceli olarak yardım edilmeli ve bu yardım giderek azaltılmalıdır.

Onarıcı aşırı düzeltme hangi durumlarda kullanılmamalıdır?.

  • .Eğer çocuk kendinden isteneni yapmayı reddederse, katılmazsa ya da işbirliği içinde olmazsa, uygulayıcının fiziksel fiziksel güç kullanması gerekebilir. Bu durum çocuğu saldırgan hale getirebilir.

.·         .Aşırı düzeltme sürecinde beklenen performansı göstermek, çocuk için çok zor ya da olanaksız olabilir..

  • .Özellikle aşırı düzeltme arkadaşların önünde uygulandığında- çocuklar öğretmenin dikkatinin uygun olmayan davranışları izlediğinin farkına varabilirler ve öğretmenin dikkatini çekmek için, uygun olmayan davranışı yapmaya yönelebilirler..
  • .Aşırı düzeltme süreci, eğitim ortamlarında diğer çocukların davranışlarını ve onların öğrenmesini olumsuz etkileyebilir.

2.     OLUMLU ALIŞTIRMA Uygun olmayan davranıştan sonra, uygun olmayan davranışın sonucunu düzleten bir uygun davranışın tekrarlanmasına olumlu alıştırma denir. Olumlu alıştırmada çocuk, uygun olmayan davranışı gösterdiğinde o anda yapılan etkinlik durdurulur ve uygun davranış sözel olarak tanımlanır. Sonra, uygun davranışın tekrar edilmesi sağlanır. Bu davranış gerçekleştiğinde, öğretmen  teşekkür ederek doğru davranışı tekrar tanımlar. Olumlu alıştırma cezalandırcı bir süreç içermemesi nedeniyle, davranışlar azaltmakta uygun bir yaklaşımdır. Doğru tepkiler için pekiştirme kullanılması, uygun olmayan davranışı yapmak için çocukları cesaretlendirebilir.

3.     OLUMLU ALIŞTIRMALARLA AŞIRI DÜZELTME Olumlu alıştırma yöntemi, olumlu alıştırmalarla aşırı düzeltme biçiminde de uygulanabilir. Bu biçimin olumlu alıştırmadan farkı, uygun olamayan davranıştan sonra davranışın uygun biçiminin birden fazla sayıda tekrarlatılması ve bir tür cezaya dönüştürülmesidir. Bu uygulamada, genellikle, olumlu alıştırmayı pekiştirme izlenmez. Ancak, yapılan araştırmalarda pekiştirmenin olumlu etkilerine ilişkin ipuçları vardır.

BEDENSEL CEZA Bedensel ceza, acı vermek amacıyla çocuğun bedenine elle veya bir nesne ile vurulması, baskı uygulanması gibi durumları kapsar. Eğitim ortamlarında uygun olmayan davranışları azaltma için başvurulan ama kabul edilmeyen yöntemlerden birisidir.

Bedensel Cezanın Zararları.

  • .Bedensel ceza, davranışı azaltmaz, sadece baskılar,yani, cezanın varlığından uygun olmayan davranışın ortaya çıkmasını engeller.

.·         .İyi ve haklı nedenlere dayanmayan bedensel ceza, kaygı ve saldırganlık gibi başka davranış sorunlarına yol açar..·         .Bedensel cezanın uygun olmayan davranışı baskılayıcı etkisi, uygulayıcının ceza verme davranışını artırabilir..·         .Bedensel ceza, uygun davranışın ne olduğuna ilişkin bir ipucu sağlamaz..

  • .Bedensel cezalandırma davranışları, ceza alan ve bunu izleyen çocuklar için olumsuz bir model oluşturur..·         .Bedensel ceza, cezalandırılan çocukta dargınlık ve içe kapanma gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir.

.·         .Bedensel ceza, olumlu iletişim kurma fırsatlarını engeller..·         .Bedensel ceza, güçlünün haklı olduğu düşüncesini yaratabilir.

.·         .Bedensel olarak cezalandırılan çocuğun akademik çalışmalara yönlendirilmesi güçleşir. Bu da ikinci bir ceza olarak başarısızlığı getirir.

UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARI AZALTMANIN AŞAMALARI

1. Hedef davranış belirleme:Seçilen bir davranış;a. Davranış, çocuğun kendisine veya arkadaşlarına fiziksel olarak zarar vermekte mi?b. Davranış, çocuğun ya da  arkadaşlarının öğrenmesini olumsuz etkilemekte mi?c. Davranış, başka davranış problemlerinin ortaya çıkmasına yol açmakta mı?

d. Davranış, çocuğun sosyal ortamlardan dışlanmasına yol açmakta mı?e. Davranış, çocuğun çocuğun kullandığı ilaçların bir yan etkisi olarak ve o sırada geçirdiği geçici bir rahatsızlığın (soğuk algınlığı, grip vb.) etkisiyle mi ilişkili? Bu soruların bir ya da birkaçına evet yanıtı vermişseniz ikinci basamağı izleyiniz. 2. Hedef davranışın hangi ortamlarda ve ne kadar sıklıkta ortaya çıktığını belirleyiniz. Bunun için Ünite 6’da yer alan gözlem ve kayıt etme konusunu okuyunuz

.3. Hedef davranışı düşürmeyi hedeflediğiniz sıklığı (ölçüt) belirleyiniz. Ölçütünüz, uygun olmayan davranışı tamamın ortadan kaldırmak olabileceği gibi, sıklığı belli bir düzeye indirmek de olabilir.4. Hedef davranışları azaltma yöntemlerini gözden geçiriniz ve en uygun yöntemi belirleyiniz. Olabildiğince ılımlı yöntemler seçmeye özen gösteriniz.5. Yöntemi, davranış hedeflediğiniz sıklığa düşünceye kadar tutarlı biçimde uygulamayı devam ediniz.6. Yöntemi, uygularken, seçtiğiniz kayıt etme yöntemi ile kayıt tutmayı sürdürünüz.

7. Davranış hedeflediğiniz sıklığa kadar azaldıysa ya da tamamen ortadan kalktıysa, sizi kutlarım. Diğer uygun olmayan davranışlar içinde benzer bir yol izleyebilirsiniz.

Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimi

Üstün Yetenekli Çocukların Eğitimi

Üstün yetenek, yaratılıştan gelen bir özelliktir. Her 100 çocuktan en az ikisinin üstün yeteneklere ve hünerlere sahip olduğu bilinmektedir. Eflatun, bu çocukları “Altın Çocuklar” diye adlandırır. Üstün yetenekli insanların en önemli özelliği, öğrenme hızlarıdır. Bu tür çocuklar, diğerlerine göre daha erken yaşta konuşma, okuma ve yazmayı öğrenirler. Doymak bilmez meraklarıyla sürekli yeni şeyler öğrenme azmi taşırlar. Eğer anne babaları, öğretmenleri ve arkadaşları, bu çocuklara gerekli alakayı gösterir, sabırla onları dinler ve motive ederlerse, ruhi krizlere düşmeden kendilerinden beklenen performansı gösterirler. Aksi takdirde ilgisizlik, hor görülme ve baskı gibi sebepler yüzünden yetenekleri körelir.

Üstün yetenekli çocukların yaklaşık yarısı, okula gitmeden önce okumayı öğrenmekte, bağımsız olarak çalışmaya ve araştırmaya da daha erken yaşta başlamaktadırlar. Bitip tükenme bilmeyen enerjileri sebebiyle yanlış olarak bazen kendilerinin hiperaktif olduğu söylenmektedir. Görev ve problemleri organizeli, hedefli ve verimli bir şekilde ele alarak çözerler Öğrenme, araştırma ve keşfetme konusunda fıtri motivasyonları mevcuttur.

Üstün Yetenekli Çocukların Olumlu Özellikleri

Hızlı ve kolay öğrenirler. Muhakeme ve problem çözme yetenekleri gelişmiştir. İntikal süratleri fazla, idrakleri derindir. İlgi ve dikkat süreleri uzundur. Hafızaları güçlü olduğu için önemli detay, kavram ve prensipleri unutmazlar.

Hayalleri güçlüdür. Sanat dallarında orijinal eserler verirler. Ritim ve hareket kontrolleri gelişmiştir.

Merakları üst seviyededir. Çok fazla soru sorarlar. Farklı farklı konularla ilgilenirler. İnsana, hayata ve kainata yakın bir alaka duyarlar.

Gözlemleme güçleri fazladır. Esnek ve sıradışı düşünürler. Meseleleri farklı perspektiflerden ele alırlar. Mülahaza daireleri her zaman açıktır. Yeni fikirlere kapalı kalmazlar. Hemen her an öğrenmeye hazır haldedirler. Gelişmelere rahatlıkla ayak uydurabilirler.

Meseleleri sorgular, net bir şekilde düşünür, ilişkileri farkeder ve anlamları idrak ederler.

Yetişkinlerle kurdukları iletişimde oldukça olgun bir karakter sergilerler.

Çoğu zaman genellemeler yapar ve bunları yeni durumlara tatbik ederler.

Mücerret kavramları idrak etme ve bunlar arasındaki ilişkileri tespit etme kabiliyetleri gelişmiştir.

Kelime hazineleri çok zengindir. Kelimeleri kolaylıkla ve yerinde kullanırlar.

Matematiksel düşünme yetenekleri gelişmiştir.

Okumayı çok severler. Yaşıtlarının seviyelerinin üzerindeki eserleri rahatlıkla mütalaa edebilirler.

Talimatları kolaylıkla yerine getirirler.

İnce bir espri anlayışları vardır.

Nesne, kelime veya fikirleri yeni ortamlarda kullanırlar.

En iyi olmak için büyük bir istek duyarlar. Kendileri için tespit ettikleri standartlar oldukça yüksektir.

Sağduyu ve pratik bilgilerden yararlanırlar.

Çoğu faaliyette lider konumundadırlar. Başkalarının sistem ve fikirlerini hemen kabul etmezler. Genellikle kendilerine danışılır. Karar verme esnasında aranılırlar.
Olumsuz Yönleri
Rutin ödevlerden çabuk sıkılırlar.

İşleri kendi bildikleri gibi yapmak isterler.

Sınıfta çok fazla dikkat çekebilirler.

Başkalarının göremediği ilişkileri görebilir ve dersin çoğunu sadece bu konuda tartışmaya ayırmak isteyebilirler.

Bazen bir projeyi bitirip diğerine başlamayı istemeyebilirler.

Ara sıra hayallere dalarlar ve dikkatleri dağılır.

Diğer öğrencilerin “sönük” kalmalarına sebep olabilirler.

Kendilerine çok da faydalı olmayan eserlere gereğinden fazla zaman harcayabilirler.

Yersiz espriler yapabilirler.

Bazen gereğinden fazla yenilikçi olabilirler.

Başarısızlıklardan çok çabuk etkilenebilirler.

Aşırı derecede otoriter olabilirler.

Başkalarının fikirlerine yeterince önem vermeyebilirler.

Nasıl Yardım Edilebilir?
Bu çocuklar, genellikle kendilerini yaşıtlarıyla aynı seviyede görmezler. Bir kısmı tecrit edilmişlik veya bir köşeye itilmişlik hissine kapılırlar. İçine kapanıklıkları sebebiyle arkadaş sayıları birkaçı geçmeyebilir. Okullardaki dersler onları sıkabilir. Bunlardan bazıları, yaşıtlarıyla birlikte olabilmek için yeteri kadar başarılı olmak istemeyebilir. Eğer duyguları beslenmezse, toplum dışında kalabilir, hatta suça meyilli hale gelebilirler. Yetişkinler, bu çocukların hususi ihtiyaçlarını farkederlerse, potansiyellerini değerlendirebilmeleri için onlara yardımcı olmalıdırlar.

Üstün yetenekli çocuklar, birbirleriyle çok etkili ve verimli bir iletişim kurabilmekte, böylelikle anlaşılmaz olma sıkıntısından bir derece kurtulmaktadırlar. Dolayısıyla bu çocukların katıldıkları ortak proje ve programlar hazırlanabilir.

Tecrübesiz anne, babaların evdeki üstün yetenekli ve hünerli çocuklarıyla ilgilenmesi hiç de kolay olmaz Özellikle okul öncesi dönemde böyle bir ebeveyn, yardıma ve rehberliğe muhtaçtır. Ailelerin birbirlerine destek olmaları ve tecrübe aktarımı da ihmal edilmemelidir.

Üstün yetenekli bir bebek, diğerlerine göre daha az uyur, dolayısıyla daha fazla ilgi ve ihtimama ihtiyaç duyar. Böyle bir durumda anne ve baba her zaman gerekli ilgiyi gösteremeyebilirler. Bu yüzden büyükanne, büyükbaba gibi ailenin diğer fertlerinin de yardımı istenebilir. Bu çocuklar konuşmaya başladıktan sonra sürekli sorular sorar ve kaba bir otorite altına girmek istemezler. “Bunu yapacaksın , çünkü ben öyle istiyorum” şeklinde bir yaklaşım, tesirli olmaz. Çocuklarının sorularına cevap veren ailelerin, onlarla otoriter ailelere nazaran daha güçlü bir yakınlık kurdukları görülmektedir. Bu çocuklara sabır, alaka ve saygı gösterildiği an, onlar da hürmete riayet ederek karşılık vermektedirler. Çocuklar büyüdüklerinde, aile toplantılarına katılabilirler, böylelikle mesuliyet paylaşma ve tartışma kabiliyetleri gelişir. Böyle bir ortamda çocuk kendisini söz hakkı olan bir aile ferdi olarak hisseder. Bu arada anlaşmazlıklar ortaya çıkarsa, hissi destek bekleyecekleri unutulmamalıdır.

Kısacası üstün yetenekli bir çocuğun yetişmesindeki kilit nokta saygıdır; farklılığına saygı, fikirlerine saygı, hayallerine saygı. Kabiliyetlerin yeşermesi için özel müfredatlar, hususi yazılımlar ve spesifik programlar yanında huzurlu, emin ve sıcak bir aile ve okul ortamı da gereklidir.

Bu arada şu hususlara da dikkat çekmekte fayda vardır: İnsanı, bir ilacın kimyasal bileşimini veya bir makinenin üstün özelliklerini tarif ediyor gibi kategorize etmek çok zordur, zira insan tabiatındaki kompleksliği unutmamak gerekir. Yazıda sözü edilen özellikler bir robotun bilgisayar sisteminde olduğu gibi işlemez insanda. Zaman içinde değişir, oranları artar, azalır. Dinamik bir sistem bulunduğu icin unsurlar sabit kalmaz.

Üstün yetenekli çocuklar geleceğin liderleri, bilim adamları, fikir adamları ve sanatçılarıdır. Böyle bir milli servet heba edilemez. ABD’de, İngiltere’de, İsrail’de ve Hollanda’da olduğu gibi bu tür çocukları tespit edip onlara özel programlar uygulayacak uzman ve kurumları hazırlamak, gerekli finans kaynaklarını bulmak, iletişimi etkili hale getiren bir ağ oluşturmak, bu sahada dünyada yapılan faaliyetleri takip etmek ve orijinal girişimlerde bulunmak yine fedakar ve sağ duyulu insanlara kalmaktadır.

.AÇIK ANLATIM YÖNTEMİ:

{loadposition header}

Açık anlatım yöntemi ‘tümden gelim yada doğrudan öğretim’ olarak da adlandırılmaktadır.bu öğretim yöntemi,hem düzenli bir programı hem de araçların kullanımında sistematik olmayı gerektirmektedir.

Açık anlatım yönteminde ayırt edici öğrenme sürecinden yararlanılmaktadır.Bunun için öğretmen,öğreteceği kavramın ilişkili ve ilişkisiz niteliklerini belirler.Daha sonra kavramın olumlu ve olumsuz örneklerini oluşturur.Kavramın ilişkili nitelikleri kavramı tanımlar ve onun benzer örneklerini oluşturur.örneğin, ‘kırmızı’kavramı için tek ilişki nitelik onun rengidir.Kırmızıyı temsil eden nesnenin şekli, malzemesi gibi nitelikler ilişkisiz niteliklerdir.

Kavramın olumlu örnekleri, kavramı tanımlayan nitelikleri gösterir.kavramın olumsuz örnekleri ise kavramı tanımlayan nitelikleri gösterir.Örneğin, ‘kırmızı’ kavramının olumlu örnekleri ‘kırmızı plastik boncuk,kırmızı tahta silindir,kırmızı el işi kağıdı’ dır.Kırmızı kavramının olumsuz örnekleri ise ‘sarı plastik boncuk,yeşil tahta silindir,mavi el işi kağıdı’ dır.

Kavramın olumlu ve olumsuz örnekleri hazırlanırken örnek sayısının çok olmasına ilişkisiz niteliklerin değişmesine dikkat edilmelidir.Daha sonra öğrenciye olumlu ve olumsuz örnekler sunulmalı, öğrencilerin doğru tepkileri pekiştirilmeli yanlış tepkiler görmezlikten gelinip ,tekrar sunu yapılmalıdır.Böylece ayırt edici pekiştirmelere yer verilerek öğrenme gerçekleştirilmelidir.

Aşağıda açık anlatım yöntemine göre oluşturulmuş ‘1 tane’kavramı ile ilgili bildirim örneğine yer verilmiştir:

1.     Aynı türde,aynı tipte,4 farklı sayıdaki nesne kümesi arasından , ‘1 tane olanı göster’ denildiğinde. 1tane olanı gösterir.

2.     Aynı türde , aynı tipte,4 farklı sayıdaki nesne kümesi resimleri arasından, ‘1tane olanı göster’ denildiğinde 1tane olanı gösterir.

3.     Aynı türde , aynı tipte,4 farklı sayıdaki nesne kümesi ve nesne kümesi resmi arasından 1 tane olan gösterilip ‘Bu kaç tane?’diye sorulduğunda , 1 tane olduğunu gösterir.

4.     Farklı türde, 4 farklı sayıdaki nesne kümesi arasından , ‘1tane olanı göster’ denildiğinde 1tane olanı gösterir.

5.     Farklı türde, 4 farklı sayıdaki nesne kümesi resimleri arasından, ‘1tane olanı göster’ denildiğinde 1tane olanı gösterir.

6.     Farklı türde, 4 farklı sayıdaki nesne kümesi ve nesne kümesi resmi arasından , 1 tane olan gösterilip‘Bu kaç tane?’diye sorulduğunda , 1 tane olduğunu gösterir.

BASAMAKLANDIRILMIŞ YÖNTEM

Bu yöntemin öğretim süreci ‘yap’, ‘göster’, ‘söyle’ ve ‘yaz’basamaklarına ilişkin etkinlikleri içermektedir .Yap, göster, söyle ve yaz basamaklarında öğretmenin gerçekleştirdiği hareketin her biri öğrenci tarafından bir karşı hareketi gerektirir. Öğrenciler , öğretmeni beceri yaparken görürler, beceriyi açıklamasını dinlerler.Daha sonra öğrenciler kendileri yaparlar, gösterirler, ne yaptıklarını söylerler ve yazarlar.Basamaklandırılmış yöntemle öğretim yapılırken öğ renciden ;yaparak, göstererek, sözlü ve yazılı dil kullanarak bir tepkide bulunması beklenmektedir.Öğrenci, doğru tepki verdiğinde davranışı pekiştirilmekte, yanlış tepki verdiğinde öğretime geri dönülmektedir.

· Yap Basamağı: ‘Yap’ basamağında öğretmen, gerçek nesneleri kullanır ve öğrenci de cevaplarını gerçek nesneler kullanarak verir. “Yap” basamağı, öğrencilerin birbirleriyle ve öğretmenleriyle aralarında yakınlık kurmalarına yardımcı olur.Öğrencinin gruba katılımını sağlamak için kullanılan etkili bir öğretim yöntemidir.Bu basamak “yap-yap”, “yap-göster”, “yap-söyle”, “yap-yaz” alt basamaklarından oluşur.

· Göster Basamağı: “Göster” basamağında öğretmen, öğrenciye görsel bir uyaran verir ve öğrenciden doğru tepki vermesi beklenir.Öğretmen, uyarıcıları öğrencinin görebileceği şekilde sunar.Bu basamak “göster-yap”, “göster-göster”, “göster-söyle”, “göster-yaz” alt basamaklarından oluşmaktadır.

· Söyle Basamağı: “Söyle”basamağında öğretmen, öğrenciye sembolik uyaranı sözlü olarak verir ve öğrenciden de doğru tepki vermesi beklenir.Bu basamak “söyle-yap”, “söyle- göster”, “söyle-söyle”, “söyle-yaz” alt basamaklarından oluşmaktadır.

·  Yaz Basamağı: “Yaz” basamağında öğretmen,öğrenciye sembolik uyaranı yazılı olarak verir ve öğrenciden de doğru tepki vermesi beklenir. Bu basamak “yaz-yap”, “yaz-söyle”, “yaz-yaz” alt basamaklarından oluşmaktadır.

Aşağıda basamaklandırılmış yönteme göre oluşturulmuş toplama işlemiyle ilgili bildirim örneğine yer verilmiştir.

1.     Öğretmenin birinci kümeye……tane, ikinci kümeye…..tane nesne koyduğu ve söylediği kümelere bakarak, öğrenci, iki kümenin toplamı kadar nesne alır.

2.     Öğretmenin birinci kümeye……tane, ikinci kümeye…..tane nesne koyduğu ve söylediği kümelere bakarak, öğrenci, önündeki resimli kartlar arasından iki nesne kümesinin toplamını ifade eden resim kartını seçer.

3.     Öğretmenin birinci kümeye……tane, ikinci kümeye…..tane nesne koyduğu ve söylediği kümelere bakarak, öğrenci, iki kümenin toplamının……..olduğunu söyler.

4.     Öğretmenin birinci kümeye……tane, ikinci kümeye…..tane nesne koyduğu ve söylediği kümelere bakarak, öğrenci, iki kümedeki nesnelerin toplamını rakamla yazar.

5.     Öğretmenin gösterdiği ve söylediği ,toplamları…….olan iki nesne kümesinin resimli kartına bakarak, öğrenci, resimli karttaki nesne sayısı kadar gerçek nesne alır.

6.     Öğretmenin gösterdiği ve söylediği ,toplamları…….olan iki nesne kümesinin resimli kartına bakarak, öğrenci önündeki resimli kartlar arasından iki nesne kümesinin toplamını ifade eden resim kartını gösterir.

7.     Öğretmenin gösterdiği ve söylediği ,toplamları…….olan iki nesne kümesinin resimli kartına bakarak, öğrenci , iki kümenin toplamının….olduğunu söyler.

8.     Öğretmenin gösterdiği ve söylediği ,toplamları…….olan iki nesne kümesinin resimli kartına bakarak, öğrenci , iki kümenin toplamını rakamla yazar.

9.     Öğretmenin söylediği (….daha…kaç eder?)toplama işleminin sonucu kadar gerçek nesne alır.

10. Öğretmenin söylediği (….daha…kaç eder?)toplama işleminin sonucunu önündeki resimli kartlar arasından gösterir.

11. Öğretmenin söylediği (….daha…kaç eder?)toplama işleminin sonucunun…..olduğunu söyler.

12. Öğretmenin söylediği (….daha…kaç eder?)toplama işleminin sonucunu rakamla yazar.

13. Öğretmenin yazdığı toplama işlemine bakarak , toplama işleminin sonucu kadar gerçek nesne alır.

14. Öğretmenin yazdığı toplama işlemine bakarak öğrenci, önündeki resimli kartlar arasından, toplama işleminin sonucunu ifade eden resim kartını gösterir.

15. Öğretmenin yazdığı toplama işlemine bakarak öğrenci, toplama işleminin sonucunun …… olduğunu söyler.

16. Öğretmenin yazdığı toplama işlemine bakarak öğrenci , toplama işleminin sonucunu rakamla yazar.

ÇOCUKLARDA ÖLÜM KAVRAMI

Ölüm kavramı çocukların en çok merak ettikleri konulardan biridir.çevrelerinde ölümle ilgili konuşmaları duyar,televizyonda ölüm haberlerini dinler,çeşitli ölüm vakarlına tanıklık ederler.Ölüm hakkında çok küçük yaşlardan itibaren sorular sorabilirler.Çocukların yaşlarına göre ölüm kavramını algılayışları farklılık gösterir.
Okul öncesi dönemde çocuk için geçici bir olaydır.Ölen kişinin tekrar döneceğini düşünürler.
2 yaşından önce ise ölümle ilgili hiçbir fikirleri yoktur.2 yaşından sonra belli belirsiz de olsa ölümü anlamaya başlarlar.Ancak ölüm onların gözünde uzun süreli bir ayrılık yada yolculuk gibidir.
6-9 yaşa arasında ölümün geriyi dönüşü olmayan bir durum olduğunu anlar ancak kendisinin ve sevdiklerinin ölmeyeceğine inanırlar.genellikle ölümün hasta veya yaşlı kişilerin başına geleceğini düşünürler.
10 yaşından sonra çocuklar ölüm kavramını daha net algılamaya başlarlar.Ölümün yaşamın sonu olduğu,herkesin başına gelebileceğini ve geri dönüşünün  ; olmadığını bilirler.
ÖLÜMÜ ÇOCUKLARA NASIL ANLATA BİLİRİZ?
Çocuklar ölüm olayı ile karşılaşmadan önce ölüm kavramının yaş düzeyinde sağlıklı bir şekli de gelişmesi gerekir.böylece ölümün yaşamın bir parçası olduğunu algılamaları sağlanabilir.

Çocuğa ölümü dolaylı yoldan anlatmaya çalışmayın, mümkün olduğunca gerçekçi a çıklamalar yapmaya çalışın.
Ölümün yaşamın sonu olduğu,ölen kişinin artık gelmeyeceği basit bir dille anlatılabilir.ölen kişinin artık hiç bizimle olmayacağını ,nefes almayacağını,yemek yemeyeceğini,kısacası vücut fonksiyonlarının artık olmadığını yaşına uygun bir dille anlatın.

6 yaşından önce çocuklar dini kavramları anlamakta zorlanırlar.Özellikle Allah’;ın ölen kişiyi çok sevdiği için yanına aldığı söylenmemelidir.Böyle bir açıklama çocuğun tüm sevilenlerin ölebileceğini düşünmesine ve kaygı yaşamasına sebep ola bilir.
Ölümü uykuya benzeterek anlatmakta ,özellikle küçük çocuklarda uykuda kendisinin de ölebileceği fikrinin gelişmesine ve bunun sonucunda uyku problemleri yaşamasına neden olabilir.

Ölümü uzun yolculuğa benzetmek,hasta olduğu için yada yaşlı olduğu için açıklamalar yapmak ,çocuğun yolculuklardan,hastalıklardan ve yaşlanmaktan korkmasına neden olur.
Çocuk yakın çevrede ölümle karşılaştığında mutlaka gerçek nedeni söylenmelidir.
Evcil bir hayvanın ölümü,ölüm kavramını anlatmak için en uygun zaman olabilir.Böyle bir d
urumda tüm aile bu ölüm karşısında üzüntüsünü dile getirir,hayvan törenle evden uzaklaştırılabilir.Ölen hayvanın yerine yeni bir hayvanın alınmamsı çocuğun ölüm kavramını anlamsına yardımcı olur.

ÇOCUK BİR YAKININI KAYBETTİĞİNDE NELER YAPILABİLİR?
Çocuklar bir yakınını kaybettikleri zaman yetişkinler gibi tepkiler veremediklerinden genellikle bu durumdan etkilenmemiş gibi görünebilirler.Ölüm haberini duyan çocuk,bu ölüme inanamaz,ölen kişinin geri geleceğini düşünür.hem duruma hem de ölen kişiye karşı öfke duymaya başlar.yavaş yavaş ölen kişiyi bir daha göremeyeceğini anlar ve bundan mutsuzluk ve üzüntü duymaya başlar. Zamanla bu durma alışır,ölen kişinin yokluğunu kabullenir.

Çocuklar bu dönemde kendini yalnız hissederler,destek olabilecek birine ihtiyaç duyarlar.Ancak hayatın ileriki dönemlerinde bu duygu durumu tekrar tekrar yaşayabilirler.Çocukların ilerleyen dönemlerde sağlıklı gelişebilmeleri için bu dönemi sağlıklı anlatmaları gerekir.

Yakınını kaybeden çocuğa mutlaka bunun söylenmesi gerekir.

Ölüm haberini çocuğa sevdiği,güvendiği ve kendisine en yakın hissettiği kişi vermelidir.Ebeveynden birinin ölümü halinde  ; bu kişinin diğer ebeveyn olması en uygun olanıdır.

Ölüm olayı olduğunda genellikle çocuklar evden uzaklaştırılmaya çalışılır,bu sağlıklı bir yaklaşım değildir.Çocuklar kendi isteklerine göre cenaze törenine katılabilir.Ancak yoğun yasın yaşandığı ,evde feryatların,isyanların olduğu bir durumda çocuk ilk günlerde bir yakının evinde tutulabilir,bu yer evden çok uzakta olmamalıdır.

Çocuklara ağlamamaları,üzülmemeleri gerektiği kesinlikle söylenmemelidir.Çocuğun duygularını yaşamasına ve düşündüklerini ifade etmesine fırsat verilmelidir.

Çocuğun olayla ilgili sorduğu sorulara mutlaka cevap verin ve mümkün olduğunca doğru cevaplar vermeye çalışın.

Bir yakınını kaybeden çocuk öfke,saldırganlık,bebeksi tavırlar vb. görülebilir.Bu durumun geçici bir durum olduğu bilinmeli,çocuğa karşı anlayışlı ve sabırlı davranmalıdır.

Çocuk duygusal desteğin yanı sıra fiziksel olarak da bir yakınlığa ihtiyaç duyar,çocuğa sarılmak,eline tutmak,yanında olmak çok önemlidir.

Çocuğun yaşadığı üzüntüyü oyun oynama ,resim yapma ,spor gibi etkiliklerle dışa vurmasına olanak sağlanmalıdır.

Eğitimde Drama ve Engelli Çocuklar

Mübeccel GÖNEN
Hacettepe Üniversitesi Ev Ekonomisi Y.O.Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi
Öğrenmenin temel şartlarından birisi etkinliktir ve birey etkin olduğu sürece daha iyi öğrenir. Dramatik oyun bireyin etkin olduğu ve üzerinde prova yapılmayan bir gösteridir. Yurdumuzda yaratıcı drama normal eğitim programları ile bütünleşmeye başlamıştır.Ancak özel eğitim gerektiren çocuklarda pek kullanılmamaktadır. Sınıftaki dramatik oyunlar, oyuncuların kendileri ve oyun oynarken edindikleri tecrübe ile ilgilidir.Bu oyunlar provasız, anında yaratılan, genelde yapısı öğretmen tarafından şekillendirilen ve herkesin bir göreve sahip olduğu grup faaliyetidir.Çocuklar bu dramatik oyunlar sırasında duygu ve düşüncelerinin yanı sıra korku ve özel ilgilerini de ortaya koyarlar. Ayrıca, dramatik oyun dışında yaşamayacakları olayları da yaşayabilirler(Karın yağması gibi). Eğitimde drama yönteminin en etkili şekli, öğretmenin de rol aldığı tüm grup doğaçlamasıdır. Ancak öğretmen oyun sırasında oyuna karışmamalıdır.Öğretmenin önce, çocuklara neyi öğreteceğine karar vermesi gerekir.Sonra öğrenme işinin nerede yapılacağı, çocuklar ve öğretmenin rolü, olayın düğüm noktası ve başlangıçta çocukların dikkatini çekmek için ne yapılacağı belirlenmelidir. Dramatik oyunlar sırasında gürültü problemi çıkabilir.Eğer gürültü, problem çözmeye yönelik değilse, çocuklar oyuna ilgilerini kaybetmişlerdir.O zaman oyun hemen durdurulup, tamamen farklı bir oyun başlatılmalıdır.
Pek çok oyunun sonunda tartışma yapılır.Tartışmada açık uçlu sorular sorulur ve tek bir doğru cevaba gidilmez. Tartışmanın amacı; oynanan problemi tanımak, çözümünü öğrenmek ve diğer çözüm yollarını keşfetmektir.Zekâ özürlü çocukların oyunu da birçok yönden, benzer zekâ yaşındaki daha küçük normal çocukların oyununa benzer ve daha yavaş bir hızla bu modeli takip eder(Lunzer ve Hulme, 1966).Drama, zekâ engelli çocukların öğrenme ve kendilerini ifade etmelerinde normallerden daha fazla yararlı olur.Engelli çocuklar sıkıldıkları için disiplin problemleri vardır.Bunlara yardımcı olmak için de sanat, müzik ve özellikle drama ile ilgilenmelerini sağlamak yararlı olacaktır.Ancak, bu çocukların oyunlar sırasında gerçeğe daha yakın tutulmaları gerekmektedir.
Uygulanan drama etkinliklerinin bir amacı olmalı ve çocukların gelişimine yararlı olması için de, günlük yaşantı ile ilgili konular üzerinde çalışılmalıdır.Seçilen konuların canlandırılmasında parmak oyunları, kukla, maske, pandomim, dans gibi tekniklerle tekerlemeler, şarkılı oyunlar ve hareketli şarkılar kullanılabilir.Tüm sınıf aktiviteleri tarafından desteklenen drama çalışması, çocuğun kendine güvenini ve fizikî serbestliğini artırır, dil gelişimine yardımcı olur.Engelli çocuklar da drama sayesinde bir problemi kendi düzeylerinde algılama, çözme ve açıklama olanağını elde ederler.
Eğitimde dramanın iki önemli yapı taşı vardır.Bunlardan birisi, yaşamda yer alan çok çeşitli roller, diğeri de bu rollerin duruma uygun şekilde önceden hazırlanmaksızın, anında yaratılarak oynanmasıdır(doğaçlama). Burada, başıboşluktan çok, hissettirmeden yönlendirme vardır.Zihinsel engelli çocuklarla yapılan drama çalışmasında; çocuklara ipucu vermek ve normal çocuklarda kendiliğinden ortaya çıkan hünerlerin gelişimini cesaretlendirmek gerekir.Onlar duyu motor koordinasyonunu nasıl geliştirecekleri, tecrübelerini nasıl canlandıracakları ve bu tecrübeleri dramatik oyunda “zevkle” nasıl sembolize edecekleri yönünde desteklenmelidir.Ancak bunlar sadece dramatik beceriler olarak görülmemeli, tüm programda, bu becerilerin geliştirilmesi desteklenmelidir. Örneğin; bir pazar gezisi pek çok sınıf etkinliğine dönüşebilir.
Bu çocuğun adölesan dönemine gelinceye kadar veya temel ve basit etkinliklerde yeterli tecrübe kazanana kadar, olaylara hızlı bir şekilde tepki gösteremeyebileceği unutulmamalıdır.Ayrıca en basit hedeflere de sürekli olarak dönmek gereklidir. Dramatik oyun, genel gelişimi desteklemek için de kullanılabilir.Çocuğa vücut parçalarının isimleri ve hareketleri öğretilirken, çocuk aynaya bakarak göz, burun ve ağzı defalarca söyleyebilir.Parmak oyunları ve dokunma, burada öğrenmeyi destekler.Çocuk önce taklit edecektir.Daha ileri basamakta, zekâ engelli çocuklar bunları kendileri ya da oyuncakları ile yapacaklar ve bunları yaparken de konuşmaya başlayabileceklerdir. Drama sayesinde çocuk hareketlerinin farkında olacak ve hareket yapmaktan da memnun olacaktır.Dramada yapılan hareketlerle çocuk, vücudunun kontrol, eşgüdüm ve becerilerini geliştirir, vücudunu tanır, ritm duygusunu geliştirir, vücudunu amaçlı olarak kullanmayı öğrenir.
Drama; hareket, konuşma ve hayalî dramatik çalışmayı içermektedir. Öğretmen yapıcı etkinliği cesaretlendirirken, aynı zamanda bazı materyallerin tahrip edilmesine de müsaade etmelidir.Drama, çocuğun sık sık şiddet ve saldırganlığını ortaya çıkarmasına da fırsat sağlamalıdır.Öğretmenin bu durumda, grubu uygun bir şekilde gerçeğe döndürmesi gerekir.Hayal, yapmacık ve inanılmayana geçici olarak razı olma çocuğun dramatik oyununda görülür.Çocuk kendisine ve çevresindeki dünyaya güven duymaya başladıkça, tecrübelerin sembolik sunumlarına duyulan ihtiyaç da azalmaya başlayacaktır.Gerçek hayat, çocuğun keşfetmesi ve maceraya atılması için ona sayısız fırsatlar sağlar.Zekâ engelli çocuk, tecrübeleri ile, makinelerin nasıl çalıştığı, bitki ve hayvanların nasıl büyüdüğünü öğrendikçe, gerçek ve hayal arasındaki farkı da ayırt eder.Burada dramanın amacı, sadece hayalî hikâyeleri canlandırmak değil hikâyenin ortaya attığı sorularla, düşünme düzeyini derinleştirmek, zihinsel boşalımı ve kendini ifade edebilmeyi sağlamaktır. Ayrıca, drama, çocuğun“niçin” ve “nasıl” sorularını sormasına yardımcı olur. Geziler yapmak ve olanları sonradan yeniden canlandırmak, mevsimlerde yaşanan değişiklikler sosyal güven ve dili geliştirmeye yardım eden fırsatlardır.Bu çocukların öğretmenleri drama yaparken eğitim verdiklerinin farkında olmayabilirler.Dramanın eğitimde kullanılması, çocuğun daha iyi anlama ve düşünmesine yardım eder. Hayal gücü sınırlı olan çocukların mümkün olduğu kadar çok ve gerçek şeyi tanımasına, görmesine, dokunmasına ve kullanmasına fırsat tanınmalıdır.Fakat, onlar yine de çevre hakkındaki bilgileri derinleşene kadar, gerçek olan ile olmayan arasındaki farkı muhtemelen göremezler.Zekâ engelli çocuklar, gerçeğe daha yakın tutulmak zorunda olduklarından öğretmenleri onlara gerçek uyarıcı bulmakta güçlük çekebilir. Ancak, yeme-içme, soyunma-yatma, uyuma-uyanma, giyinme gibi çocukların günlük hayatlarında ve hayalî oyunlarında sık görülen etkinlikleri, öğretmenler dramatik durumlara kaynak olarak kullanabilirler.Sıcak ve soğuk şeyleri yeme ve içme, sevdiği ya da sevmediği yiyeceği yeme, gülme-ağlama, yiyen ve içen hayvanları izleme, yeme ve yürümelerini taklit etme, çevreyi incelemek için yürüyüşe çıkma gibi etkinlikler, çeşitli ortamlarda farklı şekilde kolaylıkla oynanabilir.Örneğin; karlı havada yürürken güneş çıkabilir ya da çaya şeker yerine yanlışlıkla tuz konulabilir. Her durum, yeni bir tecrübedir. Bilhassa ziyaretler ve ziyaretçiler dramatik etkinliklerin kaynağıdırlar. Öğretmen, bu etkinlikleri çocukların duygusal ve zihinsel gelişimine yardımcı olmak, ev ile okul yaşantısını birbirine yaklaştırıcı dramatik çalışma yapmak için kullanabilir. Bu çalışmalar sırasında açık ve kesin olunması, karışık fikirler verilmemesi ve fiziksel temas kullanılması gerekir.
Dramatik aktivite sırasında problem ortaya çıkabilir. Bunların çözümü yine çocuklar tarafından yapılır, sonra bunu diğer problemler de takip edebilir. Eğer oyun gürültüyü gerektiriyorsa bu engellenmemelidir.Öğretmen, disiplini sağlamak için zil, davul gibi bir alet kullanabilir. Bu alet çocukların dikkatlerini toplamaları için uyarı vazifesi görür.Birden fazla özürü olan çocukla çalışırken yardımcı olması için, odada başka yetişkinler de bulunabilir.Bu, çocukların kişiliğini kazanmasına yardım eder. Etkinlik bittikten sonra rahatlama dönemi gelir. Bunun için de sakin müzik eşliğinde hareket yapılabilir. Her şey bittikten sonra ise yapılan etkinliğin tartışması yapılmalıdır.Diğer çocuklar gibi, engelli çocukların da sevgiye, zamana, sabır ve saygıya ihtiyaçları olduğu unutulmamalıdır.
DANSLATERAPİ   Toplum ve insanların değişik problem ve sıkıntıları vardır ve insanlar bu problem ve sıkıntılardan kurtulmaya ihtiyaç duymaktadırlar. Drama ve hareket, problem ve sıkıntılarla baş etmek için kullanılan yöntemlerdendir.Dans ve hareket kesinlikle tedavi edicidir(terapatiktir), çünkü her ikisi de insanın tabiatında yani yaşamında vardır.
Terapi, problem ve sıkıntılardan kurtulmayı sağlayacak farklı bakış açıları kazanmak demektir.Öte yandan terapinin açıklanması oldukça çok yönlüdür, kişilerin eğitimi ve yorumuna göre farklılık gösterir.
ENGEL GRUPLARINDA DANS
a.Görme Engelliler
Görme engelli kişiyi canlandırmak, harekete geçirmek ve etkin olmasını sağlamak için duyularının geliştirilmesi gerekir.Yürüme, oturma, dolaşma, koklama, hissetme vb. gibi pratiklerle kişinin güven duygusu gelişir.Görme engelli kişiye günlük yaşamında seslerin kullanılmasıyla yardımcı olunabilir.Kişiye değişik müzikler dinletilmeli ve müziklere uygun hareketler oluşturması sağlanmalıdır.Birlikte yapılan uygulamalarla kişi dans etmeyi çok iyi bir şekilde öğrenebilir. Bazı görme engelli kişi ve çocuklar, normal insanların gözleri kapalı iken yaptıkları dans alıştırmalarından daha iyi ve daha güvenli hareket edebilme yetkisine sahiptir.
Görme engelli birey, duyduğu müziğe ilişkin duygularını hareketlere döküp hareketlerle kendini ifade edebilir. Ancak bazen görme engelli bireylere kendilerini rahatlatmak için bağırma ve gürültü yapma ardından da tekrar sessizliğe gömülme çalışmaları yaptırmak gerekmektedir.
b.İşitme Engelliler
İşitme engeli, dans konusunda güçlükle yardımcı olunan bir durumdur.Total işitme kaybı olan kişilerde ise durum biraz daha zorlaşır.İşitme engelli bireyler hareketleri kopyalama yoluyla dans edebilirler ve okuma becerisini kazandıklarında, dans görsel yanı ile birlikte kombine olarak gerçekleştirilebilir.
İşitme engelli bireylerde, değişik yönlere sallanma, dikey düzlemde bulunduğu yerde hareket ederek ve yatay düzlemde yer değiştirme şeklinde hareketler kullanılarak denge sorunlarına yönelik çalışmalar yapılabilir.
Bu tip insanların, özellikle de total işitme kaybı olanların müziği veya sesi hissetmesi için ellerini yere veya davula vurarak ses çıkartma çalışmaları, müziğin titreşimini hissettirme çalışmaları yaptırılmalıdır.Dudak okuyabilen veya orta derecede kaybı olanlar için de hikâye anlatma ve bunun dansını yapma çalışmaları da zevkli olabilir.
c. Fiziksel Engelliler
Bazı fiziksel engellere sahip kişilerin hareketleri sınırlı ve yetersiz olabilir.Genellikle dans etmeye yönelik çalışmalarla hareket becerileri artırılabilir.Bacak ve kolların ayrı ayrı kullanılmasıyla ağırlık transferleri gerçekleştirilir ve daha ileri hareketler geliştirmeleri sağlanır.
Tekerlekli sandalye kullanan ve diğer hareketleri çok kısıtlı olan bireyler, hareketli organlarını hareket yeteneğine göre sallayarak, el çırparak, başını hareket ettirerek, gözlerini hareket ettirerek dans edebilirler.Fiziksel engelli çocuklar ve yatağa bağlı olanlar için de el ve parmak kuklaları kullanılabilir.
d.Otizm
Başlangıçta bu bireylerle yapılan etkinlikler çok basit ve düzenli olmalıdır.İlk hareketler ve işlevler normal değil iken ilerleyen aşamalarda normale yakınlaşmaktadır. Çalışmalara akraba, eş, dost, arkadaşlar katılmalıdır.En iyi derecede sosyal yaşantı sağlanmalı, oyunlar oynatılmalıdır.
Bu bireylerle yapılan çalışmada önemli bir nokta da su ile oyunlardır. Su ile oyunlarda çocuğun annesinden yardım alınabilir ve çalışmalar birlikte sürdürülebilir.Sevdiği nesne ve oyuncaklar da kullanılabilir.
Tekrarlar hâlinde yapılan çalışmalarda çamur veya su sıçratma, fışkırtma vb. yapılabilir. Bu çalışmalara daha sonra su içerisinde dansla devam edilebilir.
İlerlemek için özel çalışmalar yapılmalı, iletişimin farklı bir yönü olan hareketlerle iletişim kurmalı ve hareketleri geliştirerek dansa doğru yönelmelidir.
Anlatılan dans terapi çalışmaları engelli bireylerin rahatlaması ve boş vakitlerini değerlendirmelerinde önemli bir yöntemdir.Basitten zora, içten dışa doğru bir yol izlemesi gereken bu çalışmalarla engelli çocuk ve gençlerin daha iyi bir sosyal gelişim sağlamaları da mümkün olacaktır.
KAYNAKÇA
GÖNEN, M. Çocuk Eğitimi ve Yaratıcılık,METGE.MEBYayınevi, Ankara, 1997.
GÖNEN, M. Çocuk Edebiyatı, Basılmamış Ders Notları.
GÖNEN, M.“Özürlü Çocukların Eğitiminde Drama Yöntemi ve Dansla Terapi”, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 1.ÖzürlülerŞûrası,“Çağdaş Toplum Çağdaş Yaşam ve Özürlüler”, Ön Komisyon Raporları, Takav Matb. Y.A.Ş., 1999, Ankara.
GÖNEN, M. ve ark. Özürlü ÇocuklarınEğitiminde Drama,Aşama Matbaası, Ankara, 1998.
GÖNEN, M.; UYAR,N. ÇocukEğitiminde Drama,EpsilonYayınevi, İstanbul, 1998.
HODGSON, J. The Uses of Drama, London,Eyre MethuenLTD., 1972.
IRWIN,E. Drama Therapy in Diagnosis andTreatment,Child Welfare, LXV, 4, (July, August 1986), 347-357.
JENNİNGS, S. Remedial Drama, London,A&C BlackLimited 1984.
JUDD, M.Drama, Physical andCreative Activities for the Mentally Handicapped, Ed.Graham Upton, London,Chambridge University Press, 1981.
KALYON, T.A. ve ark. BedenselEngelli Sporlarda Kurallar Kitabı, T.C.Başbakanlık,Gençlik ve SporGenel Müdürlüğü, Özürlüler SporFederasyonu Yayını, 1995, Ankara.
MCCASLIN, N. Creative Drama in the Classroom, New York, Longman Inc., 1984.
POLISINI,J.K. Children’s Theatre,Creative Drama and Learning, New York, University Press of America, Inc., 1986.

DUYULAR YOLU İLE ÖĞRENME

DUYULAR YOLU İLE ÖĞRENME

Herhangi bir sözlü açıklama yolu ile öğrenme oldukça yüksek düzeyde ve güç bir beceridir. Bazı insanlar bunu oldukça zor kazanırlar. Öğrenme biçimleri teorisi, insanların tercih ettikleri farklı öğrenme tarzlarından söz etmektedir.bazıları görerek daha iyi öğrenirken, bazıları işiterek, bazıları da dokunarak, hissederek ve elleyerek öğrenir. Küçük çocuklar ise öğrenme sürecine bütün duygularını katarak öğrenirler. Bu nedenle yalnız sözle verilen bir talimat çocuklar için her zaman öğrenmeyi kolaylaştıran bir yöntem değildir. Çocuk çevresindeki yetişkinlerin tutum ve davranışlarını, olaylar karşısındaki tepkilerini izler ve kendi davranışlarını da bunlara göre oluşturur.Örneğin; Çocuğuna kitap okumanın faydalarından bahseder ve kendimiz hiç kitap okumazsak, çocuk kitap okumanın iyi bir şey olduğunu bilir ama kitap okumaz. Çünkü ailenin sözleri ile davranışları birbirini tutmaz. Bu nedenle çocukla birlikte olan anne, baba ve tüm yetişkinlerin sözleri ile davranışları arasında pekiştirici bir ilişkinin bulunması çok önemlidir. Yaygın bir deyişle söylemek istersek, çocuk yetiştirmekte sözü özü bir olmak çok önemlidir. Kelimeler çocuk için bazen pek anlamlı değildir, ama davranışları bir şekilde gözleyebilir. Eğitimde okul öncesi çocuğa kalıcı ve doğru davranışları kazandırabilmek ana ilke olduğuna göre, tutarlı yetişkinler ve tüm duygulara hitap eden bir eğitim yaklaşımı öğrenmeyi kolay ve kalıcı hale getirebilir.

KENDİ KENDİNE DÜŞÜNME VE ÖĞRENME KONUSUNDA DESTEKLEME

Bebekler yardımla veya yardımsız olarak öğrenirler. Ancak cesaretlendirilir ve desteklenirse çok daha iyi öğrenebilirler. 21. yüzyılda yaşam boyu eğitim hepimiz için bir gereklilik olacak. Bu nedenle ilk eğitimin amacı, genç insanları olgun, bağımsız ve otonom öğrenmeye hazırlamaktır. Eğer bu özellikler, erken çocuklukta geliştirilmezse giderek artan oranda ulaşılması güç hale gelirler. Çocuğun karşılaştığı problemlere çözümler üretebilmesi için sağlanacak fırsatlar, ona gelecekte de kendi problemlerine değişik çözümler üretebilmesi için yardımcı olur. Örneğin: gece yatarken çocuğa hikaye okursak ve bu hikayenin içinde bir problemle karşılaşırsak, çocuğa çözüm yolları buldurmalıyız. Onun konuşmasını sağlamalıyız ki gelecekte karşılaştığı problemlerine kendisi çözüm üretebilsin. Bunun yolu da çocuğun düşünmesini, soru sormasını, düşündüklerini ifade edebilmesini destekleyici ve rahatça cevaplar üretebileceği ortamlar yaratmaktır.

YETERLİ ZAMAN VE UYGUN ZAMAN AYARLAMA

Bu prensip bir yönü ile erken çocukluk eğitiminde gerekli desteği sağlayacak çevre ve araç gereç katkısını ifade eder, diğer yönüyle ise haftada 9-10 saatlik kurum merkezli eğitimin çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olmayacağını gösterir. Araştırma sonuçları, düzenli yarım günlük bir eğitimin yeterli, daha azının yetersiz, daha çoğunun da gereksiz olduğunu göstermektedir. Ama çocuğun rahatça hareket edebileceği, denemeler yapabileceği, ilgi alanlarını genişleten eğitime, yani zengin, iyi düzenlenmiş mekanlara ihtiyacı vardır. Bu da ona, evde sağlanacak özel bir oda veya hiç değilse rahatça hareket edip oynayacağı ve hatta dağıtabileceği bir bölüm ayırmayı gerektirir. Okul ise her çocuğun çalışabileceği ve keşfedebileceği malzeme ile donatılmış, rahatça hareket edebileceği, güvenli bir fizik mekan demektir. Çocuğun, ilgi duyduğu konuyu derinliğine öğrenebilecek kadar zamanının olması önemlidir. Bunun için de anne baba ve öğretmenlerin çocuğun faaliyetlerine gereksiz müdahaleden kaçınmaları gerekir. Ama zaman zaman yeni öğrenmeler için de uygun değişikliklerin yapılmasına ihtiyaç vardır.

YAZI ÖĞRETİMİ

YAZI ÖĞRETİMİ

Yazı Öğretiminin Amacı
Toplumsal kabul gören sembol ve işaretlerle duygu ve düşüncelerini işlek ve okunaklı ifade edebilme.
Yazmaya Etki Eden Unsurlar
Yazılan Yer
Yazı yazılan zeminin yumuşaklığı-sertliği, alçaklığı-yüksekliği, yakınlığı-uzaklığı yazıyı olumlu yada olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Fiziksel Gelişim
(Hazırbulunuşluk)
*Öğrencilerin el ve parmak kaslarının tam yeterliliğe sahip olmaması,
*El-göz koordinasyonunun tam gelişmemiş olması,
*Algılamadaki farklılıklar,
*Çocukların el tercihi,
öğrencilerin yazı çalışmalarında etkili olmaktadır.

Yazı ve Harflerin
Yazılış Yönü
Türkçe yazılar soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru bir yol izler.    Harflerin başlangıç ve bitiş yerleri yazının izlediği yolla uyumlu olması gerekir.
Öğrencilerin yanlış tercihleri yazıyı olumsuz etkilemektedir.
Kalem Tutma Pozisyonu
Kalemle yazı yazarken;
*Kalemi ucuna yakın tutma,
*Kalemi fazla sıkma,
*Kalemi fazla bastırma,
yazıyı olumsuz yönde etkilemektedir.

Defter Tutma Pozisyonu
Yazanın ve yazının durumuna göre;
*Defterin sağda veya solda oluşu,
*Defterin vücutla yaptığı açı,
yazıda etkili olmaktadır.

Boşluklar
Cümleler, kelimeler, harfler arası ve sayfa kenarlarındaki boşluklar, yazı çalışmalarında etkili olmaktadır.
Yazı Öğretiminde
İzlenecek Sıra
•   Öğrencinin gözlenmesi,
•   El-göz koordinasyonunu geliştirme,
•   Yazı araç gereçlerini kullanma
•   Yazı için serbest çizgi ve boyama çalışmaları
•   Düzenli çizgi çalışmaları
•   Kelime, cümle ve metin yazma çalışmaları
Öğrencilerin Gözlenmesi
Öğrencilerin;
•   El tercihleri,
•   Fiziksel yeterlilikleri,
•   Algılayış biçimleri,
gözlemlenir,kaydedilir.
El-göz Koordinasyonunu Geliştirme
•   Plastik hamur yoğurma biçimlendirme,
•   Kağıt yırtma, kesme, yapıştırma,
•   İpe boncuk dizme, küçük objeleri toplama,
•   Makaraya ip sarma,
•   Lego takıp çıkarma.vb.
çalışmalar yapılır.
Yazı Araç Gereçlerini Kullanma Çalışmaları

•   Kalemi uygun biçimde tutma.
•   Silgiyi uygun biçimde kullanır.
•   Defteri uygun biçimde tutup ve yazma
çalışmaları yapılır.
Yazı İçin Serbest Çizgi ve
Boyama Çalışmaları
•   Sınırlı boyama yapma.
•   Kesik çizgilerle oluşturulan resimleri tamamlama ve boyama.
•   Serbest karalamalar yapma.
•   Düz, eğik ve dairesel çizgiler yapma,
çalışmaları yapılır.

Düzenli Çizgi Çalışmaları
•   Havada harfleri çizme,
•   Kumda harfleri çizme,
•   Boncuk ve fasulyelerle harfleri çizme,
•   Okuma yazmada kullanılan harflerin üzerinden giderek çizme,
•   Noktalı olarak yazılmış harflerin üzerinden giderek çizme,
•   Harfleri bağımsız biçimde çizme,
çalışmaları yapılır.
Kelime, Cümle Ve Metin Yazma Çalışmaları
•   Yazımı kolay, günlük yaşamın içinden kelimeler yazma,
•   Cümleler yazma,
•   Günlük yaşamın içinden kısa metinler yazma,
çalışmaları yapılır.

%d blogcu bunu beğendi: