hd porno porno hd porno porno

Category: Diğer Engel Grupları

Angelman Sendromu

angelman sendromu2Angelman Sendromu (kısaca AS) ilk olarak 1965 yılında İngiliz doktor Harry Angelman tarafından tanımlanmış nörogenetik bir bozukluktur.Irklarda görülme hızı çok iyi bilinmemekle beraber yaklaşık ensidansın 15,000 ila 30,000 canlı doğumda bir olduğu kabul edilmektedir.[2]Anneden gelen kromozom 15’teki bir bozukluktan kaynaklandığı (vakaların %70-75’i) sanılmaktadır..Hastalığın temel bulguları zeka geriliği, yürüyüş-koordinasyon bozukluğu, konuşma bozukluğu, konvülziyon ve uygunsuz gülümsemelerdir. Hatta bu sebeple hastalık bazen “mutlu kukla (happy puppet)” sendromu olarak da bilinir.

 

Konu başlıkları

1 Belirtiler
2 Tanı
3 Tedavi
4 Referanslar
5 Dış bağlantılar
Belirtiler

angelman sendromuGelişimsel gecikme ( %100 )
Sözel ve sözel olmayan dilin minimum kullanımı, alıcı dilin ifade edici dilden daha gelişmiş olması ( %100 )
Hareket ve denroıqeyfe bozuklukları, ayakların ayrık durması, bacakların titremesi, sarsak vücut duruşu, koordine olmayan hareketler ( %100 )
Davranışsal farklılıklar : sürekli mutlu yüz ifadesi , kahkaha, cana yakınlık, el çırpma, hipermotor davranışlar, kısa dikkat süresi ( %100 )
Küçük kafa çevresi ( > %80 )
Üç yaştan önce görülmeye başlamış nöbetler ( > %80 )
Anormal EEG ( > %80 )
Bebeklikte beslenme problemleri ( %20-80 )
Hipopigmental cilt ve gözler ( %20-80 )
Dil, emme ve yalama problemleri, dilin normalden büyük ve dışarıda olması, ağız suyu akması ( %20-80 )
Uyku bozuklukları ( %20-80 )
Aşırı ağza alma ve çiğneme davranışı ( %20-80 )
Suya aşırı ilgi ( %20-80 )
Sürekli alt bacak ve tendon hareketleri ( %20-80 )
Tanı

AS tanısı için kullanılan nesnel-objektif bir yöntem yoktur. AS tanısı genellikle karakteristik davranış ve özelliklerin belirginleştiği 3-7 yaşlar arasında pediyatrist ve genetik uzmanları tarafından gözlem, gelişim hikâyesi ve laboratuar bulguları (genetik test sonuçları) değerlendirilip aşağıdaki kriterler göz önüne alınarak konulur.

Kendini ilk olarak motor becerilerde gösteren gelişim ve konuşma geriliği
İnce motor problemleri, sarsak bacak hareketleri, ayrık bacak duruşu, el çırpma gibi normal dışı hareketler
Karakteristik yüz görüntüsü
Epilepsi ve anormal EEG
Mutlu yüz ifadesi, kahkaha
Kromozom 15’te problem
Tedavi

Angelman Sendromunun henüz bilinen bir tedavisi yoktur. Fakat hayatı daha iyi hale getirebilecek bir dizi medikal tedavi uygulanabilir. İyi bir eğitimle uyum yetenekleri ve beceriler geliştirilebilir.

Konu Hakkında Geniş Bilgi İçin Ekteki Dosyayı İndiriniz  angelman sendromu pdf

Özel Öğrenme Güçlüğü

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

TANIM VE BELİRTİLER

TANIM

ogrenme guclugu nedir

Özel Öğrenme Güçlüğü, bir çocuğun zekası normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen, dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma- yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir.  Okuma Bozukluğu, Yazılı Anlatım Bozukluğu, Matematik Bozukluğu ve Başka Türlü Adlandırılamayan Öğrenme Bozukluğu alt gruplarını içerir.

Öğrenme güçlüğü gelişimsel bir sorundur. Öğrenme ve algılama sorunu çocuğun doğumu ile başlar. Eğitim süreci içinde edinilmez. Yaşam boyu süren bir bozukluktur. Dil gelişimi ve kullanımı, konuşma, okuma, yazma, matematik becerilerini etkileyen bir sorun olduğu için, bireyin eğitimini, mesleğini, sosyal ilişkilerini, günlük aktivitelerini, benlik saygısını etkiler.

 

EN ÇARPICI ÖZELLİĞİ

Çocuk sözü edilen becerilerde yaşına ve zekasına oranla düşük performans göstermektedir. Çocuğun zihinsel yeteneği olmasına rağmen, akademik açıdan gerilik göstermesi, öğrenme güçlüğünün en çarpıcı özelliğidir. Bir çok çocuk için öğrenme güçlükleri, okula başladıklarında ve akademik becerileri kazanmakta başarısız olduklarında göze çarpar. Çocuğun akademik problemlerinin belirgin hale geldiği yaş, onun entelektüel yeteneği, öğrenme güçlüğünün tipi ve akademik beklentilerine bağlı olarak değişmektedir.

 

Özgül öğrenme bozukluğu:

  • Beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme süreçlerinden bir ya da birkaçında aksama olmasıyla ortaya çıkar.
  • Her çocuğun iyi olduğu ya da zorlandığı alanlar vardır.
  • Her çocuk kendine özgüdür.
  • Görme işitme sorununa bağlı değildir.
  • Zeka sorununa bağlı değildir.

 

ogrenme gucluguİSİMLENDİRME

Özgül öğrenme bozukluğu için kullanılmakta olan pek çok terim vardır.En sık kullanılanlar:

  1. Özel/özgül öğrenme güçlüğü/bozukluğu
  2. Okuma, yazma, aritmetik güçlüğü
  3. Disleksi (disleksi kavramı 19. yy’ dan beri bilinen bir kavramdır. Anlamı okuma güçlüğü’dür) .

BELİRTİLER

 

OKUL ÖNCESİ DÖNEM BELİRTİLERİ

  • Dil gelişiminde gecikmeler ve  Konuşma bozuklukları (konuşmayı öğrenmede güçlük, kelimeleri doğru telaffuz etmekte güçlük, kelime dağarcığının yavaş gelişmesi, hikaye anlatmaya ilgi duymamak)
  • Zayıf algısal-bilişsel yetenekler
  • Zayıf kavram gelişimi
  • Yetersiz motor gelişim ( öz-bakım becerilerini öğrenmekte güçlük, düğme iliklemeyi öğrenememe, beceriksizlik (sakarlık), çizim veya kopyalamaya karşı isteksizlik
  • Bellek ve dikkat problemleri (sayıları, alfabeyi,haftanın günlerini öğrenmede güçlük, rutin işlerde bellek zayıflığı, bir işi sürdürmekte güçlük)

İLKOKUL DÖNEMİ BELİRTİLERİ

Özel Öğrenme Güçlüğü, birçok çocuk için okula başladıklarında ve akademik becerileri kazanmakta başarısız olduklarında ortaya çıkar.

 

Akademik başarı

Okul başarısı yaşıtlarına ve zekasına oranla düşüktür. Başarı durumu değişkendir, bazı ders/alanlarda başarısı normal/normal üstü iken, bazı ders/alanlarda düşüktür.

 

Okuma Becerisi

  • Okuma hız ve nitelik açısından yaşıtlarından geridir,
  • Harf-ses uyumu gelişmemiştir, bazı harflerin seslerini öğrenemez,
  • Harfin şekli ile sesini birleştiremez,
  • Kelimeleri hecelerken ya da harflerine ayırırken zorlanır,
  • Sınıf düzeyinde bir parçayı okuduğunda anlamakta zorlanır, başkasının okuduklarını daha iyi anlar.

Yazma Becerisi

  • Yaşıtlarına oranla el yazısı okunaksız ve çirkindir, sınıf düzeyine göre yazı yazması yavaştır,
  • Tahtadaki yazıyı defterine çekerken ya da öğretmenin okuduğunu defterine yazarken zorlanır,
  • Yazarken  bazı harf ve sayıları, kelimeleri ters yazar, karıştırır  (b-d, m-n, ı-i, 2-5, d-t, ğ-g, g-y ,ve-ev gibi) ,
  • Yazarken bazı harfleri, heceleri  atlar ya da harf/hece ekler,
  • Sınıf düzeyine göre yazılı imla ve noktalama hataları yapar, küçük-büyük harf, noktalama,hece bölme hataları,,
  • Yazarken kelimeler arasında hiç boşluk bırakmaz ya da bir kelimeyi iki-üç parçaya  bölerek yazar, ka   lem, yapa  bil  mektedir gibi.

Aritmetik Becerileri

  • Aritmetikte zorlanır,
  • Dört işlemi yaparken yavaştır, parmak sayar, yanlış yapar,
  • Problemi çözüme götürecek işleme karar veremez,
  • Yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte zorlanır,
  • Sayı kavramını anlamakta güçlük çeker (beş mi bir mi büyüktür, düşünmeden karar vermekte zorlanır),
  • Bazı aritmetik sembollerini öğrenmekte zorlanır, karıştırır,
  • Sınıf düzeyine göre çarpım tablosunu öğrenmekte geridir.

Çalışma Alışkanlığı

  • Ev ödevlerini almaz, eksik alır,
  • Ev ödevlerini yaparken yavaş ve verimsizdir,
  • Ders çalışırken sık sık ara verir, çabuk sıkılır, ders  çalışmayı sevmez,
  • Ödevlerini yaparken birilerinin yardımına gereksinim duyar, kendi başına çalışma alışkanlığı gelişmemiştir,
  • Öğrenme stratejileri eksiktir, öğrenmeyi düşündükleri şeyleri nasıl kontrol edeceklerini ve yönlendireceklerini (organize edeceklerini), nasıl daha fazla bilgi elde edeceklerini ve öğrendiklerini nasıl hatırlayacaklarını bilemezler, çalışmak için yardım edecek birini  beklerler.

Organize Olma Becerileri

  • Odası, çantası, eşyaları ve giysileri dağınıktır,
  • Defter ve kitaplarını kötü kullanır ve yırtar,
  • Yazarken sayfayı düzenli kullanamaz, gereksiz satır atlar, boşluk bırakır, sayfanın belirli bir kısmını kullanmaz,
  • Defter, kalem gibi çeşitli araçlarını kaybeder,
  • Zamanını ayarlamakta güçlük çeker, bir işi yaparken, ne kadar zamana gereksinimi olduğunu ya da ne kadar zaman harcadığını tahmin edemez,
  • Yaptığı işi zamanında bitirmekte güçlük çeker,
  • Üzerine aldığı görevleri düzenlemekte zorluk çeker, nereden ve nasıl başlayacağını bilemez, öncelikleri belirleyemez,

Oryantasyon (Yönelim) Becerileri

  • Sağ-sol karıştırır,
  • Yönünü bulmakta zorlanır, doğu-batı,kuzey-güney kavramlarını karıştırır,
  • İşaret sözcüklerini (burada, şurada, orada gibi) karıştırır,
  • Alt-üst, ön-arka kavramlarını karıştırır,
  • Zamana ilişkin kavramları (dün-bugün, önce-sonra gibi) karıştırır,
  • Gün, ay, yıl, mevsim kavramlarını karıştırır (Hangi aydayız denilince salı, hangi mevsimdeyiz denilince şubat diyebilir),
  • Saati öğrenmekte zorlanır.

Sıraya Koyma Becerisi

  • Dinlediği, okuduğu bir öyküyü anlatması istendiğinde öykünün başını sonunu karıştırır ,
  • Haftanın günlerini, ayları, mevsimleri doğru saysa bile aradan sorulduğunda (cumadan önce hangi gün gelir, marttan sonra hangi ay gelir, haftanın dördüncü günü hangisidir gibi) yanıtlamakta zorluk çeker ya da yanlış yanıtlar,
  • Sayı ve harfleri dizgilemekte güçlük  çeker, (alfabenin harflerinin sırasını karıştırır; kendisinden sıra ile söylenmesi istenen sayıların yerlerini karıştırır-3865 dersiniz o size 8356 diyebilir),
  • Belirli bir sıra içinde yapılması gereken işlerin sırasını karıştırabilir.

Sözel İfade Becerisi

  • Duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etmekte zorlanır,
  • Serbest konuşurken düzgün cümleler kuramaz, heyecanlanır, takılır, şaşırır,
  • Sınıfta sözel katılımı azdır,
  • Bazı harflerin seslerini doğru olarak telaffuz edemez (r, ş, j gibi harfleri söyleyemez ya da yanlış söyler),
  • Soyut kavramları anlamakta güçlük çeker (Esprileri anlamakta zorluk çekebilirler).

Motor Beceriler

  • İp atlama, top yakalama gibi hareket ve oyunlarda yaşıtlarına oranla başarısızdır (Kaba motor beceriksizlik),
  • Sakardır, düşer, yaralanır, istemeden  bir şeyler kırar,
  • Çatal-kaşık kullanmakta, ayakkabı-kravat bağlamakta zorlanır ya da bu becerileri öğrenmekte zorlanmıştır,
  • İnce motor becerilere dayalı işlerde (düğme ilikleme, makas kullanma, boncuk dizme gibi) zorluk çeker,
  • Kalemi uygun biçimde kavramakta güçlük çeker,
  • Yaşıtlarına oranla çizgileri ve çizimleri kötü ve dalgalıdır ,
  • Yazısı genellikle okunaksızdır,
  • Harflere şeklini vermekte, harfi kapatmakta güçlük çeker.
    Kaynak :  http://algigelisim.net/

Üstün Zeka/Yetenek Belirtileri

Üstün Zeka/Yetenek Belirtileri
•         Mükemmel uzun süreli bellek
•         Geniş sözcük dağarcığı
•         Okuduğunu anlama başarısı
•         Matematiksel akıl yürütme başarısı
•         Tartışmalarda gelişmiş sözel beceriler sergileme
•         Bilgisayar kullanmada beceriklilik
•         Kavramların özünü alabilme
•         Daha güç işlerde daha başarılı olma
•         Karmaşıklığı çözebilme
•         Aşırı yaratıcılık ve yüksek hayal gücü
•         Sonuca iyi ulaşabilme
•         Keskin gözlemci olma
•         Çok iyi duyabilme
•         Çok ilginç fikirlere sahip olma
•         Aşırı meraklı olma, çok soru sorma
•         Yüksek düzeyde enerjisi olma
•         Algılayıcı ve içgörülü olma (bilgin)
•         Mükemmel espri anlayışı
•         Sanat, bilim, geometri, mekanik, teknoloji ya da müzikte başarılı olma

Hiperaktivite

Hiperaktiflik

Hiperaktif çocuk hiç durmadan koşuşturur, başladığı işi birden bırakıp bir başkasına geçer. Bu özellikleriyle anne – babalar için oldukça yıpratıcıdır ama tedaviyle sakinleştirilebilir. Hiperaktiflik birtakım ruhsal sorunları olan çocuklarda görülebilecek belirtilerden biridir. Beyin hasarlarıyla, sarayla, otizmle (aşırı içedönüklük) ve çocukluk şizofrenisiyle de bağlantılı olabilir. Ne var ki, birçok kişi için hiperaktiflik, öteki zihinsel bozukluklarla bağlantısı olmayan bir aşırı hareketlilik durumudur. Bu, hiperkinetik sendromdur; hiperaktifliğe göre daha enderdir ve çoğunlukla erkek çocuklarda görülür. Hiperaktif çocuk anne ve babasını çok uğraştırır. Aşırı hareketli olduğu kadar saldırgandır ve başka çocuklarla ilişki kurmakta güçlük çeker. Yıkıcı olabilir; bir şeyi yapması önlendiğinde birden öfke nöbetine tutulabilir. Ama hiperaktif çocukların ruh halleri çok çabuk değişir; öfke ve saldırganlığı birden hoşnutluk ya da keder izleyebilir. İlgisini bir konu üzerinde yoğunlaştıramadığından okulda başarılı olamaz, öğrenmekte güçlük çeker.

Nedenleri Aşırı hareketliliğin nedeni, otizm gibi bir zihinsel bozukluk olabilir; başka belirtilerle birlikte ya da hiperkinetik sendromda olduğu gibi tek başına görülebilir. Hiperaktifliğin nedenleri konusunda görüş ayrılıkları vardır. Organik bir beyin bozukluğuna ya da kalıtsal bir nedene bağlı olduğunu düşünenler vardır. Bazı uzmanlar ise bunun bir aile içi sorunu olduğuna inanmakta ve ailenin tümünü, aile içi ilişkileri gözden geçirip neyin hiperaktifliğe yol açtığını gördükten sonra tedavinin gerçekleştirilebileceğini ileri sürmektedirler.

Belirtiler Hiperaktif çocukların çoğu bebekken de aşırı hareketlidirler ama yürümeye başladıkları dönemde belirtiler iyice belirginleşir. Anne – babalar çocuktaki sürekli koşuşturma halini bu dönemde fark ederler. Ana belirti, ilgiyi ve dikkati toplayamama (konsantrasyon yetersizliği) ile dikkat süresinin kısalığıdır. Çoğunda zekâ ortalaması düşüktür; geç konuşurlar. Yıkıcı olmadıkları zamanlarda sakar ve beceriksizdirler. Ruh hallerindeki değişmeler şaşırtıcı derecede hızlıdır. Hiperaktif çocuk başka çocuklarla iyi geçinemez. Oyunlara ilgisini sürdüremez ve çok çabuk saldırganlaşır. Okulda da hiperaktifliği sürer. Okuma – yazma öğrenmesi güçtür ve genellikle kavrama sorunları olur: Sözgelimi sağ – sol ayrımını, biçimler arasındaki ilişkileri çok zor anlar. Anne – babaları en çok üzen, bu çocukların kendi kendilerine zarar verebilmeleridir. Hiperaktif çocuklar düşünmeden birden bire hareket ederler; yani aniden pencereden aşağı atlayabilir ya da caddeye fırlayabilirler. Saldırganlıklarıyla başka çocuklara zarar verebileceklerinden dikkatle izlenmeleri gerekir. Ailede bir bebek varsa, o da tehlikededir; özellikle anne – babanın ilgisini bebeğe yöneltmesini kıskanan hiperaktif çocuk bebeği incitebilir. Bir başka tehlike de anne – babanın günden güne hoşgörülerini yitirmeleri ve aile içi ilişkilerin bozulmasıdır. Oysa hiperaktif çocuğun cezaya değil, sabır ve sevgiye gereksinimi vardır. Evde kendisine ne kadar güven duygusu verilirse, öteki çocuklar ve okulla ilgili sorunlarının yarattığı toplumsal baskılarla o kadar iyi baş eder.

Tedavi Hiperaktiflik ilaçla tedavi edilebilmektedir. Bazı vakalarda sakinleştiriciler iyi sonuç vermektedir. Amfetanin grubu ilaçlar ise, yetişkinlerde uyarıcı etki yapmalarına karşın bu tür çocuklarda sakinleştirici olarak kullanılmaktadır. Aynı biçimde, yetişkinleri uyaran kahve de hiperaktif çocuğu sakinleştirebilmektedir. İlaç tedavisi hekim tarafından sıkı biçimde denetlenerek uygulanır; yan etkiler göz önüne alınarak en iyisi bulununcaya kadar bir dizi ilaç denenebilir. Çocuğun dikkatini toplama ve sürdürme yeteneğini geliştirmek için davranış tedavisi uygulanır. Anksiyete varsa, giderilmesi için, çoğu zaman öteki aile bireylerini de kapsayan psikoterapi seansları yapılır. Anne – babalar bir uzmandan, hiperaktif çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmelidirler. Çocukların çoğu oldukça hareketli oldukları ve bu yüzden anne – babalarını yordukları bir dönem geçirirler. Bu durum hiperaktiflikle karıştırılmamalıdır. Hiperaktiflik genellikle bebeklikte başlar ve dikkat toplayamama gibi başka belirtilerle birlikte seyreder. Hiperaktif çocuk büyüdükçe sakinleşir ve çoğunlukla aşırı hareketliliği ergenlik çağında sona erer. Ama bu dönemde de aşırı hareketliliğin yerini, hareketsizlik ve uyuşukluk alabilir. Bu kez de canlılık kazanmaları için yardım görmeleri gerekir. Arkadaşlık edememe, toplumdışı kalma ve öğrenme güçlüğü varlığını sürdürür ve özel eğitim gerekebilir. Birçok anne – baba çocuğun aşırı hareketliliği bitince rahatlar ve sorunlarının bittiğini sanır. Oysa çocuğun sorunları sürmekte ve anne – babanın yardımı gerekmektedir.

Hiperaktiflik

Hiperaktiflik

Hiperaktif çocuk hiç durmadan koşuşturur, başladığı işi birden bırakıp bir başkasına geçer. Bu özellikleriyle anne – babalar için oldukça yıpratıcıdır ama tedaviyle sakinleştirilebilir. Hiperaktiflik birtakım ruhsal sorunları olan çocuklarda görülebilecek belirtilerden biridir. Beyin hasarlarıyla, sarayla, otizmle (aşırı içedönüklük) ve çocukluk şizofrenisiyle de bağlantılı olabilir. Ne var ki, birçok kişi için hiperaktiflik, öteki zihinsel bozukluklarla bağlantısı olmayan bir aşırı hareketlilik durumudur. Bu, hiperkinetik sendromdur; hiperaktifliğe göre daha enderdir ve çoğunlukla erkek çocuklarda görülür. Hiperaktif çocuk anne ve babasını çok uğraştırır. Aşırı hareketli olduğu kadar saldırgandır ve başka çocuklarla ilişki kurmakta güçlük çeker. Yıkıcı olabilir; bir şeyi yapması önlendiğinde birden öfke nöbetine tutulabilir. Ama hiperaktif çocukların ruh halleri çok çabuk değişir; öfke ve saldırganlığı birden hoşnutluk ya da keder izleyebilir. İlgisini bir konu üzerinde yoğunlaştıramadığından okulda başarılı olamaz, öğrenmekte güçlük çeker.

Nedenleri

Aşırı hareketliliğin nedeni, otizm gibi bir zihinsel bozukluk olabilir; başka belirtilerle birlikte ya da hiperkinetik sendromda olduğu gibi tek başına görülebilir. Hiperaktifliğin nedenleri konusunda görüş ayrılıkları vardır. Organik bir beyin bozukluğuna ya da kalıtsal bir nedene bağlı olduğunu düşünenler vardır. Bazı uzmanlar ise bunun bir aile içi sorunu olduğuna inanmakta ve ailenin tümünü, aile içi ilişkileri gözden geçirip neyin hiperaktifliğe yol açtığını gördükten sonra tedavinin gerçekleştirilebileceğini ileri sürmektedirler.

Belirtiler

Hiperaktif çocukların çoğu bebekken de aşırı hareketlidirler ama yürümeye başladıkları dönemde belirtiler iyice belirginleşir. Anne – babalar çocuktaki sürekli koşuşturma halini bu dönemde fark ederler. Ana belirti, ilgiyi ve dikkati toplayamama (konsantrasyon yetersizliği) ile dikkat süresinin kısalığıdır. Çoğunda zekâ ortalaması düşüktür; geç konuşurlar. Yıkıcı olmadıkları zamanlarda sakar ve beceriksizdirler. Ruh hallerindeki değişmeler şaşırtıcı derecede hızlıdır. Hiperaktif çocuk başka çocuklarla iyi geçinemez. Oyunlara ilgisini sürdüremez ve çok çabuk saldırganlaşır. Okulda da hiperaktifliği sürer. Okuma – yazma öğrenmesi güçtür ve genellikle kavrama sorunları olur: Sözgelimi sağ – sol ayrımını, biçimler arasındaki ilişkileri çok zor anlar. Anne – babaları en çok üzen, bu çocukların kendi kendilerine zarar verebilmeleridir. Hiperaktif çocuklar düşünmeden birden bire hareket ederler; yani aniden pencereden aşağı atlayabilir ya da caddeye fırlayabilirler. Saldırganlıklarıyla başka çocuklara zarar verebileceklerinden dikkatle izlenmeleri gerekir. Ailede bir bebek varsa, o da tehlikededir; özellikle anne – babanın ilgisini bebeğe yöneltmesini kıskanan hiperaktif çocuk bebeği incitebilir. Bir başka tehlike de anne – babanın günden güne hoşgörülerini yitirmeleri ve aile içi ilişkilerin bozulmasıdır. Oysa hiperaktif çocuğun cezaya değil, sabır ve sevgiye gereksinimi vardır. Evde kendisine ne kadar güven duygusu verilirse, öteki çocuklar ve okulla ilgili sorunlarının yarattığı toplumsal baskılarla o kadar iyi baş eder.

Tedavi

Hiperaktiflik ilaçla tedavi edilebilmektedir. Bazı vakalarda sakinleştiriciler iyi sonuç vermektedir. Amfetanin grubu ilaçlar ise, yetişkinlerde uyarıcı etki yapmalarına karşın bu tür çocuklarda sakinleştirici olarak kullanılmaktadır. Aynı biçimde, yetişkinleri uyaran kahve de hiperaktif çocuğu sakinleştirebilmektedir. İlaç tedavisi hekim tarafından sıkı biçimde denetlenerek uygulanır; yan etkiler göz önüne alınarak en iyisi bulununcaya kadar bir dizi ilaç denenebilir. Çocuğun dikkatini toplama ve sürdürme yeteneğini geliştirmek için davranış tedavisi uygulanır. Anksiyete varsa, giderilmesi için, çoğu zaman öteki aile bireylerini de kapsayan psikoterapi seansları yapılır. Anne – babalar bir uzmandan, hiperaktif çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmelidirler. Çocukların çoğu oldukça hareketli oldukları ve bu yüzden anne – babalarını yordukları bir dönem geçirirler. Bu durum hiperaktiflikle karıştırılmamalıdır. Hiperaktiflik genellikle bebeklikte başlar ve dikkat toplayamama gibi başka belirtilerle birlikte seyreder. Hiperaktif çocuk büyüdükçe sakinleşir ve çoğunlukla aşırı hareketliliği ergenlik çağında sona erer. Ama bu dönemde de aşırı hareketliliğin yerini, hareketsizlik ve uyuşukluk alabilir. Bu kez de canlılık kazanmaları için yardım görmeleri gerekir. Arkadaşlık edememe, toplumdışı kalma ve öğrenme güçlüğü varlığını sürdürür ve özel eğitim gerekebilir. Birçok anne – baba çocuğun aşırı hareketliliği bitince rahatlar ve sorunlarının bittiğini sanır. Oysa çocuğun sorunları sürmekte ve anne – babanın yardımı gerekmektedir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Hiperaktivite Tanımı

Aşırı hareketli çocuklara tıp dilinde “hiperaktif çocuk” denir. Yuvada; yuvaya gitmediyse ilköğretim birinci sınıfta tespit edilir. Aşırı hareketlidirler, yerlerinde oturamazlar, sürekli kıpır kıpırdırlar. Halk arasında “eli dursa ayağı durmuyor” şeklinde ifade edilir.

Bu çocuklarda sıkça görülen;

1.       Yoğunlaşamama

2.       Unutkanlık, dalgınlık

3.       Dürtüsellik

4.       Uslu duramama

5.       Hareket etme

6.       Sözü kesme7

.       Saldırgan davranışlar Dikkat eksikliği de varsa;

1.       Derse hemen başlayamazlar

2.       Zamanında bitiremezler

3.       Arkadaşlarıyla ilişkilerinde zorlanırlar

4.       Oyunlarda zorlanırlar

5.       Bir konudan diğerine geçerken zorlanırlar. Örneğin; matematikten Türkçeye geçerken zorlanırlar.

6.       Arkadaşlarına hemen uyum sağlayamazlar. Ya hemen vazgeçerler ya da kavga ederler.

Hiperaktif Çocukların Özellikleri

–          Çocuk çok hareketlidir

.-          Yerinde duramaz.

–          Söz dinlemez.

–          Çok hırçındır.

–          Zarar verici olabilir

.-          Kurallara uymakta zorlanır.

–          Kendini ve davranışlarını kontrol edemez.

–          Sürekli olarak bir yerlerini sağa sola çarpar

.-          Yemek yerken çoğunlukla üzerine döker.

–          Sık sık ufak ev kazaları yaşar.

–          Pek çok yerde “yaramaz” diye adı çıkar.

–          İşlemediği suçlar da üzerine kalabilir

.-          Her şeyi mutlaka ellemek, tutmak, eline almak ister.

–          Arkadaşlarıyla uyumlu oynama süresi sınırlıdır.

–          Yuvaya gittiğinde diğer çocuklardan farklı yönleri olduğu fark edilir.

–          İlkokula başladığında zeki olmasına rağmen zorlanır.

–          Harfleri ve sayıları karıştırır.

–          Harfleri ve sayıları ters yazar ve okur.

–          Ödevlerini kaydetmeyi beceremez.

–          Ödevlerini yanlış anlar ve yanlış yapar.

–          Ödevlerini yaptığı halde evde unutur

.-          Okulda eşyaları bırakır ya da unutur.

–          Öğretmenleri ondan şikayetçi olur.

–          Serviste arkadaşlarını rahatsız ettiği için sık sık şikayetler gelir

. Bu özelliklerden 10 tanesi çocuk için geçerliyse psikoloğa başvurmak gerekir.

Hiperaktif Çocukların Olumsuz Özellikleri

1.       Dalgın, dikkatsiz, unutkan, sakar ve kazalara açıktır.

2.       Algılama güçlükleri yaşarlar.Bilgi beyine 5 duyunun tümünü kullanarak gelir. Öğrenmede önemli olanlar: görsel ve işitsel duyulardır.Görsel algılama güçlüğü görsel bilgileri karıştırmasına sebep olabilir. “c” yerine “e”, “b” yerine “d”, “m” yerine “n”, “b” yerine “p” gibi…

Görsel motor problemleri olan çocuk top yakalama ya da fırlatmada, bulmaca çözmede, ip atlamada, çekiç ve çivi kullanma da sorun yaşar.“Figür yerleştirme” problemi olabilir: okurken kelime ve satırları atlayabilir.Derinliği yanlış değerlendirebilir; bu yüzden eşyalara çarpabilir, sandalyeden düşebilir.

İşitsel algılama güçlüğü: hafif ses farklılıklarını ayırt etmede güçlük yaşayabilir. Örneğin; başka çocukların oyun oynadığı odada tv izliyorsa, sizin ona: “ Buraya gel ve sofrayı kur” dediğinizi duymayabilir. Bunun nedeni sizin sesinizi (figür) diğer seslerden (fon) ayırt edememesidir. Böylece sizi dinlemiyormuş gibi görünür.

Bütünleme güçlükleri, soyutlama ve organize etme güçlükleri yaşayabilirler. Sıralama güçlükleri yaşayabilirler; anlatılan bir hikayeyi tekrar anlatması istendiğinde olayların sırasını karıştırabilir; “23” ü “32” diye yazabilir. Örneğin; 12 ayı ezberler sayar ama “Eylülden sonra hangi ay gelir?” sorusuna cevap veremeyebilir.

Hafıza güçlükleri yaşayabilir; bilgiyi kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçirmede sorun yaşayabilirler. Uzun süreli hafızada sorun yoktur. 3 yıl önceki olayı detaylı şekilde aktarır. Ancak öğretmenin istediği ödevi ertesi gün tamamıyla unutabilir. Normal çocuk 3-5 kerede öğrenirken o 10 kerede öğrenir.

Tüm bu güçlüklerden ötürü yazma ve okumada faklılıklar gösterirler. Önlerine konan bir metni farklı, eksik, fazla ya da yanlış okuyabilirler.

3.       Dağınık ve düzensizdirler.

. Sınırları çizemeler.

4.       Kullandıkları eşyanın yerini sık sık unuturlar.

Öncelikleri ayarlayamazlar.

5.       Acelecidirler.

19. Sürekliliği sağlayamazlar.

6.       Heyecanlıdırlar.

20. Mükemmeliyetçidirler.

7.       Sabırsızdırlar.

21. Kıskançtırlar, kardeşlerini kıskanırlar.

8.       Çabuk olumsuz tavır takınırlar.

9.       Çabuk sinirlenirler.

22. Kontrol güçlüğü yaşarlar.

10.    İnatçıdırlar.

23. İletişim bozukluğu yaşarlar.

11.    Takılıp kalırlar.

24. Çabuk karar değiştirirler.

12.    Israrcıdırlar

25. Çok duyarlı, hassaslar

13.    İddiacıdırlar.

14.    Abartılıdırlar.

26. Utangaçtırlar.

15.    Meraklıdırlar.

16.    Zamanı iyi kullanamazlar.

Hiperaktif Çocuklarda Yapılması Gerekenler

Hiperaktif çocukla başarılı bir iletişim kurabilmek için: Cezadan önce ödül yöntemi kullanılmalı, o davranışı tesadüfen bile yapmış olsa.Açık, net ve kısa konuşulmalı. Tatlı-sert olunmalı. Kurallar kesin, kararlı ve değişmez olmalı.

Özellikle duygu düzeni konusunda istikrarlı olunmalı. Akşamları kaçta yatacağı kesin bir dille ifade edilmeli. Eğer esneme olacaksa nedeni ve ne kadar olacağı belirtilmeli. Kurallar yazılı olarak oluşturulmalı ve odasına asılmalı. Günlük program haline getirilmeli. Bazen sözleşme haline getirilerek karşılıklı imzalanabilir.

Çocuk düzene uymazsa;

–          Hareketliliği artar.

–          Sinir ve Hırçınlık artar.

–          Sakarlık ve kazalara açıklık artar.

–          İştahsızlık oluşur.

–          Gelişimi olumsuz etkilenebilir, boy uzaması azalabilir.

Kısaca;

–          Açıklayıcı kısa ve öz olun-          2 seçenek sunun.-          Doğru yaptığı her şeyi ödüllendirin.

–          Zaman yönetimini öğretin.-          Kıyaslama yapmayın.-          Yasaklar koymayın.

( örn.; “ Sen zayıf  aldın sinemaya gitmiyorsun.” )

Hiperaktivite ve Dikkat Dağınıklığı Olan Çocuklarda Okul Başarısı İçiYapılması Gerekenler:

Dış ortamın düzenlenmesi:

–          Hep aynı odada çalışılmalı, o masada sadece ders çalışılmalı.

–          Televizyon ve müzik kapatılmalı.

–          Oda sade olmalı; çocuğun bakış açısına giren resim, obje, süs eşyası vb. kaldırılmalı.

–          Yüzü duvara dönük olmalı, oda aydınlatılmış olmalı.

–          Kütüphane varsa üstüne beyaz çarşaf örtülmeli.

–          Dersler bölünüp planlamalı. 10 dk. mat., 10 dk. türkçe, 10 dk. hayat bilgisi. Zorlanıyorsa araya basit, dinlendirici dersler ( müzik, resim vb.) serpiştirilebilir.

Ders çalışırken;

–          Sabit zaman-sabit yer yöntemi: Hep aynı yerde hep aynı saatte çalıştırılmalı

.-          Hemen şimdi yöntemi (sıcağı sıcağına)

: Çocuk okuldan derse ısınmış olarak gelir. Hemen derse başlarsanız daha hızlı ve kolay adapte olur. Bu yüzden ders çalışma ve ödev yapma okuldan gelir gelmez hemen halledilmelidir.

–          Dikkat yoğunluğu saptama yöntemi: Dikkat sabah saatlerinde yoğundur. Bu yoğunluk öğlene doğru azalır. Akşam azalma doruk noktasındadır. Saat 21:30’dan itibaren dikkat biter.

–     Kısa çalışma-kısa ara yöntemi: Kısa çalışma: 15-20 dk. Ara süresi: 2-3 dk.televizyon seyretme, bilgisayar oynama aralarda olmamalıdır.

–          Küçük parçalara ayırarak çalışma yöntemi: örneğin; 2 sayfalık bir oku-anlat ya da yazı çalışması varsa; bir parça 4-5 paragrafa ayrılarak çalıştırılır.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu her 20 çocuktan 1’inde görülür. 3 kolu vardır:

1.       Dikkatsizlik

2.       Hiperaktivite

3.       Dürtüsellik :

Başkalarının sözünü keser, araya girer, sırasını bekleme zorluğu vardır.

Tedavide davranışsal yaklaşımın yanı sıra ilaç tedavisi (metilfenidat tıbbi tedavisi) uygulanır. Bu kriterlerle 7 yaşından önce ortaya çıkmış olması ve 6 aydan fazla sürmesi şarttır. DEHB için metilfenidatın etkisi 30-45 dk ile başlar, 1,5-2,5 saatte maksimuma ulaşır. 4 saatte biter.

DEHB genetiktir. Bu bozukluğu olan çocukların %10 ile %35’inin birinci derecede akrabasında aynı bozukluk vardır.                Ergenlikte devam edebilir. Dürtüsellikten dolayı erken yaşta madde kullanımı, alkol/sigara bağımlılığı, istenmeyen gebelikler, araba kazaları görülebilir. Erişkinlikte ani kararla evlenmeler/boşanmalar, kaybedilen işler, kazalar, borçlar, çocuklara fiziksel şiddet görülebilir.

Yaşam boyu “sebatsızlık” problemi, sosyal izolasyon, öfke ve agresyon, yalnızlık, dışlanma ve alay edilme görülür.

TURNER SENDROMU NEDİR?

TURNER SENDROMU NEDİR?

Turner sendromu (kısaca TS) kadınlarda 2500’de bir görülen genetik bir bozukluktur.1938’de Dr Turner tarafından hastalarında  bazı fiziksel değişiklik ve bozukluklar gözlemlemesiyle tanımlanmıştır.1960’da, hastalığa kromozom bozukluğunun yol açtığı bulunmuştur.

Bu hastalığa kadınlardaki X kromozomlarından birinin bozuk ya da yok olması yol açmaktadır.Her insanda 46 olması gereken kromozom sayısı TS’li kadınlarda 45’dir.

TS doğumda ya da hayatın sonraki dönemlerinde teşhis edilebilir.Başlıca belirtileri şunlardır:

Normalden kısa boy (135-150 cm arası)
Ayakların veya ellerdeki şişkinlik
Perdeli boyun(boynun yanlarında perde şeklinde sarkıklık)
Ensedeki saç çizgisinin normalden aşağıda olması
Yumurtalıkların oluşmaması,adet görememe
Yukarıya doğru kıvrımlı tırnaklar
Geniş göğüs kafesi
Meme başlarının yaygın olması
Kulakların normalden aşağıda yer alması veya büyük ya da kepçe olması
Göz,kulak,kalp,böbrek,şeker,yüksek tansiyon,çabuk iyileşmeyen yaralar gibi sağlık problemleri
Sayılan belirtilerin çok olması sizleri korkutmasın.Hastalıkla ilk tanıştığımızda biz de çok panik olmuştuk.Bu sayılanların tümünün birden yaşanacağı anlamına gelmiyor.Fakat kısa boy ve yumurtalık oluşmaması maalesef her hastada bulunacak.Diğerleri ise kişiye göre değişiyor.Hastalıkla mücadelede en önemli husus bu sorunların teşhisten sonra ilgili alanlar tarafından kontrol altında tutulması.

Ayrıca TS’li hastaların zeka seviyesinde hiçbir sorun yok.Fakat bazı dikkat dağınıklığı,matematikte başarısızlık gibi sorunlar olabilir.Hastalığı öğrendiğimizde bizi en çok bu endişelendirmişti.Neyse ki öyle olmadığını öğrendik.
alıntı

Hidrosefali Nedir?

hidrosefali…

Hidrosefali Nedir?
En genel tanımıyla hidrosefali terimi, kafa içindeki suyun miktar olarak arttığı durumları açıklar ve ilk akla gelen kafa büyümesidir. Kafamızın içinde, birbiriyle ilişkili olan mağaralar olarak düşünebileceğimiz boşluklar bulunur. Biz bunlara “ventrikül” ya da “karıncık” diyoruz. Bunların en büyüğü ise “yan karıncık” tır. Kafamızın içindeki suyu, bildiğimiz su gibi düşünmek yanlış olur. Bu su dediğimiz “beyin-omurilik” sıvısıdır ve birçok fonksiyona sahiptir. En önemli görevi ise; beynimizi etkileyecek şiddetli çarpmalarda beyni korumasıdır. Bu sıvıda kanımızdaki gibi besleyici maddeler de bulunur. Beyin omurilik sıvısının (BOS) büyük bir çoğunluğu, karıncıklardaki yosunumsu bir organ olan koroid pleksuslarda yapılırken, bir kısmı da beyin dokusu ve omurilikte yapılır. Yosuna benzeyen koroid pleksuslartüm karıncıklarda bulunmaktadır ve temel olarak BOS yapımından sorumludurlar. Günde yaklaşık yarım litre BOS üretilmekte ve aynı miktarda da emilmektedir.
Resim 1: Beyin omurilik sıvısının (BOS) üretildiği beyin boşlukları ve BOS dolanım yollarını gösteren şematik resim. Oklar BOS akış yönünü göstermektedir.
İki tarafta da bulunan yan karıncıklardaki BOS küçük birer pencere ile (foramen Monro)beynin ortasında bulunan üçüncü karıncığa akar ve daha sonra ince ve 1 cm uzunluğundaki bir kanal ile dördüncü karıncık denen diğer bir boşluğa doğru devam eder. Bu akış omurilik merkezine kadar devamlılık sağlar. Dördüncü karıncıktaki deliklerden çıkan BOS omurilik çevresinde ve beyin çevresinde dolaşarak beyin yüzeyindeki büyük toplardamarlara özel dokular (araknoid villus) sayesinde emilerek geri döner (Resim 1). Şimdi hidrosefaliyi tanımak çok daha kolay olacaktır. Hidrosefalinin bilimsel tanımı: beyin boşluklarının (karıncıklarının) genişlemesiyle birlikte beyin-omurilik sıvısının basınç ve miktarında artmadır.
Hidrosefali Neden Olur?

Mevcut hastaların hemen hemen büyük çoğunluğunda hidrosefali, beyin omurilik sıvısının dolaşım yolundaki herhangi bir noktasındaki tıkanmaya bağlı olarak oluşur. Tıkanma karıncıkları birbirine bağlayan delikler veya kanalda olabildiği gibi emilimin olduğu son noktada da olabilir. Bu tıkanmanın nedeni, bir kafa darbesi, enfeksiyon ya da tümör olabilir.
Hidrosefali nedenlerini konjenitalyani “doğuştan” ya da sonradan gelişen ”edinsel” olarak da ikiye ayırabiliriz. Doğuştan hidrosefalimiyelomeningoselgibi hastalıklarla birlikte görülebilir. Edinsel hidrosefali gelişiminin de üç nedeni olabilir:
Birincisi; beyin omurilik sıvısının aşırı yapımıdır. Bu genellikle bir tümör nedeniyle olabilir.
İkincisi; beyin omurilik sıvısının dolaştığı yollarda bir tıkanıklık söz konusudur. Tıkanıklığın nedeni, menenjit-ansefalit gibi enfeksiyonlar, travmaya bağlı kanamalardır. Sıvı akışının engellenmesiyle oluşan bu tür hidrosefaliaynı zamanda “non-kommünike” (bağlantısı olmayan hidrosefali) olarak da adlandırılır.
Üçüncü neden ise; beyin–omurilik sıvısının emiliminde bir bozukluk olmasıdır. Bu tür hidrosefalide ”kommünike” (bağlantının korunduğu) hidrosefali olarak tanımlanır.
Hidrosefali nedenlerini kısaca maddeleyecek olursak;
• Spina Bifidaya da miyelomeningosel(omuriliğin anne karnında kapanmayıp açık kalması)
• Üçüncü karıncık ile dördüncü karıncık arasındaki su kanalı darlığı-tıkanıklığı (Akueduktusdarlığı-tıkanıklığı)
• Beyinciğin ve/veya beyin sapının kafatasından omurilik kanalına fıtıklaşması (Chiari malformasyonları)
• BOSyollarını daraltan veya tıkayan içi sıvı dolu kesecikler (Araknoid kistler)
• Beyin, beyincik ve beyin sapı tümörleri
• Menenjit ve benzeri enfeksiyonlar sonrası
• Beyin boşlukları içine veya beyin zarı altına kanamalar sonrası
• BOSüreten organın tümörü
• Kanama, enfeksiyon veya iltihap sonrası beyin zarı altında BOSakımının engellenmesi
• Genetik ya da ailesel hidrosefali olarak karşımıza çıkabilir.

 
TABLO 1: HİDROSEFALİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
0-2 YAŞ 2-6 YAŞ 6 YAŞ ↑
Baş çevresinde büyüme Kafa içi basıncın artmasına bağlı baş ağrısı Kafa içi basıncın artmasına bağlı baş ağrısı
Bıngıldakta genişleme ve gerginlik Kusma Kusma ve Kilo kaybı
İnce- tiz bir sesle ağlama Çift görme Okul başarısında düşmeler
Kafadaki damarlarda belirginleşme Huzursuzluk, denge sağlamada problemler Görme bozuklukları
Gözlerde batan güneş manzarası(gözlerin yukarıya doğru bakamaması) Konuşma ve yürüme geriliği Dalgınlık, unutkanlık gibi davranış değişikleri
Hidrosefali Tanısı Nasıl Konur?

Doğum ile birlikte olmayan hidrosefalidurumlarında, bazı özel incelemeler gerekebilir. Genellikle ilk test;
1. BT(bilgisayarlı tomografi): Beyin dokusunun X-ışınları ile kesitsel olarak bilgisayar ortamında değerlendirilmesi esasına dayanır. Oldukça etkin ve sık kullanılan bir yöntemdir.
2. MRG(manyetik rezonans görüntüleme): BTden farklı olan yönü, X-ışınları yerine radyo dalgaları ve çok güçlü manyetik alan (mıknatıs) kullanılarak görüntülerin elde edilme yöntemidir. Özellikle beyin-omurilik sıvısının dolaşım yollarının gösterebilmesi açısından yararlılık sağlar.
3. USG(ultrasonografi): yüksek frekanslı ses dalgaları ile kafa içindeki oluşumları görüntülemek amacıyla kullanılır. Özellikle doğum öncesi anne karnında bebeği değerlendirmede çok sık kullanılır ve anne karnında hidrosefaliyi saptamada önemli rolü vardır. Doğum sonrası ise bebeklerde bıngıldak kapanıncaya kadar beyin boşluklarını (karıncıkları) göstermede kullanılan ve dolayısıyla hidrosefalitanısında etkin ve ucuz bir yöntemdir. Daha büyük yaş grubunda bıngıldak kapanmış olması nedeniyle tercih edilmez.
Yukarıda belirtilen yöntemler ile beyindeki karıncıkların genişlemesi ve beyinde basınç artımı belirtilerinin gösterilmesi ile hidrosefalitanısı kesinleşir. MRGise karıncıklar arsında ilişkiyi sağlayan pencere ve kanalların durumunu ayrıntılı olarak gösterebilmesi nedeniyle diğer yöntemlere üstünlük sağlar.
Hidrosefali Tedavisi Nasıldır?

Hidrosefalinin erken dönemde belirlenmesi tedavi açısından önem taşır. Günümüzde hidrosefalitedavisi planlaması;
Tıkanma nedeni tümör ise buna yönelik girişim yapılabilir ya da toplanan fazla sıvı, vücudun başka bir yerinden emilecek şekilde uygun bir yol ile yönlendirilir. Bu yönlendirme işlemi ise “şant” denilen cihazlar sayesinde yapılır.
ŞANT: Silikon bir tüpten oluşur ve bunun kalınlığı tükenmez kalem içindeki mürekkep konulan plastik kısım kadardır. Şantüç bölümden oluşur:
1. Ventriküler (karıncık içine yerleştirilen) kateter (tüp)
2. Valf (pompa)
3. Distal (valf veya pompadan sonra devam eden karın boşluğuna veya kalbe giden) kateter (tüp)
Valf’in özelliği, tek yöne doğru BOSakışına izin vermesidir. Çocuktaki mevcut problemlere göre seçilebilecek değişik şant sistemleri vardır.
alıntı

%d blogcu bunu beğendi: