Dil potansiyeli ile dili kullanma becerisinin içerikleri farklıdır. Aynı toplum içinde
{loadposition header}
bireylerin birbirinden farklı dil kullanımları vardır. Bireylerin yaşa, eğitimlerine, yaşadıkları
bölgelere, ilgili alanlarına göre farklı dil kullanımları dilin bireysel yönünü oluşturur.
Çocukların büyüme ver gelişmeleri doğum anından itibaren büyük bir ilgiyle izlenir.
Büyümenin en hızlı olduğu yaşamın ilk yılı ve bunu izleyen altı yaşa kadar olan dönem olarak
kabul edilmektedir. Bu dönemde çocukların zihinsel, dil, sosyal ve fiziksel gelişim alanlarında
yaşlarına uygun özellikler göstermeleri beklenmektedir. Yaşamın ilk yılında en hızlı gelişim
fiziksel büyümede görülürken, ikinci yıl dilin en hızlı geliştiği dönem olarak kabul
edilmektedir. Çocuğun dili kullanmayı öğrenmesi gelişimin en önemli göstergelerinden birdir.
Çünkü dil,belirli kurallara dayalı semboller sistemidir. Konuşma ise, dili kullanarak sözlü
iletişim kurma yöntemidir. Her dilin sözcük, ses ve gramer yapıları birbirinden farklıdır.
Gelişimin doğum öncesinden başladığı görüşüne dayanılarak çocuğun dille ilgili becerileri de
bu andan itibaren öğrendiği kabul edilmektedir.
Çocuğun dil gelişimi doğumdan it itibaren izlendiğinde doğuştan getirdiği bir ses
kapasitesinin olduğu görülmektedir. Doğumdan sonraki ilk aylarda bebek ağlama, gülme,
hıçkırma, bağırma gibi kendiliğinden bir takım sesler çıkarırken, dışardan işittiği sesleri de
taklit etmeye başlar. Ses taklitleri, hece tekrarları ve ilk sözcüğün söylenmesi gibi dil
gelişimindeki belirgin aşamalar izlenerek çocuğun konuşulanları anlaması ve konuşmaya
başlaması gerçekleşir. Çocuk olgunlaştıkça konuşma mekanizması üzerindeki denetimi
artmaktadır. Çocuğun biyolojik kapasitesinin yanı sıra çevrenin ve eğitimin gelişim
üzerindeki etkinliği de önem kazanmaktadır. Bu nedenle çocuğun ana dilini kazanırken
geçirdiği aşamalarda eğitimin destekleyici rolünden yararlanmak gerekmektedir. Çocuğun ilk
dönemlerde konuşması için desteklenmesine, uygun ortamlar yaratılmasına ve uyarıcılar
sunulmasına gereksinimi vardır.
Dil kullanabilmek doğuştan getirdiğimiz bir yetenektir ama fitili ateşlemek için uyarıcı
çevreye ihtiyaç vardır. Darwin’nin de dediği gibi türünün tatlı melodisi anne dili çocuğun ilk
donanımıdır.
Çocukta dilin gelişmesi hem onu olgunlaşmasına hem de öğrenmesine dayanır.
Bebeklikten sonraki yıllarda bütün normal çocuklar, hatta zeka düzeyi normalin altında olan
büyük çocuklar çevrelerinde kullanılan dili öğrenirler. Çocuğun doğduktan bir yetişken
oluncaya kadar ana dilini öğrenme sürecini (dil gelişimi denir) çocuk arzu, istek ve
ihtiyaçlarını cümlelerle dile getirir. Dil gelişiminin normal olması için zeka ve duyu
organlarını normal yapıda olması gerekir. Dil gelişimin niteliği çocuğun zihinsel gelişimini
belirler. Dil zihin gelişiminin en sağlıklı göstergesidir. Dil yönünden kusurlu olan çocuklar
kendilerini ifade etmekte güçlük çekerler. Bu durumda çocukta bir çok sorun ortaya
çıkmasına neden olur. Dilin sağlıklı bir şekilde gelişmesi çocuğun diğer gelişimlerini de
olumlu yönde etkiler.
Bu yüzden dil gelişimine önem verip en etkin olduğu çağda yani okul öncesi dönemde bu
alanda bol bol çalışmalar yapılmalıdır. Dilin çok önemli olduğu herkes tarafından bilinmekle
birlikte buna çok fazla önem verilmemektedir.
En önemli unsur bu dönemde çocukların dil gelişimini ilerletmek ve bunu yaparken farkı
metotlar kullanarak dili daha da zenginleştirmektir. Çocuklara drama, oyun, tiyatro, şiir,
tekerleme, parmak oyunları, hikaye anlatma, tekrarlama, yorumlama gibi çalışmalar
yaptırtarak hem dili düzgün kullanmayı öğretebilir hem de bunu yaparken çocuğun zevk
almasını sağlayabiliriz.
Çocuk bundan zevk alırsa bu çalışmaları daha çok yapar bu sayada dil gelişim dönemini
çok iyi bir şekilde geçirmiş olur. Yani daha iyi bir diksiyonu, daha bir kelime haznesi, daha
etkili bir konuşması, bunlara bağlı olarak da daha iyi bir sosyal çevresi oluşur.
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.