hd porno porno hd porno porno

Çoklu zeka kuramı

7.667 okundu

Zekânın tanımı konusunda çeşitli görüşler vardır. Bunları kısaca özetleyecek olursak zekâ:
i. Bireyin çevreye uyumudur: Buna göre zekâ yeni durumlara, yeni problemlere uyabilme yeteneğidir.
ii. Öğrenebilme yeteneğidir: Zekâ bireyin öğrenim yeteneğinin genişliği ve çeşitliliği ile ilgilidir.
iii. Soyut düşünebilme yeteneğidir: Zekâ bireyin sözel ve sayısal sembolleri kolayca ve uygun şekilde kullanabilme ve bu sembollerle ifade edilmiş problemleri çözebilme yeteneğidir.
Modern anlamda zekâ konusundaki ilk çalışmalar Alfred Binet’in 1904 yılında yaptığı zekâ testi çalışmasından sonra ortaya çıkmıştır. Bundan önce Eflatun’a kadar uzanan çeşitli çalışmalardan söz edebiliriz. Bunun yanında Enderun Okulları örneğinde olduğu gibi Osmanlı Devleti’nde üstün zekâlılar için çeşitli tarama, seçme usulleri geliştirildiği, bunların özel bir eğitimden geçirilerek devlet kadrolarına yerleştirildiği görülmektedir.
Alfred Binet’ten sonra zekâ konusunda çeşitli görüşler ve kuramlar ortaya atılmıştır. Gardner’a kadar zekâ ile ilgili genel anlamda IQ sayısal değerinin kutsandığı görüş ve kuramlar hâkim olmuştur. Zekâ klasik anlamda genel yetenek, sayısal, sözel yetenekler ve bunların etrafın diğer bazı yeteneklerden oluşmaktadır. Bu anlamda bireyler genel zekâlarına göre toplumda çan eğrisi dediğimiz bir dağılım gösterirler. IQ zekânın tek ve değişmez belirleyicisidir. Zekâ klasik görüşlere göre kalıtsal niteliktedir.
Gardner, zekânın tek bir faktörle açıklanamayacak kadar çok sayıda yetenekleri içerdiğini belirtmektedir. Önceki zekâ kuramlarının ve bu doğrultuda hazırlan zekâ testlerinin daha çok akademik yetenekleri ölçtüğü eleştirisi içerisindeki Gardner en altı (bura sekiz tür incelenecektir) türde zekâ olduğunu ortaya koymuştur. Gardner’a göre zekâ kişinin:
i.   Bir veya birden fazla kültürde değer bulan bir ürün ortaya koyabilme kapasitesi
ii.   Gerçek hayatta karşılaştığı problemlere etkili ve verimli çözümler üretebilme becerisi
iii.   Çözüme kavuşturulması gereken yeni veya karmaşık yapılı problemleri keşfetme yeteneği
olarak tanımlanmaktadır.
Gardner’a göre zekâ çok yönlüdür. Bireyin doğuştan getirdiği zekâsı iyileştirilebilir, geliştirilebilir ve değiştirilebilir. Yani birey zeki olmayı öğrenebilir. Selçuk (2002), çoklu zekâyı dengeli beslenmeye benzetmektedir. Çocukların sadece matematiksel ve dilsel alanlarda beslenmesi onların tek yönlü uyarılmasına neden olduğunu ve böylelikle çocukların zihin gelişiminin olumsuz etkilendiğini belirtmektedir. Gardner’ın Çoklu Zekâ Kuramı insanın, zekânın 8 boyutuna göre uyarılması üzerine kurulu bir eğitim sistemiyle eğitilmesini öneriyor. Gardner’ın bu kuramı sonucunda insanları salt IQ’larına göre sınıflama çalışmaları özellikle okullarda uygulama dışı kalmış ve toplumda zeki olarak nitelendirilebilecek insan sayısının önceden ortaya konan oranlardan oldukça fazla olduğu görüşü yaygınlık kazanmıştır.
Çoklu Zekâ Kuramının anahtar kavramı “çoğul” kelimesidir. Çünkü zekâ çok yönlüdür, kalıtsaldır, geliştirilebilir ve öğrenilebilir. Gardner’a göre zekânın özellikleri şunlardır:
1.   Her insan kendi zekâsını artırma ve geliştirme yeteneğine sahiptir.
2.   Zekâ sadece değişmekle kalmaz aynı zamanda başkalarına da öğretilebilir
3.   Zekâ insandaki beyin ve zihin sistemlerinin birbirleriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan çok yönlü bir olgudur.
4.   Zekâ çok yönlülük göstermesine rağmen kendi içinde bir bütündür.
5.   Her insan, çeşitli zekâ alanlarının tümüne sahiptir.
6.   Her insan, zekâ alanlarında her birini belli düzeyde değiştirebilir.
7.   Çeşitli zekâ alanları, genellikle bir arada belli bir uyum içinde çalışırlar.
8.   Bir insanın her alanda zeki olabilmesinin birçok yolu bulunmaktadır.
Gardner’ın Çoklu Zekâ Kuramı büyük ölçüde beyin araştırmalarına ve nöro-psikolojiye dayanmıştır. Beyin araştırmaları her bir zekânın beyinde belirli bir yerde bulunmadığını göstermiştir. Beynin yapısı incelendiğinde Çoklu Zekâ Kuramının tartışmasız kabul edilmesinin nedenleri görülebilecektir.

B. Beynin İşleyişi
İnsan beyninde yaklaşık 100 milyar hücre vardır.  İnsanın doğduğunda bütün hayatı boyunca sahip olduğu beyin hücrelerine sahiptir. Yani beyin hücreleri sonradan çoğalmaz, doğuştan getirilen hücrelerden ibarettir. Beyin hücreleri yani nöronlar hücre gövdesi dendrit ve akson olmak üzere üç kısımdan oluşur. Yeni doğanda dendrit ağları seyrek ve az gelişmiştir.
Beyin, insanın diğer kişilerle ve nesnelerle etkileşimde bulunmasıyla gelişmektedir. Beyin hücrelerine eşlik eden sinir bağlantılarının (dendritler ve aksonlar) yapılaşması, doğrudan çocuğun yaşantıları ile ilgilidir. Çocuğun aktif yaşantısı, zihinsel çabası ve zengin çevresel uyarıcılar nöronlardaki dendritlerin dallanıp budaklanmasına yol açar. Dolayısı ile yaşantısal etkileşimlerin olmadığı durumlarda kullan ya da at prensibi çerçevesinde beyin gelişimi ya da diğer bir ifadeyle beyin hücrelerinin yaşaması devam etmez.
Beynin büyümesi daha fazla nöron oluşturmasından değil, zaten yerlerinde olan bu nöronların genişlemesinden, akson sayınsın ve dendritlerin bağlantılarının artmasından dolayı büyür. İnsan vücudunda ihtiyacının iki katı nöron vardır. Tıpkı bir ormanın seyreltilmesi gibi ihtiyaç duyulmayan ve kullanılmayan nöronlar ölür. Beyin hücrelerinin hayatta kalmasını nöraptik faktör denilen proteinlerin gönderdiği uyaranlar sağlar.
Çocuklar, beyinlerini kullanmaları için fırsatlarla karşı karşıya kalmadıklarında dendritler uyarılmazlar. Okul çağındaki çocukların baskın oldukları zekâ alanları aktif olarak uyarılmadığında beyin hücrelerinde nöral budanma gerçekleşir yani o alanla ilgili beyin hücreleri ölür.
Nöral dallanma dediğimiz dendritlerin çoğalması, aksonlara bağlı sinapsların artması için okullarda müziksel uyaranlar, hipotetik düşünme egzersizleri örneğin “Atatürk 80 yaşına kadar yaşasaydı ülkemizde şu anda nasıl değişiklikler olurdu”, “burnumuz duysa, kulağımız koklasa ne olurdu” “niçin, niçin değil” gibi sorular ve konularla ters düşünme stratejileri işlenebilir.

C. Çoklu Zekâ Alanları
Anne babalar çocuklarının zeki olmalarını isterler. Bu onlar için hem guru kaynağı, hem de bir güven unsurudur. Zeki çocuklar gelecek daha başarılı olur yargısının genel kabul gördüğü söylenebilir.
Öğretmenler de sınıflarındaki çocukların zeki olmalarını isterler. Böylelikle, öğretmek istedikleri şeyleri daha çabuk öğretir, mesleki doyum ve başarı duygusu yüksek hissedilebilir.
Klasik anlamda zeki çocuklar IQ testleri ile belirlenirdi. IQ testleri zekânın sınırlı alanlarını ölçtüğünden tartışılmaktadır. IQ’su yüksek çıkan bir çocukla ilgili beklentiler de yükseldiği gibi, düşük çıkan çocukla ilgili beklentiler de azalmaktadır. Birçok uzman anne babalara IQ testlerine itibar edilmemesini, çocuklarına yapacakları en iyi şeyin zengin fırsatlar oluşturmak ve içsel motivasyonlarını desteklemektir.
Çoklu Zekâ Kuramına göre zekâ alanları en az sekiz tane olarak gözlenmektedir. Bu alanlar klasik IQ testleri ile tam olarak ölçülememektedir. Çoklu Zekâ alanları anne babalara ve öğretmenlere yeni şeyler yapma konusunda yol göstermektedir.
Çoklu Zekâ Alanları Nasıl Belirlenir
Çoklu zekâ alanları test dışı tekniklerle belirlenmektedir. Bu tekniklerden bazıları:
•   Gözlem
•   İşaretleme listeleri ve dereceleme ölçekleri (Envanterler)
•   Anekdot kaydı
•   Kimdir bu
•   Görüşme

1.   Sözel – Dil Zekâ
Örnek Kişi: Hz. Mevlana
Sözel dilsel zekâsı yüksek olan kişilerde genel olarak aşağıdaki beceriler gözlenir:
Dinleme becerisi yüksektir
Kelime oyunlarını sever
İyi bir fıkra anlatıcısıdır
Kitaplarla iç içedir
İyi bir kelime hazinesi vardır
Sözel olarak iyi iletişim kurar
Yazmaktan hoşlanır
İyi bir hafızası vardır

Meslek   Eylem   Ders   Ders Dışı
Öğretmen
Gazeteci
Yazar
Şair
Çevirmen
Avukat
Edebiyatçı
Oyun Yazarı
Yayıncı
Hatip
Eğitim bilimci
Komedyen
Romancı   Tanımla
Listele
Görüş
Formüle et
Yeniden İfade et
Tartış
Şiir yaz
Makale yaz
Sunu yap
Slogan bul
Röportaj yap
Mektup yaz
Talk-show sun   Türkçe
Yabancı dil
Dilbilgisi
Sosyal bilgiler   Dil kulübü
Okul gazetesi
Yıllık
Kütüphane
Hikâyeler
Dergiler
Çizgi roman
Kelime oyunları
Senaryo yazma

Sözel-dil zekâsı, bir bireyin kendi diline ait kavramları bir masalcı, bir konuşmacı veya bir politikacı gibi sözlü olarak veya bir şair, bir yazar, bir editör veya bir gazeteci gibi yazılı olarak etkili biçimde kullanabilmesi kapasitesidir. Sözel dil zekâsına sahip insanlar kendi anadilleri yanında başka bir dilde de kendi düşünüce ve duygularını etkili bir şekilde ifade etme kabiliyetine sahiptirler. Sözel dil zekâsı kuvvetli olan bireyler, işiterek, konuşarak, okuyarak, tartışarak ve başkaları ile karşılıklı iletişime ve etkileşime girerek en iyi öğrenirler.
Sözel-dilsel zekâ matematik, fen gibi birçok akademik konu için pasaport görevi görmektedir. Geleneksel öğretimde girdiler büyük oranda okumaya ve işitsel girdilere dayandığı için akademik konularda zayıf olan çocukların öncelikle sözel-dilsel becerileri (okuma, anlama gibi) ölçülmelidir.

2.   Mantıksal-Matematiksel Zekâ:
Örnek Kişi: Leonardo of Pisa: Fibonacci sayılarının keşfedicisi.
Mantıksal-matematiksel zekâsı yüksek olan kişilerde genel olarak aşağıdaki beceriler gözlenir:
Zihinden işlemleri kolayca yapar
Güçlü bir muhakemesi vardır
Kategorileri, ilişkileri fark eder, açıklar
Bilgiler arasında bağlantı kurar
Rakamlarla ilgili işlemleri yapmaktan hoşlanır
Matematik oyunlarından zevk alır
Satranç ve dama gibi oyunlardan zevk alır
Soyut ve kavramsal düşünebilir
Sebep-sonuç ilişkilerini kolayca anlar

Meslek   Eylem   Ders   Ders Dışı
Bilim Adamı
Mühendis
Bilgisayar programcısı
İstatistikçi
Yargıç
Mucit
Matematikçi
Muhasebeci
Polisiye roman yazarı
Eleştirmen
Ekonomist
Satın alma görevlisi   Tahmin et
Uygula
Karşılaştır
Hipotez kur
Problem yaz
Şifrele
Sınıfla
Çözümle
Hesapla
Keşfet
Dene
Sor
Akıl yürüt   Matematik
Hayat bilgisi
Fen ve Teknoloji
Dilbilgisi   Bilgisayar kulübü
Ölçme birimi
Legolar
Hesap makineleri
Bilmeceler
Oyun kartları
Oyuncak paralar
Bulmacalar
Strateji oyunları
Deney yapma
Yap-boz

Mantıksal-matematiksel zekâ, bir bireyin sayıları etkili bir şekilde kullanabilmesi ya da sebep-sonuç ilişkisi kurarak olayların oluşumu ve işleyişi hakkında etkili bir şekilde mantık yürütebilme kapasitesidir. Mantıksal-matematiksel zekâsı güçlü olan bireyler, nesneleri belli kategorilere ayırarak, olaylar arasında mantıksal ilişkiler kurarak, nesnelerin belli özelliklerini niceliksel olarak sayısallaştırarak ve hesaplayarak ve olaylar arasındaki bir takım soyut ilişkiler üzerinde kafa yorarak en iyi öğrenirler.

3.   Görsel-Uzaysal Zekâ
Örnek Kişi: Atatürk
Görsel-uzaysal zekâsı yüksek olan kişilerde genel olarak aşağıdaki beceriler gözlenir:
Harita, tablo ve diyagramları kolay okur
Arkadaşlarına oranla daha çok hayal kurar
Resim, Sanat etkinliklerinden hoşlanır
Yaşına oranla daha iyi şekil çizer
Görsel sunuları tercih eder
Bulmaca çözmekten hoşlanır
Resimlerden daha fazla öğrenirler
Kitap ve defterleri çizer
Nesnelerin yerini bilir

Meslek   Eylem   Ders   Ders Dışı
Kâşif
Mimar
Mühendis
Mekanik
Heykeltıraş
Gemici
Satranç uzmanı
Gezgin
Fotoğrafçı
Ressam
Topolojist
Dekoratör
Geometri Uzmanı   Çiz
Hayal et
Şekil ver
İnşa et
Resmini yap
Poster yap
Örnekle
Boya
Düzenle
Görsel ayrıntı
Hatırla
Rotasyon yap
Dekore et
Renklendir   Sanat
Resim
Teknoloji-tasarım
Fen ve teknoloji
Satranç kulübü
Fotoğrafçılık
Resim kursu
El sanatları
Koleksiyonlar
Legolar
Bloklar
Haritalar
Renkli kalemler
Kuklalar
Bilgisayar oyunu
Karikatür
Model yapma

Görsel-uzaysal zekâ, bir insanın bir avcı, bir izci ya da bir rehber gibi görsel ve uzaysal dünyayı doğru bir şekilde algılaması veya bir dekoratör, bir mimar ya da bir ressam gibi dış dünyadan edindiği izlenimler üzerine değişik şekiller uygulama kapasitesidir.Görsel-uzaysal zekâya sahip insanlar, yer, zaman, renk, çizgi, şekil, biçim ve desen gibi olgulara ve bu olgular arasındaki ilişkilere karşı aşırı hassas ve duyarlıdırlar. Dolayısıyla, görsel-uzaysal zekâsı güçlü olan kişiler, varlıkları, olayları veya olguları görselleştirerek ya da resimlerle, çizgilerle ve renklerle çalışarak en iyi öğrenirler.

4.   Müziksel-Ritmik Zekâ
Örnek Kişi: Sezen Aksu
Müziksel-ritmik zekâsı yüksek olan kişilerde genel olarak aşağıdaki beceriler gözlenir:
Şarkıların melodilerini hatırlar
Güzel şarkı söyler
Müzik aleti çalar
Ritmik konuşur ya da hareket eder
Farkında olmadan mırıldanır
Çalışırken masaya vurarak ritim tutar
Çevresel gürültülere duyarlıdır
Müzik dinleyerek çalışmayı sever
Öğrendiği şarkıları sınıfta söyler

Meslek   Eylem   Ders   Ders Dışı
Kompozitör
Korist
Müzik öğretmeni
Besteci
Bando elemanı
Disk jokey
Tiyatrocu
Şarkıcı
Söz yazarı
Müzik aleti yapımcısı
Udi, gitarist vs.
Müzik market sahibi   Bestele
Kaydet
Şarkı sözü yaz
Ritim tut
Mırıldan
Şarkı söyle
Nota yaz
Islık çal
Ayaklarını vur
Melodi tanı
Enstrüman tanı   Müzik
Drama
Fen ve teknoloji
Beden eğitimi
Matematik
Orff programı
Bando
Orkestra
Müzik kolu
Koro
Gitar kulübü
Müzik zamanı
Aerobik
Şarkılar
Müzikal geziler
Konser

Müziksel-ritmik zekânın üç öğesi bulunmaktadır:
a.sesin perdesi
b. ritim
c. Sesin ayırıcı tonuna karşı duyarlı olmak
Gardner, müziksel-ritmik zekânın dille ilişkili olduğunu belirtmektedir. Çünkü müziksel-ritmik zekâ, anlamı belirtmede kullandığımız işaret sistemlerine dayanmaktadır. Bundan dolayı öğrenme etkinliklerinde ses çeşitlerine ve ses tonuna karşı duyarlı olmak gerekir. Örneğin ritmik sayılar ya da elementler işlenirken el çırpma tekniği kullanmak, öğrencilerin bilişsel içeriği beyne ritmik bir yolla olmalarına imkân sağlar.

5.   Bedensel-Kinestetik Zekâ
Örnek Kişi: Naim Süleymanoğlu, Muhammed Ali Clay
Bedensel-kinestetik zekâsı yüksek olan kişilerde genel olarak aşağıdaki beceriler gözlenir:
Duygularını vücut diliyle ifade eder
Boya ve hamurla oynamayı sever
Nesneleri parçalayıp bütünleştirmeyi sever
Küçük kas gelişimi mükemmeldir
Bir veya daha fazla sporla uğraşır
Otururken elleri ve ayaklarıyla oynar, yerinde duramaz

Meslek   Eylem   Ders   Ders Dışı
Atlet
Dansçı
Balerin
Heykeltıraş
Pandomimci
Balet
Mim sanatçısı
Cerrah
Koreograf
Sihirbaz   Göster
Öğret
Ayarla
Parçalara ayır
Dene
Rol oyna
Yapı oluştur
Alan gezisi yap
Modelini yap   Jimnastik
Beden eğitim
Yüzme
Folklor
Tiyatro
Drama
Spor takımı
Kukla oyunu aerobik
Kil çalışmaları
Mim sanatı
Beden dili
Vücut geliştirme
El sanatları

Gardner kinestezinin altıncı duyumuz olduğunu söyler. Kinestezi, nazikçe hareket edebilme, diğer insanların ve nesnelerin hareketlerini doğrudan kavrayabilmek ilgilidir. Bir başka sınıflamaya göre; görsel ve işitsel öğrencilerin yanı sıra üçüncü gurubu kinestetik öğrenciler oluşturmaktadır. Bu guruptaki öğrenciler akademik yönden çok düşük başarı gösterenlerdir. Bunun başlıca nedeni bu gurup çocukların akademik konulara yatkınlığı az oluşu ve derslerin daha çok işitsel ve görsel olarak işlenip kinestetik etkinliklerin ihmal edilmesidir.
Bedensel-kinestetik zekânın üç ana boyutu vardır; bunlar:
a.   Beden hareketlerini ustalıkla denetleyebilme
b.   Nesneleri yetkin bir şekilde yönlendirebilme
c.   Beden ve akıl arasında bir uyum ve ahenk oluşturmaktır

6.   Doğa Zekâsı
Örnek Kişi: Jacques Kusto, Nasuh Mahruki, Hayrettin Karacan
Doğa zekâsı yüksek olan kişilerde genel olarak aşağıdaki beceriler gözlenir:
Hayvanlara karşı çok meraklıdır
Açık havada olmaktan hoşlanır
Bahçe işlerini sever
Varlıklarını sınıflandırmaya meraklıdır
Çevre kirliliğine duyarlıdır
Doğa dergilerini ve belgesellerini izler
Doğa olaylarına meraklıdır
Doğayla baş başa kalmayı sever

Meslek   Eylem   Ders   Ders Dışı
Ziraat mühendisi
Çiçekçi
Zoolog
Bahçıvan
Ziraat teknisyeni
Biyolog
Pey shop işletmecisi
Jeolog
Veteriner
Çevre bilimci
Peyzaj mimarı
Bitki bilimci
Astronom
Hayvan terbiyecisi
Çiftçi
Dağcı    Gözle
Tahmin et
Sınıflandır
Kategorize et
Çözümle
Fotoğraf çek
Seyahat et
İzle
Bitki yetiştir
Hayvan eğit
Koleksiyon yap
Araştır
Keşfet
Hayat bilgisi
Fen ve teknoloji
Matematik
Sağlık
Türkçe
Doğa gezisi
Müze gezisi
Piknik yapma
İzcilik
Dağcılık
Kamp yapma
Su altı
İnceleme
Akvaryum bakımı
Fotoğrafçılık

Doğa zekâsı her türlü doğal olgu üzerinde hissetmeyi, düşünmeyi ve eylem yapmayı içerir. Mantıksal matematiksel ve içsel zekâ ile bağlantılıdır. Doğa zekâsı gelişmiş bir kişi doğal kaynaklara ve sağlıklı bir çevreye yoğun ilgilidir. Bitki ve hayvan varlığını tanır, canlı cansız varlıkların yeteneklerini üretken olarak kullanabilir. Doğacı zekâsı gelişmiş bir çocuğu açık havada, çamurla, toprakla iç içe oyun oynarken, çeşitli hayvan ve bitkilerle meşgul olurken ya da bulduğu bir taşın ne olduğunu size sorarken görebilirsiniz.

7.   Kişilerarası Zekâ
Örnek Kişi: Barış Manço
Kişilerarası zekâsı yüksek olan kişilerde genel olarak aşağıdaki beceriler gözlenir:
Sosyal ilişki kurmaktan hoşlanır
Doğal bir lider olarak görülür
Problemi olan arkadaşlarına öğütler verir
Organizasyonların baş elemanıdır
İki ya da daha fazla arkadaşı vardır
Başkalarını düşünür, diğerleri onu arkadaşlık için arar

Meslek   Eylem   Ders   Ders Dışı
İş adamı
Dini lider
Öğretmen
Organizatör
Politikacı
Satıcı
Danışman
Antropolog
Sosyolog
Doktor
Parti lideri
Talk showcu
Pazarlamacı
Hemşire
Sosyal çalışmacı   Gözle
Paylaş
Değiştir
Tartış
Katıl
Görüş
İşbirliği yap
Yardım et
Öğret
Takım kur
Yönlendir
Arabulucu ol
Empati kur
Çatışma çöz
İkna et
Hayat bilgisi
Sosyal bilgiler
Halk oyunları
Beden eğitimi
Öğrenci konseyi
Kol çalışmaları
Takım oyunları
İzci kampları
Grup projeleri
Kukla gösterisi
Tartışma grubu
Mektup arkadaşı
Gezi
Yarışmaya katılma
Tiyatro
Ders çalışma
Beyin fırtınası
Kulüp kurma

Kişilerarası zekâ diğer insanları tanımak ve onlarla başarılı bir etkileşim kurmak için kullanılır. İnsanlarla ilgilenmek, birlikte çalışmak, onlarla öğrenmek, onlara öğretmek bu zekâsı yüksek olanların en belirgin özelliğidir. Kişilerarası zeka alanı gelişmiş olanlar, insanları kolayca okuyabilir, empati yapabilirler. Çatışmaları çözümlemede ve aile içi anlaşmazlıkları çözmede başarılıdırlar. İyi etkileşime girerler ve bulundukları ortamlarda doğal bir lider gibidirler.

8.   İçsel Zekâ
Örnek Kişi: Mehmet Akif Ersoy
İçsel zekâsı yüksek olan kişilerde genel olarak aşağıdaki beceriler gözlenir:
Bağımsızlık duygusu güçlüdür
Güçlü ve zayıf yönlerini bilir
Gerçekçi amaçlar oluşturur
Kendini iyi motive eder
Hobileri vardır
Kendi başına çalışmayı tercih eder
Ne hissettiğini doğru bir şekilde söyler
Hatalarından ve başarılarından öğrenebilir
Öz saygısı yüksektir

Meslek   Eylem   Ders   Ders Dışı
Psikolog
Dini lider
Araştırmacı
Kuramcı
Felsefeci
Şair
İlahiyatçı
Politik lider
Zanaatçı
Yazar   Dinle
Anla
Ölç
Değerlendir
Eleştir
İfade et
Günlük yaz
Amaç belirle
Hayal et
Bireysel çalış
Düşün
Duyumsa
Planla
Sessiz kal
Kompozisyon
Matematik
Türkçe
Din bilgisi
Resim

İlgi gurupları
Bilgisayar
Bulmacalar
Filmler
Okuma köşeleri
Kişisel öğretim
El sanatları

Gardner’ın açıklamalarına göre, içsel zekânın üç temel öğesi vardır:
a.   kişinin kendi iç dünyasının ve sahip olduğu kaynakların farkında olmak
b.   düşünce ve duyguları ayırt etmek
c.   bütün bunları davranışları anlam ve yönlendirme amacıyla kullanmak
İçsel zekâ, kişinin hedeflerini belirleme, bağımsız çalışma, motive etme, sağlıklı seçimler yapabilme, duygusal sağlığa sahip olma, olaylar karşısında yıkılmama, geri çekilebilme ve tepki verebilme yeteneklerini etkiler. Büyük yapıtların ve buluşların temelinde yatan sezgi yeteneği içsel zekânın eseridir.
İçsel zekâya sahip kişilerin, durup düşünmeye, yoğunlaşmaya ihtiyaçları vardır. İçsel zekâsı gelişmiş bir çocuk doğal olarak bağımsız ve yalnız kalma isteği duyacaktır. Bazı çocukların yalnız kalma istekleri anti sosyal kişilik bozukluğu olarak algılanabilir. Anti sosyal bozukluğu çocuklar başkaları veya akranları ile sağlık ilişki kuramazlar. Hâlbuki içsel zekâsı gelişmiş bir çocuk başkaları ile kolayca iletişim kurar ve beraber olur. Çocukların yalnız kalma istekleri konusunda duyarlı ve anlayışlı olmak gereklidir.

%d blogcu bunu beğendi: